Hükümet hızla ekonomik paketini hazırlamalı...

Yayın Tarihi: 25/09/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Başbakan Ünal Üstel çok güçlü bir şekilde sandıktan çıktı artık UBP’nin tartışılmaz lideri ve ülkenin Başbakanı oldu. Bu sevinç bir süre sonra kendini "ekonomiyi nasıl düzeltebiliriz"e dönmeli ve hükümet artık şapkayı çıkarıp önüne koymalı. Evet hayat pahalılığı verildi ve bu asgari ücretliye de yansıtıldı. Buraya kadar tamam ama bu artışlar hayatın yine pahalılaşmasını engellemiyor. Artan maaşlar karşısında da tüccar piyasayı zamlıyor ve zamlayacak. İşte bu nedenle artık hükümet bir kriz masası kurup hayatı ucuzlatmanın formüllerini hayata geçirmenin yollarını arayıp bulmalıdır. Aksi takdirde fakir vatandaş tüccarın insafına bırakılırsa fiyatlar yine artacak hayat pahalılığı yine yüksek çıkacak ve tarihler Ocak 2025’I gösterdiğinde yine %20’lerde bir hayat pahalılığı ve asgari ücret artışıyla karşı karşıya bulacağız kendimizi.

Defalarca kez yazdım yine yazmaktan usanmam; hükümet belli başlı temel tüketim maddelerine narh uygulamalı ve hayatı ucuzlatmalı. Tek yol budur. Eğer KKTC piyasaları hükümet tarafından ucuzlatılmazsa yapılan maaş zamları çok kısa bir süre sonra yine maaşların alım gücünün düşmesine neden olacaktır.

Başbakanın artık önü açıktır; 2027 yılına kadar bir erken seçim yoktur. Hem hayatı ucuzlatmak hem de yatırımların yapılması için hükümetin koskoca üç yılı vardır önünde. Hem yatırımlar yapılmalı hem de ekonomi rayına sokulmalıdır.

Başbakan Üstel, Maliye Bakanı, Ekonomi Bakanı ve Tarım bakanını görevlendirip bir ekonomik çıkış paketi hazırlamalı ve hayatın vatandaşın lehine nasıl ucuzlatılabileceğinin çarelerini bulmalıdır. Serbest piyasanın insafına bırakılırsa dediğim gibi dört ay sonra yine ödenmesi zor maaş artışlarıyla baş başa bulacağız kendimizi. Bu kısır döngüden çıkmanın yanı sıra ekonominin güneye kaymasının da engellenmesi gerekmektedir.

En büyük tehlikelerden biri de budur, ekonomi tam anlamıyla Güney Kıbrıs’a kaymıştır, para KKTC sınırları içerisinde kalmıyor ve güneye akıyor, hükümet bunun önüne geçmelidir bir an önce.

Kıbrıs Türkü adeta çaresizliği oynuyor. Üniversite mezunu onlarca yüzlerce genç Rum tarafındaki otellerde garsonluk yapmak zorunda kalıyor. İki eşit egemen devlet olmadığımız buradan anlaşılabilir. Üniversite mezunu gençler, sırf maaşı daha iyi diye Rum tarafındaki birçok sektörde çalışmak durumunda kalıyor. 1500 Euro maaş alacak getirip Türk tarafında bozuğunda iyi bir para geçecek eline. Gençlerde haklı, çünkü başka çareleri kalmadı geçinmek için.

İnsanlar artık market alışverişi ve benzin için çalışıyorlar. Normal asgari ücret alan bir birey maaşının en az iki bin lirasını benzine vermek zorunda, aşırı pahalılaşan marketlerden geriye kalan parasıyla ne alabilirse artık alacak. Bir tavuğun 100 lira gittiği bir dönemde varın siz hesaplayın kaç gün geçinebilecek alışveriş yapabilir. Bu hesapların içinde başka temel ihtiyaçları yazmadım bile. Çocuk mu okutacak, kira taksit mi ödeyecek, üstüne başına mı bir şey alacak, eline harçlık mı yapacak geriye kalan parayla.

Durumlar kötü dostlar hem de çok kötü. Gıdaların ucuzlaması için hükümetin devreye girmesi gerekiyor. Temel tüketim maddelerinin ucuzlaması için ve de pahalı olmaması için hükümetin piyasaları sıkı denetlemesi ve müdahale etmesi gerekiyor.

Eğer serbest piyasadır deyip kendi haline bırakılırsa bir süre sonra kimse alışveriş yapamaz hale gelir.

Devletin kontrol edemeyeceği şeyler olduğu gibi kontrol edebileceği şeyler var; devlet birçok ekonomik emtiaya müdahale edebilir, etmelidir.

Aşırı gıda zamlarının önüne geçilmeli, sebze meyve fiyatları gerekirse ithalatla dengelenmeli.

Açıkçası hükümet, pahalılığı giderecek formüller geliştirmeli. Hükümet hükümetliliğini göstermeli…

 

*******************

Günün Sözü

“Bir toplumu tahrip etmenin en etkili yolu, o toplumun parasını tahrip etmektir.”

Lenin


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları