Pek yakında bu sinemada!

Yayın Tarihi: 07/08/24 07:00
okuma süresi: 3 dak.

Sansür, bir sanatçının fırçasını elinden almak, bir yazarın kalemini kırmak, bir şairin sesini kısmak gibi bir şey aslında. Bu acımasız uygulama, insan ruhunun en saf ve yaratıcı ifadelerini boğacak kadar derin bir yara bırakır.

Düşüncelerin özgürce akmasına engel olmak, toplumun gelişimini durdurmak ve bireylerin kendilerini ifade etme hakkını ellerinden almaktır.

Sansürün en yıkıcı etkisi, insanları sessizliğe ve korkuya mahkum etmesidir. Kendi düşüncelerimizi, duygularımızı ve inançlarımızı paylaşmaktan korkar hale geliriz. Bu, toplumsal diyalogun ve anlayışın gelişimini engeller. Her bir düşünce, her bir fikir bir tohum gibidir. O tohumlar özgürce ekilmezse, insanlık olarak büyüyüp gelişemeyiz.

Sansür, aynı zamanda hakikatin düşmanıdır. Gerçeği gizlemek, onu çarpıtmak veya tamamen ortadan kaldırmak, toplumu karanlığa sürükler. Tarih boyunca sansür uygulamaları, genellikle baskıcı rejimlerin en güçlü araçlarından biri olmuştur. Çünkü sansür, gücü elinde tutanların işine gelir; gerçeğin ortaya çıkması ise onların sonunu getirebilir.

Bir birey olarak, sansüre karşı durmak, insan olmanın ve özgürlüğün ne anlama geldiğini savunmaktır. Özgürce konuşabilme, yazabilme, düşünebilme hakkımız, varlığımızın ve insanlığımızın temelidir. Her türlü sansür girişimi, bu temel hak ve özgürlüklere yönelik bir saldırıdır. Bu yüzden, sansürle mücadele etmek, sadece bir hak arayışı değil, aynı zamanda insanlığın onuru için verilen bir savaştır.

Sansürle mücadelede kararlılıkla durmalı, düşüncelerimizi ve inançlarımızı savunmalı, başkalarının da aynı haklara sahip olması için çaba göstermeliyiz. Bu, sadece bizim değil, gelecek nesillerin de daha özgür, daha adil ve daha açık bir dünyada yaşamasını sağlayacaktır.

Kişi hakları üzerinden romantik bir hak gibi düşündürülerek sansürün meşru gibi gösterilmesi, gücün halkı manipüle etmesidir. Aynı şekilde bu kavram ve türevleri bir politik mesele de değildir. Dünyada sansüre yakınlaşan toplumların nasıl bir olumsuzluğa ve içe kapalılığa evrildiğini tarih boyunca gördük. 

Buna karşı durmak aydının görevidir.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları