Abdullah Öcalan - Çocuk Sevgisi - Vamık Volkan

Yayın Tarihi: 14/10/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Vamık Volkan’ın “Kanbağı” adlı kitabında yer alan Abdullah Öcalan’ın çocukluğu, şiddetin kökenlerine dair hepimizi düşündürmesi gereken acı bir gerçeği ortaya koyuyor. Kafası kan içinde eve dönen bir çocuk, annesinin kucağını arzularken ona sarılmak yerine, daha fazla şiddet uygulaması için zorlanıyor. Bu tablo, yalnızca bir çocuğun değil, bir toplumun yaralarını, kopukluklarını ve yanlışlarını gözler önüne seriyor.

5 kez Nobel Ödülü’ne aday gösterilen, Sigorni ödüllü, Politik Psikoloji’nin dehası kabul edilen ve bir Kıbrıs Türki olması ile gurur duyduğumuz dünyaca ünlü Prof. Dr. Vamık C. Volkan’ın bu kitabını ve tm kitaplarını, insanı ve kendinizi anlamak için okumanızı salık veririm.

Öcalan sadece bir örnek. Bu berbat insanın hikayesi insanın nasıl ve neyle dönüşebileceğini gösteriyor. Bir çocuk, her şeyden önce sevgi ve şefkatle büyümek ister. O küçük kalbi, anne babasının ona verdiği sıcaklıkla şekillenir. Ama düşünün, bir çocuk her defasında şefkat yerine öfkeyle karşılanırsa ne olur? "Git, intikam al" sözleriyle, onu en güvendiği insanlardan biri olan annesi bile şiddeti öğretirse, o çocuk nasıl bir insan olur?

Abdullah Öcalan, bir çocuğun sevgiyi, onayı ve değeri şiddetle kazandığını öğrendi. Kafasını yarıp, intikam aldığında takdir edilen bir çocuk, bir yetişkin olduğunda ne yapar? Öcalan, çocukken kazandığı “yılan katili” ününü büyüdüğünde çok daha karanlık bir yere taşıdı. Çocukluğunda öğrendiği bu döngü, onu yıllar sonra dünyayı tanıdığı bir isim haline getirdi. Şiddet, intikam, baskı – bunlar bir çocuğun karakterini ne kadar değiştirebilir, bir toplumun kaderini ne kadar etkileyebilir?

Ama durup düşünelim: Bir çocuk, tam zamanında kucaklansaydı, yaralı halde eve geldiğinde annesi ona “ağla, ben buradayım” deseydi, dünya nasıl olurdu? O küçücük kalbin sevgiyle dolmasına izin verilseydi, o çocuk belki de kendi yaralarını şiddetle değil, şefkatle iyileştirirdi. Her çocuğun sevgiyle büyütüldüğü bir dünya, belki de nesiller boyu sürecek barışın ilk adımı olurdu.

Öcalan’ın hikayesi sadece bir terör hikayesi değildir. İnsanların, aileden başlayarak nasıl bir canavara dönüşebileceğinin hikayesidir. Öcalan’ı bir adaya kilitleyince görece öfkemize su serpildi belki ama sokaklar, gündelik hayatında insan öldürmeyi bir bardak kahve içmek kadar kolay yaşayan psikopatlarla dolu. Bu katiller çetelerin ellerinde piyon kadar dahi değleri olmayan, daha en başta kaybetmiş insanlar.  

Buna en baştan bakmak önemli. Anne ve babaların ellerinde bir toplumun geleceği şekilleniyor. Bir çocuğa gösterilen şefkat, onun yetişkin dünyasında nasıl bir insan olacağını belirliyor. Biraz daha sevgi, biraz daha anlayış… 

Belki de pek çok karanlık tarihi değiştirecek olan şey bu kadar basit.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları