Ali Pilli efsanesi…

Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli, ‘teknokrat profili’ ile nereden bakarsanız bakın gerçekten de ciddi bir kariyer…

UBP-HP hükümetinin UBP kanadında yer alan bazı bakanların farklı bakanlıklarda göreve devam ettiği yeni kabinede yerini bir tek Sağlık Bakanı Ali Pilli korudu.

Hakkı var:  Sevabı-günahı ile Pilli, Meclisin çoğunluğunun “doktor vekil” olduğu yerde “namusu” neredeyse kurtarmıştır

“Küresel tatbikatın” patlak vermesinden önce göreve geldi…

Türkiye’de bile henüz mesele ortaya çıkmamıştı.

Vakasız olmakla övünüyorlardı.

Tantana Çin ile İran’daydı.

Pandeminin başında bir kalp sorunu yaşadı Pilli…

Mart 19’unda anjiyo oldu.

Ülkemizde de Türkiye ile eş zamanlı ilk vakalar resmileşeli 10 gün olmuştu…

İlerleyen haftalarda Karpaz bölgesinde bölgesel karantinalar başlayacaktı...

**

Ali Pilli, tüm toplumsal hassasiyetler ile -doğal olarak- endişe ve korkuların merkezinde yer aldı.

Çok eleştirildi…

Dalga geçildi.

“Konuşmasını” beğenmeyenler dahi vardı…

“Karantina-sız Girişlere Hayır” platformlarının yıldızı idi.

Her türlü hesap üzerinden en çok yıpratılan, en çok adı geçen kişi O oldu…

Girişlerdir, izolasyon süreçleridir…

Güneyden geçişlerdir…

Oteldir, öğrenci yurtlarıdır…

Üst komitedir, tavsiyelerdir…

Halen devam eden vaka dalgalanmalarıdır…

Bin türlü aksaklık…  

Karmaşa ve kaosun ortasında “sorumlu bakan” olarak bulundu.

Her cins doktor ve başhekimle uğraştı Ali Pilli.

**

“Hınzır” habercilere de tahammül gösterdi hep bugüne kadar…

“Kaynaksız” konuşan, atıp tutan köşe yazarlarına da sustu.

Kalp kırmadı.

Dışişlerinin “Maraş golünü yediği” yerde O, yaşanan tüm aksaklılara rağmen, bunca siyasi kaosun içinden sıyrılmasını başarabilmiş tek bakan olmasını bildi…

Ciddi aksiliklerin da sebebi –bilimsel olarak da- kendisi değil, başta dönemin başbakanı olmak üzere –tıpkı Türkiye’de olduğu gibi- işine “karışanlar” nedeniyle ortaya çıktı.

KKTC’yi pandemi sürecinin ilk aylarında –Ada olmanın da avantajları ile- uluslararası medyada “en başarılı ülke” konumuna bile yükseltti.

Ama “kaymağını” yiyemedi.

En çok yorum alan demeçleri O verdi.

Başbakanı sıkıştıran turizmcilerle de hemşirelerle de;

siyasi hesapları esas alan hükümet ortakları ile de baş etti.

Ortada durdu.

“Hükümet gibi” bakan oldu.

**

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Ersin Tatar’ın yıpranmasına en çok neden olan başta pandemi hastanesi gibi çok yönlü entrikanın döndüğü -ve hala devam eden tantananın da- merkezdeki ismi sayılırdı.

Önceki Hükümette rol çalan HP’ye de yedirmedi konumunu…

İstatistiklere yansımadı ama sosyal medyada da geleneksel medyada da sokakta da müspet/ menfi “bakan olarak” en çok O’nun adı anıldı.

Daima sakinliğini korudu.

Tuhaf bir huzurla gülümsediği de kızdığı da oldu.

Dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın ilgili sağlık sendikası önderliğindeki raporuna ön ayak olan “OHAL talebi” ile de baş etti.

Güney Kıbrıs’tan gelen iki kutu ilaç rezaletinde de sesini yükselteceği yeri bildi.

Ersin Tatar’ın sözde siyasi hesaplarla akla ziyan “karantinasız İngiltere” gibi dertleri ile de baş etmesini “şimdilik” bildi.

Dünyadaki ‘tanınmış’ mevkidaşları ile birlikte tam bir yılda kitaplık hatıralar biriktirdi o da…

**

Pandeminin ne olduğunun bile dünya tarafından tam anlaşılamadığı ilk aylardan bugüne Ali Pilli, konuyu kaderin sevki ile tâ bugünlere, sürecin belirsiz ikinci faslı olan “aşılar aşamasına” kadar halen oturduğu makamda getirdi…

Geçtiğimiz günlerde ‘temaslı’ kapsamında karantinaya da alınan Pilli’nin bakan olarak bu konuda son söylediği ‘aşıların ülkemize de geleceği ve devlet tarafından bedava yapılacağı’… 

Evet O, sevabı-günahı ile Meclisin çoğunluğunun “doktor vekil” olduğu yerde “namusu” neredeyse kurtarmıştır.

Tüm yönleri ile…

Kendisinin bir kez bile elini sıkmış değilim.

“Hukukum” yoktur.

Ama kendisine ‘teşekkür’ ederim.