Karakolda intihar ne demek?!

Geçtiğimiz hafta çalıştığı eğlence kulübünde intihar eden Anastasia Melega’yı yazmış ve intiharların ardı ardına yaşanabileceğini kaleme almıştım. İntihar ve cinayet gibi vakalar gerçekten de bulaşıcıdır ve birbirini tetikler. Boğazköy’de tutuklu bulunan Eziz Sapartagaganov isimli bir kişi daha intihar ederek hayatını kaybetti. Üstelik düşünün polis karakolları suçlu da olsanız en güvenilir yerlerden biridir. Neden? Çünkü hem polis gözetimindesiniz hem de hücreye konulduğunuzda intihar etme ihtimaline karşın üzerinizde brşey bırakmazlar, kemer gibi ayakkabı bağcığı gibi şeyleri polis kesinlikle üstünüzde bırakmaz. Polisten yapılan ilk açıklamaya göre battaniye kullanılarak bu intihar gerçekleştirilmiş.

Böyle vakalar vatandaşın polise olan güvenini illaki sarsar ve çeşitli dedikodulara neden olur. Yazının başında da yazdığım gibi suçlu da olsanız bir polis karakolu, bir tutuklu hücresi en güvenilir yerlerden biridir. Polis gerekli soruşturmayı yapacaktır diye düşünüyorum ama Anastasia konusunda da olduğu gibi bu vakada da bir ilerleme bir aşama katledileceğine açık konuşmak gerekirse ben inanmıyorum. Zaten bu mesele de Anastasia konusunda olduğu gibi bir hafta sonra unutulacaktır.

Eziz Sapartagaganov’un neden intihar ettiğini bilmiyoruz. Psikolojik sorunları olabileceğini de göz önünde bulundurmak gerekli. Polisten herhangi bir şiddet görüp görmediğini de bilmiyoruz. Polisten yapılan açıklamada herhangi bir şiddet izine de rastlanmadığı rapor edildi. Gece Kulübündeki intihar vakasındaki yazımda intiharların bulaşıcı ve tetikleyici olduğunu yazmış ve umarım başka intiharlara tanık olmayız demiştim. Üzerinden henüz bir hafta gibi kısa süre geçmesine karşın bu sefer de karakolda tutuklu bulunan Eziz Sapartagaganov intihar etmek suretiyle hayatını kaybetti.

Dostlar bir kişinin kendi hayatını sona erdirmesi hiç kolay bir iş değildir. Bugün elinize tiken batsa acısına bile dayanamazsınız nerde kaldı insan kendi hayatını sona erdirecek ve göz göre göre ölecektir. Yine bu yazımda da dile getiriyor ve umarım başka intiharlara tanıklık etmeyiz diyorum.

Edebiliriz çünkü intihar haberleri intihar vakaları aynen cinayetlerde olduğu gibi birbirini tetikler ve aklına bu düşünceyi koymuş birini bunu yapmaya itebilir. Polis Eziz Sapartagaganov’un intiharı ile ilgili daha tatmin edici bir soruşturma yapıp daha geniş kapsamlı bir açıklama yapmak durumundadır. Olayın üstü kesinlikle örtülmemelidir. Sevgili Aslı Murat’ın açıklamasını okudum; bu aynı karakolda ikinci ölüm diye. Aslı hanım demek ki süreci iyi hatırlıyor. Boğazköy karakolunda eğer bu ikinci intihar vakasıysa polis Genel Müdürlüğünün bunun nedenlerini araştırması ve bir sonuca ulaşması gerekir.

Karakul şartları nedir, tutuksuz suçlu olarak karakollarda tutulan kişilerin polis tarafından gördüğü muameleyi Teşkilat kontrol etmeli ve gerekirse iyileştirmelidir. Bekleyip göreceğiz; umarım başka intihar vakalarına tanıklık etmeyiz. Unutmadan daha bundan birkaç gün önce Gönyelide bir vatandaş polisin ikna sürecinden sonra intihar etmekten vazgeçmişti. Bunu da hatırlatmak isterim. Dikkat edin diyorum tekrardan intihar bulaşıcı bir eylemdir.

******************

TATAR TEPKİ TOPLADI

Cumhurbaşkanı Tatar’ı severim, o da beni sever ama bu Cenevre zirvesi konusunda gazetecilerden ciddi tepki topladı. Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’in oldukça güçlü bir ekiple Cenevre’ye gitmeye hazırlanırken, Cumhurbaşkanı Tatar’ın gazetecileri VIP’ten götürmeme kararı ve gazetecileri Cenevre zirvesinde kendi ekibi gibi görmemesine ve dağınık bıraktığı algısına neden oldu. Bu nedenle Cenevre zirvesine katılacak gazeteciler tamamen kendi imkanlarıyla Cenevre zirvesine katılıyorlar. Bu gazetecilerin kalemi de armut toplamayacak ve Tatar’ı eleştireceklerdir. Tatar eleştirilmeyi hiç sevmez ama gazeteciler bayağı kalbini kırabilir bunu da bir dip not olarak burada belirtmek isterim. Cumhurbaşkanı keşke gazetecilere bir devlet başkanı olarak kol kanat gerseydi. Bu durum pek şık olmamış bunu da açıkça ifade etmek lazım…

*****************

Günün Sözü

"Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah'tan korkunuz! Zira siz onları Allah'ın bir emaneti olarak aldınız."

Hz. Muhammed (SAV)