Kıbrıs siyasetinin ilk mağduru Şair Eşref’ten Zaroğlu’na...
"_Kişi kâmil (Kıbrıslı Sadrazam Kamil Paşa) oldu mu üstat mertebesinde;
Ona madde üstünde bir değer vereceksin.
Baktın ki, hali tavrı değişti meclise gelişte;
Çüüşş… deyip, sırtına bir semer vereceksin_"
Şair Eşref
Kıbrıs Türk siyasetinde “kazığı” ana-karadan -siz deyin Anavatan’dan; ben diyeyim Anadolu’dan- Ada’ya gelip de en önce yemiş kişi hiciv ustası üstadımız, “Küfürlerin Efendisi” Şair Eşref’tir…
Zaten sık sık eşeğe benzettiği ve Kıbrıs’a gittiğinde de kendisine “bana bir eşek getiresin…” diye sipariş ettiği Kıbrıslı Sadrazam Kamil Paşa ile de arası pek iyidir.
Ünlü anekdotu biliyor, duymuşsunuzdur;
Dönemin İzmir Valisi ünlü Kıbrıslı Sadrazam Kâmil Paşa, Kıbrıs’a geziye gider...
Şair Eşref’e " bir isteğin varsa getireyim " der…
Eşref sevinir: "Paşam görüyorsunuz artık yaşlandım, yokuş da çıkamıyorum. Bana bir Kıbrıs eşeği getirirseniz, duacınızım".
Paşa’yı dönüşünde, Eşref de karşılamaya gitmiştir; Paşa, Eşref’i görünce, " aaa, eşref, affedersin istediğini getirmeyi unutmuşum, seni görünce eşek aklıma geldi " der.
Eşref de, "aman paşam, üzülmeyin, siz geldiniz ya, sağ olun" diyecektir.
**
İranlı zenginler de Kıbrıs’tan eşek satın alırlarmış çok, vakti zamanında…
Hatta şimdilerde aralarında şöyle bir espri dönmekteymiş; "Bre biz eskiden Kıbrıs’tan eşek satın alırdık, şimdi de bizim eşekleri Kıbrıs’a okumaya gönderiyoruz.".
KKTC’nin “kurucu” reis-i Cumhuru Rauf Denktaş’ın “gerçek Kıbrıslılar” olarak nitelendirdiği bu güzel gözlü hayvanlarla ilgili hikâyeler bir yana, Şair Eşref’in Kıbrıs ile alakadarlığı nice hicvine rağmen hışmına uğramadığı Kamil Paşa ile olan “hukuku” değildir…
Dönemin kıymetsiz sürgün yeri olan Kıbrıs mıntıkasının hususiyeti nedeniyle Şair Eşref de nice neslinden olduğu gibi Kıbrıs’ta bulunmuş “yüksek şahsiyetli” ünlülerdendir.
Aslen devlette “bürokrat” olan Şair Eşref; Turgutlu, Akhisar ve Alaşehir'de mal müdürlüğü, Ünye, Acıpayam, Buldan ve Fatsa’da kaymakamlık, Adana'da vali Muavinliği yaptı.
Doğu illerinde bulunduğu sırada, Ermenice konuşmayı ve Fransızca okumayı öğrendi.
Gördes kaymakamlığı görevi sırasında gördüğü yolsuzlukları şiirleriyle hicvetmesi ve gizli bir cemiyet kurduğu yolunda yapılan suçlamalardan dolayı bir yıl hapse mahkûm edilmiştir.
Karşıyaka İlçesi'nde bir ilkokula, Alsancak semtindeki büyük bir bulvara adı verilen Şair Eşref, İzmir’de gözetim altında tutulmuştur.
Mahlaslarından biri “musavver Eşref” olan şairin yaşamayı –biraz da hasb-el kader- tercih ettiği yerler dönemin dünya başkenti Fransa, dünya yönetimi merkezi İsviçre, medeniyet kaynağı Mısır ve dünyanın puslu dibi Kıbrıs’tır.
İşte iki yıl kadar da Ada’da bulunmuştur Şair Eşref...
Kendisini “Kıbrıs ve Kıbrıslı” siyasetine kaptırarak!
Ölümünden sonra yayımlanan, “Kuyruklu Yıldız”, “Kıt’alar ve Hikâyeler”, “Deccal” adlı eserlerini; edebiyat, her türlü sanat/sepet, baskı, yayım ve satış camiasında olduğum yıllarda şahsen hep ilginç bulmuş, tavsiye etmişimdir…
İşte hürriyet perverlerin “istibdat yılları” dedikleri Abdülhamid döneminde “sürgün diye” -o da sonraki dönem Namık Kemal misali- Kıbrıs’ta “acılı” şiirler düzmüş, gerçekte Kıbrıs’ta yemiş, içmiş ve bol bol tavla oynamıştır.
Eşref’in “Türk” dili ve mantığı keskindir ama “çakalın” da tekidir…
Önce Kıbrıs’tan bir hatun kişi ayarlar kendine…
Bazı kaynaklara göre Huriye adındaki Kıbrıslı bir kadınla evlenir…
Ancak, zavallı kadın bir yıla varmaz yakalandığı hastalıktan ölür.
**
Eşref Kıbrıs tecrübesini Kıbrıs’ta siyasete devşirmeye çalışır ileriki dönemlerde…
Doğrusu O’nun "kanına" girerler, gaza getirirler…
Eşref gibi adamı “goflamak” büyük maharettir.
Ada’nın 1878’de İngiltere’ye kiralanması sonrası Kâzım Nami Duru, İsmail Hikmet Ertaylan, Rıza Tevfik Bölükbaşı gibi “öğretmen” isimlerden biridir Şair Eşref…
İngiliz döneminde cemaat meclisi ve sair gibi irili ufaklı seçimlere girmek ister Şair Eşref.
Çünkü sıkıdadır.
Dönemin Kıbrıs siyaseti önce teşvik eder Eşrefi…
Sonra da tabi ki "yer"… !
Kıbrıs siyaseti böyledir…
Adamı duman eder.
Şair Eşref hem Kıbrıslı Sadrazam eliyle hem de Kıbrıs’ın içinde siyasetten ve ona atılmaktan çekmiş zevattandır.
**
Bertan Zaroğlu ve benzeri siyasetçilerimiz Şair Eşref’in hikâyesini iyi öğrenmeli…
Ben kabaca yazdım, Kıbrıs’ta giriştiği siyasi işler iyi bilinmeli…
Şimdi Zaroğlu’nun UBP’ye katılımı ile UBP’nin zararda mı yoksa kârda mı olacağı konuşuluyor...
Parti tabanında aslında tepkiler olduğu, UBP’lilerin Lefkoşa'da Bertan’a da gideceği için mühür vur-mayacağı ifade ediliyor.
Baksanıza Lefkoşa'da İlçe başkanı Sadık Gardiyanoğlu ne diyor: "Başbakan ve Genel Başkanımızın kararı... Benim haberim yoktu!"
Ne enteresan!
Şimdi kapanan Mİllet Partisi cephesinden gelen “UBP’yi tek başına iktidara taşımak” ve sair söylemler gölgesinde Zaroğlu, katılımı ile genel başkanına kavuştuğunu düşünebilir.
Kendince…
Şair Eşref de öyle zannetmiş idi.
Bertan Zaroğlu UBP’den aday https://t.co/b7zcX0E7e4 pic.twitter.com/fwOUD3kHJx
— Kıbrıs Postası (@kibris_postasi) November 30, 2021
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.