Hizmet için HÜKÜMET mi? Partisel hakimiyet kurup HÜKMETMEK mi?

Nereye baksan yanıyor.

Herkes ateş, yangın, söndürün bağrışında.

Sen yaktın, ben yakmadım tartışması.

Ben söndürürüm senin yaktığın ateşi, hesabını da sorarım.

Yetki verin yardım edin, söndürmek istiyorum.

Yetkiler alındı, nasıl kullanılacağı tartışması devam ediyor.

Yangın büyümekte ancak müdahale eden yok.

Endişe yangındı, endişe müdahalesizlikti, şunu da verin ve öyle müdahale edelim duruşu kabul edilmez duruyor.

Amaç ortada dururken araçlar üzerinde yapılan tartışmalar can sıkıcı.

Umudu zedeliyor,

İnancı azaltıyor,

Ve en önemlisi insanlar yangından kurtaracak bir değer bulamama korkusunda.

Bileşik faizler, mazbatalar, dövizdeki artışlar.

Sosyal yaşam, siyasal çıkmaz, adaletin zedelenmişliği,

Ekonomi, kriz postalının altında ezilirken, üretimden kopmuşluk ve haksız rekabetin yok oluşa sürüklemesi devam ediyor.

Tüm bu kargaşaya, yanan memlekete çözüm üretmek, su serpmek neden gecikiyor.

Partisel yer tutuşlar ülke ve ülke insanına karşı sorumluluğun önüne geçer mi?

Ateşe su atmak seyretmekten daha mı? Önemsiz.

O zaman neden bu feryat neden bu çığlıklar.

Müdahalenin önemi yoksa bekleyebilirse kargaşanın anlamı ne?

Sorumluluk sahibi, olağan üstü olayların aciliyetini görebilen ve çözme yeteneğine sahip,

Ortak aklı öne çıkaran, toplumsal birlikteliğe önem veren ve farklılıklarına rağmen birlikte hareket edebilme yeteneğini geliştirmiş bir yapıya ihtiyaç duyduğumuz kabule sahip liderliğe ihtiyaç var.

Sorunları görmemezlikten gelip aciliyetini anlayamamış ve basit yer kapma telaşında olmanın kimseye bir faydası olmayacaktır.

Amaç sorunlara çözüm bulmak, insanımıza yaşanabilir huzur dolu refahı sunmak ve hizmet edecek bir hükümet kurmaksa bu bekleyişin sonu bıçak kemiğe dayansa da beklenecek.

Partisel beklentiler adına hakimiyet kurup HÜKMETMEKSE bekleyiş sorun büyük değerli dostlar.