Kıbrıs meselesinde yeni bir umut var mı?
Yunanistan’la balayı yaşayan Türkiye, Atina zirvesinden sonra Kıbrıs konusunda da bir süreç başlar mı söylentilerine neden olmuştu. Ama bu balayının Kıbrıslı Türkler için bir anlam ifade etmediğini anlamamız uzun sürmedi. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Cumhurbaşkanı Tatar’ı ziyareti sonrasında federasyonun öldüğüne ve iki devletli bir çözümün tek müzakere koşulu olacağını açıkladı.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Tatar bir şey söylüyorsa bir açıklama yapıyorsa biliniz ki o açıklama sadece kendi görüşleri değildir, Ankara’nın da duruşunu ön planda tutarak açıklama yapıyordur. Gelin görün ki geldiğimiz nokta da Türk tarafı olarak Cumhurbaşkanı Tatar ile Ankara hükümetinin Kıbrıs politikası doğru. Neden doğru peki? Çünkü çözüm istemeyen ve hiçbir şekilde müzakerelerde samimi olmayan bir Rum yönetimi var karşımızda. Crans Montana zirvesinin çökmesinin arkasındaki mimarlardan biri de Rum Lider Hristodulidis'ten başkası değildir.
Crans Montana zirvesinde Mavroyannis iyi polisti, Hristodulidis ise kötü polisti ve dönemin Rum lideri Anastasiadis’in masadan kaçması noktasında Hristodulidis'in emeği çok büyüktür. Şimdi beyaz elbise giymiş, tek ayağının üzerinde çözüm isteyen ve bir Türk tezi olan BM’nin de desteklediği federasyonu görüşmek isteyen bir melek rolünü almış karşımızda duruyor.
Crans Montana zirvesinde çözüm olsaydı dostlar inanın ki o zirvede olurdu. Çözüme çok yaklaşıldığı gibi Türk tarafı gerçek anlamda pek çok konuda taviz dahi vermişti. Dediğim gibi normal şartlarda Tatar’ı eleştirmemiz gerekirdi çünkü öyle bir politika izliyor ki bu politikayı Rum tarafının kabul etmesi söz konusu değil ama burada bir gerçek var ki Rum tarafının izlediği müzakere politikası bizi bir yere götürmüyor. Yani ha görüşmüşsünüz ha görüşmemişsiniz; hiçbir anlamı yok. Bu nedenle görüşmemek daha iyi.
Tabii anlatılan başka bir konu daha var; Kıbrıs müzakereleri tekrardan başlayacaksa Crans Montana zirvesinden kaldığı yerden başlamayacak, Birleşmiş Milletler daha aktif bir rol izleyecek ve yeni bir süreç başlayacak ve bu süreç sonsuz olmayacak. Bu ne kadar doğrudur bilmiyoruz. Yani bir kez daha denenebilir mi? Denense dahi o kadar görüşmeden sonra elbette ki Crans Montana’dan kalındığı yerden devam edilmesi gerekir.
Zaten Kıbrıs Türk tarafı görüşmem demiyor, federasyonu görüşmem diyor. Rumlarda federasyon dışında başka bir çözüm şeklini görüşmeyeceğine göre Kıbrıs konusu belirsiz bir şekilde buz dolabına kaldırılmıştır.
Ama dediğim gibi; aynı sorunlarla ve aynı tıkanıklıklarla karşılaşılacağı kesindir. Aslında konu çok basit, sorun çok basittir; Rum tarafı Kıbrıslı Türkleri eşit görmüyor, egemenliği paylaşmak istemiyor, garantörlüğün bitmesini ve Türk askerinin adadan gitmesini istiyor. Rumların federasyon görüşmekten anladığı bu. Hal böyle olunca Türk tarafının da görüşeceği bir şey kalmıyor. İşte bu nedenle süreç tıkanmış hatta bitmiştir diyebiliriz.
****************
Günün Sözü
İnsanın yüreğinde yer eden güçlü duyguların tuhaf alınganlıkları vardır…
Emile Zola
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.