En kötüsü: Aydın gericiliği
Geçmişimizin vazgeçilmez tecrübesi olan İslâm dini, tarihimizi yazan, şiirimizin, müziğimizin, sanat ve estetiğin, etnoğrafik ve antropolojik birikimin ve felsefe gibi birçok disiplinin içeriğini oluşturmuştur. Dinimiz, atalarımızı cahiliye döneminden alıp, insanileştiren, yüzyıllar boyunca toplumumuzu etkisi altında tutan, müsbet ve menfi rolleriyle yön veren aktif bir güçtür.
İslâm dini, özellikle genç kuşaklara, dünden bir perde açmaktadır; görülmesi, bilinmesi, anlaşılması gerçekten de gerekli bir bilgi birikimini gözler önüne sermektedir. Şunu kesinlikle bilmek gerekir ki, İslâm’ı sadece dini ritüelleri ile ve bilmeden eleştirenler, inançtan kaçıp dinimizi cahilce ve körü körüne dışlayanlar; kökten gericidirler.
Detaylıca hakim olunmadan eleştirmek cahilliktir, inananlara saygısızlıktır. Diğer yandan bir diskriminasyon ve hatta öfkeli bir ötekileştirme nedeniyle, faşist bir saldırıdır.
Dünü bilmeyen, bugünü anlayamaz. Bugünü anlamayan, yarını göremez, yarını inşa edemez; hatta dünden gelen hamlelerin nedenlerini bile düşünemez. Kaldı ki, “dün” 15 asırdır İslâm’ın varlığını yaşamıştır. Aydınlanmak için İslâm’ı eleştirmek değil, anlamak gerekir. Gerisi “aydın gericiliği”dir.
İslâm’la hiç ilgisi olmayan kimi cahil veya kasıtlı Müslüman'ın hayatı ve yaptıkları üzerinden İslâm’a saldırma kolaylığına kaçan herkes, bu acımasızlığı fark edip İslâm’ı tanımaya çalışmalıdır. Bu konudaki saplantılardan arınmanın ve aydınlanmanın yolu budur.
Her platformda on yıllardır anlatmakta olduğum şey de budur. Aydın olan insan, her görüşe, inanca ve düşünceye samimi saygı gösteren insandır. Aksi, aydınlık değil, kökten cahilliktir. İslâm’ı anlamak için ise esas yol Müslüman'ın ne yaptığını anlamaktan geçmez. İslâm’ı anlamanın en güçlü ve en saf yolu, Sûfileri anlamaktır. Peki Sûfi kimdir?
Hakikate nefsini adamış gerçek bir Sûfi; güzel kitabımız Kur'ân-ı Kerim’e ve Resulü Ekrem Efendimiz’in (SAV) sözlerine, yaptıklarına, yapılırken görüp men etmediklerine uyar.
Sûfiler, kendi dilekleriyle, yokluğu varlığa değişenler, halktan ayırmayı, yalnızlığı seçenler, açlığı tokluktan, azı çoktan üstün görüp, yüceliği ve yücelik hevesini bırakanlar, mevkiden vaz geçenler, halkı esirgeyen, küçüğe, büyüğe, alçak gönüllülük ve merhametle muamele eden, ihtiyacı olanlara olanı veren, Allâh'a dayanan, nefis dileklerini yenen, iyi huylarla huylanan, varlıklarını ezeli varlıkta, sonradan var olanı, yani kendilerini ve dünyayı, kadîm, yani evveline bir evvel bulunmayan Yüce Allah’ta (cc) yok eden, vermeyi, ihsan etmeyi, verende, ihsan sahibinde; istemeyi, istenende yok eden kişilerdir.
Bir Sûfi “Allah, râmetti size ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve görünen ve gizli olan nimetlerini size yaydı” Kur’an meâlindeki âyette görünen nimetleri, zâhir bilgisi, görünmeyenleri bâtin bilgisi olarak te'vil ederler.
Sûfiler, dünya nimetini sadece araç görüp vazgeçerler. Yollarını Yüce Allah’ın peşi sıra varederler. Ne mutlu bu kutlu yolda yürümek için yolda olanlara ve ne mutlu bunu anlamaya çalışan, güzel kalpli aydın akıllara.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Esra Güner27/05/24 18:29
Sizden,sizin gibi düşünen insanlardan çok fazla gerek hocam bu dünyaya bize ve gelecek nesile🙌🏻
Nalan Karanfil27/05/24 16:07
Aydın insan her görüşe inanca ve düşünceye samimi saygı gösteren insandır ne güzel yazmışsınız Aydınlanmak için İslamı eleştirmek değil anlamak gerekir ne güzel ifade etmişsiniz 🌹
Pınar Karaköse27/05/24 15:44
Bilgi sahibi olmadan eleştirmek, kötülemek hiç kimseye yakışmayacağı gibi, 'aydın' diye nitelendirdiğimiz kesime hiç yakışmaz. Onların düşünce biçimleriyle topluma örnek olması beklenir. İslam hakkında hiç bilgisi olmayan başka dine mensup insanların bile gönülden incelediğinde gönül kapılarının güzel dinimize açılması tesadüf müdür? Öyle güzel bir dinimiz var ki, kapıyı gönülden çalanı kapıda bırakmaz. İnancımız, ruhumuzun şifasıdır, kendimizden de, etrafımızdan da esirgemeyelim.
Nilgun Zirek27/05/24 15:29
Ne kadar güzel ifade etmişsiniz. İnsan eleştirdiği şeyi öncelikle anlamalı ki eleştirisi kayda değer olsun, katkıda bulunsun. İnsanlığı ileri, daha iyiye götürmesi beklenen "aydın" kesimden insanlığa katkı beklemek en doğalı. İnsan insanı yormamalı, geriye çekmemeli. Hayat Allahı severek, Ondan dolayı insanları severek çok daha güzel.
Pınar Karaköse27/05/24 15:02
“Ne mutlu bu kutlu yolda yürümek için yolda olanlara ve ne mutlu bunu anlamaya çalışan, güzel kalpli aydın akıllara. “ muhteşem olmuş yine hocam, elinize , yüreğinize sağlık ❤️