Cenevre zirvesi beyhude bir çaba…

Yayın Tarihi: 13/03/25 07:38
okuma süresi: 5 dak.

17-18 Mart Cenevre de bir zirve gerçekleşecek. Kimilerine göre son derece önemli bir zirve kimilerine göre ise bu zirveden çok şey beklememek lazım.  Türk tarafı tek ayağının üzerinde artık federal bir çözüm değil de iki devletli bir çözüm şekli üzerinde duruyor. Türk tarafının kim ne derse desin haklı sebepleri var. Bu konu üzerine çok yazılar kaleme aldık. Crans Montana son derece önemli bir zirveydi ve çözüm olsa Crans Montana da gerçekten olacaktı. Dönemin Rum yönetimi Başkanı Anastasiadis ve onun kötü polisi Hristodulidis apar topar uçağa bindikleri gibi zirveyi terk etmişlerdi. Hatta hatırlayın dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bu bizim neslin son denemesiydi bile demişti. Crans Montana öyle bir zirveydi ki Ankara hem askerden hem de garantörlükten taviz bile vermişti.

Şimdi Rum yönetimi gelin kaldığımız yerden devam edelim diyor. Türkiye bir daha aynı oyuna gelir mi? Elbette ki gelmez. Belki zaman zaman hem Ankara’yı hem de Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı görüşmekten kaçmakla suçluyoruz ama o günleri iyi hatırlayan biri olarak gelin görün ki hem Ankara hem de Tatar son derece haklılar.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın talepleri son derece haklı ve makul. Tatar, Halkı ve Devleti için haklı taleplerde bulunuyor; gelin görün ki bu talepler Rum tarafınca Kabul görmüyor. Rum Yönetimi Kıbrıslı Türkleri hiçbir şekilde eşit görmüyor. E peki söyleyin nasıl bir çözüm şekli doğacak ve Rumlara anlaşacağız. Şahsen ben beyhude bir çaba olarak görüyorum.

Zirveden umarım bir şeyler çıkar, çıkmalı. Dönemin Cumhurbaşkanı Talat, iki devletli çözümün Eski Rum Lider Anastasiadis’in bir önerisi olduğunu da zaman zaman açıklar. Bildiğimiz bir gerçek var ki ekim ayında gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Tufan Erhürman dahi kazansa federal çözümü savunamayacak pozisyonda olacaktır. Hatta Tufan hocanın son zamanlarda yaptığı açıklamalara baktığımızda her ne kadar federal bir çözümü savunsa bile Tatar’dan daha şahin olabilecek açıklamalar yaptığını söyleyebiliriz.  Bekleyip göreceğiz...

GARANTÖRLÜK ANLAŞMALARI VE TANINMA

Biliyorsunuz 1960 da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti garantörlük antlaşmasıyla bölünmesi koruma altına alınmıştır.  Türk ordusunun Kıbrıs’ta bulunmasının gerçek sebebi garantörlük anlaşması ve Yunan darbesinin bir sonucudur.

Yine Türk askerinin Kıbrıs’ta bulunması henüz savaşın bitmemiş oluşu ve fiili anlamda bir ateşkesin olmasından kaynaklanıyor.

Tüm bu gerçekler masanın üzerinde dururken bu gerçeklerin hilafına Türkiye, KKTC’yi tanıyın çağrısı yapabiliyor.

Bu da son derece şaşırtıcı.

Çünkü Türk askerinin adada bulunabilmesinin yegâne sebebi garantörlük anlaşmasıdır ve bu anlaşmaya göre Kıbrıs Cumhuriyeti durduğu sürece başka bir devlet kurulamaz.

Anlaşma bunu da garanti ediyor.

Tabii şu gerçek de var; şu an ki Kıbrıs Cumhuriyeti artık 1960 yılında kurulan cumhuriyet değil, değişime uğramıştır.

İlber Ortalı’ya göre Kıbrıs sorunu hiçbir zaman çözülmeyecek.

Ne yazık ki bu önemli bir gerçek.

Bu nedenle kulislerdeki iddialara göre bütünlüklü değil de parça parça çözüm denenecek yakın bir süreçte.

Bu iddiaları çok sık duyuyoruz. Hatta Ercan Havalimanı'nın yapılmasının perde gerisinde bunun yattığı da iddia ediliyor.

Sonuç olarak KKTC devletinin çok olmasa da Türkiye’nin desteği ile temsil edildiği yerler var ama ilişkiler bununla sınırlı kalıyor.

Olması gereken Türkiye ile iyi ilişkilere sahip ülkelerin KKTC’yi tanıması.

Örneğin bir Azerbaycan bir Pakistan KKTC’yi tanıyabilir ama gelin görün ki tanımıyorlar.

Demek ki neymiş, KKTC’yi tanıyın demekle olmuyormuş bu işler ama olmalı.

Çünkü kapsamlı bir çözüm olacağı yok ve bu adanın artık ikiye bölündüğü ve iki devlet olduğu artık apaçık ortadadır.

Gerçek anlamda bir tanınma politikasının sürdürülmesi ve dost ülkelerden bu yönde yardım alınması lazım.

Bu noktada hem Cumhurbaşkanı Tatar’a hem de Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’na da ciddi işler düşüyor. Tabii bu iki makamında her anlamda önünü açmalı ve fon olsun, ikili ilişkiler olsun desteklenmeleri lazım.

Türk Devletleri Teşkilatı önemli bir gelişme; umarım devamı gelir ve bununla sınırlı kalmaz.

**************

Günün Sözü

"Bir yanlışlık var; sen bu denli güzel, ben bu denli sevdalı olmayacaktık."

Aziz Nesin


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları