Nakit getir dedi…
Çok düşündüm Kıbrıs konusu ile ilgili bir yazı mı kaleme alayım diye. Malum gündemlerden bir tanesi de Kıbrıs sorunu, sonra vazgeçtim, bir ara kaleme alırım dedim kendi kendime; malum KKTC tanınacak ya; rüya görüyoruz resmen ama buna başka bir gün değineceğim. Reçete vurgunundan ses yok. Sahte diploma meselesinden de ses yok. Hiç unutmam yazımdan dolayı bir siyasi tarafından dava edilmiştim tam 2,5 sene sürmüştü. Bu davalar kaç yıl sürer sürecek gerçekten Allah bilir.
Benim bir diğer derdim doktor viziteleri. 1000 liraydı bir doktor vizitesi. Kızımı doktora götürmek için doktorun sekreterini aradım ve randevu talep ettim. Sekreter beni uyardı “Gökhan bey vizite ücretlerimiz değişti. 2000 lira oldu ve lütfen nakit getirin pos cihazı kullanmıyoruz” dedi. Pos cihazı yok. Neden peki? Çünkü vergiden kaçıracak ilgili doktor. Bin lira ne zaman iki bin oldu onu da bilmiyorum. Gıcıklığına fatura makbuz istemeyi düşündüm ama vazgeçtim, belki de istemeliydim.
Bu insanlar nasıl doktora İki bin lira vizite ücreti ödeyecekler. El insaf.
DOKTOR VE İLAÇ PARALARI ÇOK ARTTI
Kimse bu yazdığımın önüne geçemiyor. İlaç paraları ciddi anlamda arttı. Eczacılar karlarını üzerine koyup ilaçları satıyorlar, ona diyecek bir şeyimiz yok. Hükümet gıda fiyatlarının ucuzlaması için hiçbir şey yapmazken ilaçların ucuzlaması için herhangi bir adım atarlar mı o da ayrı bir konu. İlaçlar gerçekten çok pahalı. Geçtiğimiz gün annem babam emekli malum ödendiler aylık ilaçlarına 8 bin liradan fazla para verdim. Aldıkları emekli maaşı asgari ücret düzeyinde. Maaşları alır almaz 8 bin kusuru eczacılara ödedik ve daha da alacakları ilaçlar var. Kendi hayatımdan örnek veriyorum. Hemen hemen her yaşlı ailenin kullandığı bir ton ilaç vardır, bu insanlar emekli maaşlarının hatırı sayılır bir bölümünü eczacılara veriyorlar. Buna bir de hastane yerine özel doktor eklendiğinde vay halimize. 2000'de doktora vereceksiniz. Bindi iki bin oldu. Üstelik de kredi kartı kabul etmiyorlar, nakit ödeyeceksiniz. Makbuz yok. Bir de buradan vergi kaçırıyorlar. Bakın günahlarına girmeyim makbuz kesen çocuk doktorları da var ama kaç tanesi.
İnsanlar nasıl yapacak nasıl üstesinden gelecek bu durumun. Bir de tüm bu yaşadıklarımızın üzerine doktor ve eczacıların devleti soydukları haberlerini okuduğunuzda ciddi ciddi öfke ile doluyorsunuz.
Sağlık sektörü çok hassas ve yoğun parayla dönen bir sektör. Aynen gıda alışverişinde olduğu gibi. Market ne kadar pahalı olursa olsun nasıl ki almak zorundasınız ilaç ve doktor söz konusu oldu mu harcamak zorundasınız.
Gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Gerçekten hükümetin elinde ilaç, doktor vizitesi ve gıda fiyatlarını düşürecek bir formülleri yok mu? Yani insanlar bu kadar düşük maaş alırken neredeyse emekli maaşının hepsini sağlıklarına ve gıda ihtiyaçlarına harcamak zorunda mı? Yok mu bunun bir çıkışı bir ucuzlatması.
Memleketin asıl gündemi bunlardır bence. Yoksa KKTC’nin tanınmayacağını, çözüm olmayacağını hepimiz biliyoruz, gençlere alamayacakları sosyal konut yapılacağını hepimiz biliyoruz.
Hayatı ucuzlatın kardeşim, vatandaş gerçekten ihtiyaçlarını karşılayamıyor…
*****************
Günün Sözü
Seni seviyorum, çünkü bütün evren sana ulaşmam için iş birliği yaptı.
Paulo Coelho
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Erdoğan Fidan06/02/25 08:17
Ama "BAŞBAKAN ÜSTEL VE EKİBİ BAŞARILI"... Enteresan bir köşe yazarısın doğrusu..