Bu yazı, 18 yaşından küçükler için uygun değildir!

Yayın Tarihi: 30/12/20 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Türkiye'de de KKTC'de de seferberlik şart!

Onu “çok seven” (!), ona “aşık olan” (!) eski sevgili, 48 yaşındaki akademi hocası Aylin Sözer’i önce bir bıçakla boğazını keserek vahşice öldürdü ve ardından evi ile birlikte yaktı. Aylin Hoca 2021’i göremeyecek. Onun ışığı “aşığı” (!) tarafından söndürüldü.

Türkiye’de, kadınların öznesi olduğu bir cinayet veya şiddet içeren haber olmadan gün geçmiyor. Ama artık bunun önüne geçilmesi için seferberlik ilan edilmesi şart oldu! Tabi isteniyorsa (!) Üstelik bunun KKTC'de de yapılması artık ihtiyaç olmaya başladı. Sözcük anlamının dahi bilmezken KKTC medyasında da "kadın cinayeti"ne yönerik haberler okur olduk. 

Daha önce, 17 yaşındaki Eylem Pesen önce öldürüldü sonra, kendisini öldüren "kocası" tarafından araba ile ezildi. 17 yaşındaki Helin Palandöken tabi ki onu çok seven (!) "sevgilisi" tarafından pompalı tüfekle öldürüldü. Aynı kaderi aynı şekliyle Azime Erdoğmuş da yaşadı. Kendisi ile sevgili olmadığı için bir erkek tarafından gencecik öğretmen Gülşah Aktürk ise, ölüm tehlikesi yaşadığını polise bildirmesine rağmen öldürüldü. Şule Çet ise 2 kişi tarafından 20. kattan aşağıya atılarak öldürüldü. Emine Bulut ise kızının gözleri önünde "eski kocası" tarafından bıçaklanarak öldürüldü. 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Güleda Cankel ise kendisini çok seven (!) "eski sevgilisi" tarafından öldürüldü. Medine Memi diri diri toprak altına gömülerek, işkence ile öldürüldü. Münevver Karabulut başı kesilerek öldürüldü ve bir çöpe atıldı. 20 yaşındaki Özgecan Aslan bir minübüste tecavüze saldırısında uğradı ormanlık alana götürülüp bıçaklanarak öldürüldü ve yakıldı… 

Ve kaleme alamadığımız daha nice kadınlar…

Türkiye’de son 5 yılda toplam öldürülen kadın sayısı 1.232. Cinayetlerin çoğu büyük şehirlerde işleniyor. Cinayet aletlerinde ateşli silahlar ilk sırada yer alıyor ve bu silahların % 83’ünün ruhsatsız olduğu tespit edilmiş durumda. Kadın cinayetlerini işleyen erkeklerin %46’sı ilkokul mezunu. Bu cinayetlerin işlemesinde en büyük nedenler ise, cinsellik, boşanma, eski eş, eski sevgili ve kıskançlık.

Elbette bu arada erkeklerin de kurban olduğu cinayetler yaşandı. Onlar da feci şeylerdi. Ancak erkeklerin “aşk”, “sevgi”, “kıskançlık”, “namus”, "reddedilme"“cinsel saldırı” gibi nedenlerle kadınları öldürmeleri artık toplumsal bir travma haline geldi.

*

Bu vahşi cinayetin ardından da; yetkililer klasik açıklamalarını yapacaklar, eylemciler klasik eylemlerini gerçekleştirecekler, acı çekenler klasik acılarını anlatacaklar, haberciler klasik haberlerini yayınlayacaklar, kızları olan aileler ve kadınlar klasik korkularını yeniden yaşayacaklar…

Ancak bir gün sonra hayat devam edecek.

Hayat devam ederken neler olacak biliyor musunuz?

Bakın anlatayım…

Televizyonlarda Müge Anlı gibi Esra Erol gibiler sözde faydalı program yaparak, tüm Türkiye’nin ve dahi KKTC’nin aklına saçma sapan polisiye vakalar, hatta psikolojik sorunları olanlara örnek olacak sapkınlıklar sokmaya devam edecek. Sözde din adına kimi hokkabazlar, güzel İslâm’ı erkeğin etrafında dönen, cenneti hurilerle dolu sapıklıklarla anlatan kara cahillikleri ve karanlık akıllarıyla anlatmaya, her şeyi erkek gözünden tanımlamaya devam edecekler. (Oysa özellikle %100'ü güya Müslüman olan Türkiye'de ve hatta KKTC'de kadınların cinayete kurban gitmesi ve zaman zaman dinin dahi işin içine karıştırılması, dünyanın en mükemmel ve en hoşgörülü dini olan İslâm'a da büyük zarar vermektedir.)

Bir yerlerde devletin kimi yetkilileri çıkıp, erkeğin kadından üstünlüğünü ve hatta erkek şiddetini teşvik edici şekilde cahilce açıklamalar yapmaya devam edecekler. 

Sefirin Kız, Beni Bırakma, Azize, Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Hercai, Sadataksiz, Yasak Elma, Doğduğun Ev Kaderindir, Aşk Ağlatır gibi dizilerde kadına şiddeti, ünlü oyuncular bizzat oynadıkları rollerle, senaristler bizzat yazdıkları metinlerle, yönetmenler bizzat çektikleri dizilerle meşru kılacaklar. 

Bu dizilerle ilgili RTÜK’e rekor şikayetler yapılmaya devam edilecek. Tüm cezalara rağmen aynı hikayeler de devam edecek.  

Sonra entelektüel sohbetlerin oturup herkes kadın haklarını savunacaklar. 

Tüm bunlar aynen devam edecek. 

Sonra bir kadının daha boğazı kesilecek, yakılacak, bedeni tecavüz edildikten sonra parçalara ayrılacak, çöpe atılacak, gömülecek. Bir aile daha sönecek. Bir anne, bir abla, bir kız kardeş, bir evlat daha ölecek.

Sonra bir kadın daha öldürülecek, sonra bir kadın daha… 

Bir kadın daha… 

Ve daha…

*

Artık özgürlükler veya demokrasi meselelerinin arkasına saklanılamayacak kadar can yanmış durumda.

Gerçekten önlenmesi isteniyorsa, cezaların artması, erkeklerin ve erkek çocukların aileleri tarafından eğitilmesi, eğitim sistemine kadın hakları ve eşitlikle, erkek davranış ve duygularının eğitileceği dersler konulması, dini söylemlerde kadının korunması ve erkeğin dini anlamda da eğitilmesi, polisin çok daha hassas olması, yetkililerin dikkatli konuşması, medya hokkabazlarına çeki düzen verilmesi, silahların satışının engellenmesi, mevcutların toplanması, medyaya bu konuda yasaklar ve cezalar konulması, dizilerin senaryolarında düzenlemeye gidilmesi ve benzeri bir dizi faaliyetle seferberlik ilan edilmesi kaçınılmazdır.

Gerisi hamasetten ileri gitmemektir ve sonucu daha çok canımız yanması anlamına gelir.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.