Hayal pilavıyla doymak

Yayın Tarihi: 14/05/24 07:00
okuma süresi: 2 dak.

Neyi, niçin beklediğimizi bilmeden,

“hayal pilâvı” yiyerek, günler, yıllar geçip gidiyor!
“Yoruldum” demeye, vazgeçmeye yer arıyoruz...
Bu hayal pilâvıyla sadece bugünü değil, yarını da harcarız...

Haklı olmak yerine zengin olmayı mı tercih etmeliyiz yoksa?
Doğrusu merak ediyorum,

haklı olununca mı mutlu olunur,

yoksa haklı olmadan da mutlu olan var mıdır?

Aslında ben mutluluğun bile bize “dayatıldığını” düşünüyorum.
Sanki başkalarının mutluluk tanımları ile, kendi mutluluğumuzu var etmeye çalışıyoruz ...
Kıbrıslı Türkler olarak eldekiyle mutlu olmak zorundaymışız, ya da illâ ki mutluluğu bulmalıymışız gibi!

"Bakın biz kendi kendimize çok mutluyuz” imajını veren görüntüler,
kamuoyu açıklamaları,
gelecek senaryoları, vesaire...

Orta yolu bulmaya çalışmak,
anlaşma, uzlaşma zemini arayan taraf olmak istemiyoruz...
Biz böyle "mutluyuz" ...

Ne gerek var?
Kendi başka yerde, aklı gönlü başka yerlerde mutlu olamaz mı insan?
İyimser olmanın gücü,
''Pollyannacılık'' sözcüğü aklıma geldi...

Ya da bizlere önerildiği gibi, gerçekliğe karşı kesin bir “körlük”...
Gerçeği gönüllü çarpıtmaya hazır kesin bir "körlük"...
Görmeyen gözlerle her şeyi görür gibi davranmak...
Geçici değil, kalıcı...

Irk körlüğü,

Cinsiyet körlüğü,

Romantik körlük

Politik körlük,

İş almak, terfi ve kadro ünvanı kazanabilmek için "körlük",

Doğaya, toprağa, siyasete, kadına, çocuğa,
kaygı ve korku duymadan bir arada yaşayabilen toplumlara karşı bir "körlük" ...


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Alexy Flemmings14/05/24 08:54
Rumlar tarafından barbarca katledilen 16 günlük Selden bebek... 1974 öncesinde, Rumlar Türkleri katlederken "Zengin Türk", "Fakir Türk" ayrımı yapmadı. "Tourkos kalos mono nekros" (En iyi Türk, ölü Türktür) dediler. Ölü olduktan sonra, ölen Türk'ün zengin veya fakir olmasının Rumlar için hiçbir önemi yoktur. Şimdi, KKTC halkının arasında zenginler de var, fakirler de. Sorun, "gelir dağılımı dengesizliği"dir. Bu sorunu farklı şekillere bürüyüp, deli gömleği "Federasyon"u zorla Kıbrıs Türk milletine dayatmaya kimsenin hakkı yoktur. Dünyada da özgür milletler arasında Federasyon peşinde koşan bir tane millet yoktur. Varolan Federasyonların hepsi yıkılmıştır, yıkılmayanlar da yıkılmak üzeredir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları