Gayrı meşru uyumlaşma

Yayın Tarihi: 19/09/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Bazı meşru olmayanları meşru göstermeye çalışmak politik bir zeka değil, ahlaki bir çöküntüdür. Bu durum, şu şekillerde ortaya çıkabilir: Nepotizm, aile üyelerini kayırma. Kronizm, yakın arkadaşları kayırma. Patronaj, politik veya sosyal statü karşılığında kişilere ayrıcalık tanıma.

Tüm bunlar kendilerine tanınanlar da aslında yaratılan sisteme karşı dururlar. Ancak bu kişler menfaatleri nedeniyle “kendileri hariç” her şeyin düzeltilmesi yanlısıdırlar. Kendilerine dokunulmadan.

Mesela, trafikteki sıkıntılar giderilmeli ve derhal kaldırıma park edenler cezalandırılmalıdır. Ancak, bunu söyleyen kişi, bunun kendisine uygulanmasını istemez. 

Aslında bu çöküntü klişe bir büyük grup oluşturmakta. Aynı geniş kitle nepotizmin, kronizmin ya da patronaj sisteminin kölesi olanlardan oluşan bir gruba üyeymiş gibi, aynı çatı altında, aynı çadır psikolojisi içerisinde bir gayrı meşru uyumlaşma yaşarlar. Kendi büyük gruplarını oluşturarak.  

Bir siyasi parti veya bir spor takımı yüz binlerce ya da milyonlarca takipçi kazanabilir. Büyük bir şirket devasa sayıda iş lideri ve çalışanı içerebilir. Bu tür varlıklarla özdeşleşen insanlar, yetişkinliklerinde bu tür bir büyük gruba ait olarak düşünülebilir. 

Ancak, bir siyasi partinin veya spor takımının takipçileri ya da iş dünyasının liderleri ve çalışanları, çocuklukta kurulan ilk büyük grup kimliklerini kaybetmezler. Elbette mesele politik olanın yanında daha ciddi bir şekilde de seyredebilir. Ya da "temeli yanlış bir politik olan” buralara kadar olguları taşır.

Aum Shinrikyo gibi dini tarikatlar ya da Branch Davidians, El-Kaide ve IŞİD gibi terör örgütleri bu tür büyük gruplara iyi örnekler sağlar. 

Terör örgütlerinin üyeleri ve onlara bağlı yalnız kurtlar, büyük grup kimliğinin baskın etkisi altında işlev görürler. 

Davranış kalıpları üzerinde, eski kişisel inançlar ve ahlaki tutumlar gibi bireysel kimliklerinin ve süperegonun etkisini kaybederler. Bu, inkâr, bastırma, yer değiştirme ve entelektüelleştirme gibi savunma mekanizmalarının güçlü bir şekilde kullanımıyla sağlanır. 

Dini tarikatlarda bazen kitlesel intiharlar gerçekleşir çünkü üyeler süperego sınırlamalarını ve hayata dair önceki tutumlarını kaybederler. 

Teröristler ya da intihar bombacıları, çocukluk döneminde gelişen bireysel kimliklerindeki sorunlar nedeniyle insanlık dışı davranmazlar. Yetişkinlik dönemindeki büyük gruplarının temsilcisi olarak, korkunç eylemlerini, bu tür büyük grup kimliğini korumak veya dikkat çekmek için bir görev olarak algılarlar. 

Dünyaca ünlü, politik psikoloji dehası kabul edilen, 5 kez Nobel Ödülü’ne aday gösterilmiş Kıbrıs Türkü olan Prof. Dr. Vamık Volkan, “Büyük Grup” kavramını bu detaylarda anlatıyor. 

Tüm bunlardan arınmamış sistemler ise ne yazık ki bu süreçlere mahkumdurlar.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları