Bu ses nasıl diye düşündüm
Sesinin frekansı, adeta bir soprano gibi yüksek, fakat aynı zamanda mezzo-soprano tonlarında da derinleşebiliyor. Her notası bir legato gibi birbirine yumuşakça bağlanarak dinleyenin ruhuna dokunuyor. Duygular, bir crescendo ile yükselip, ardından decrescendo ile zarifçe düşüyor; tıpkı bir melodinin kalbinde hissedilen bir duygusal yolculuk gibi. Güçlü bir dynamics aralığına sahip, bazen piano ile naif, bazen forte ile coşkulu bir etki bırakıyor. Vibrato’su ise derinlemesine her notanın kalbini çalan bir dokunuş gibi, bir arpeggio gibi havada yankılanıyor, adeta rüzgarda süzülen bir melodiye dönüşüyor.
Bir sesin evrenselliği de müzik gibi bir sanat dalında, o sesin estetiği ve anlamı tüm kültürlerde benzer duyguları tetikleyebilir. Müzik, sözlerden bağımsız olarak kalp ve zihin arasındaki bir dil olarak kabul edilir ve sesin taşıdığı duygu, dinleyiciye anında iletilir. Bu durum, her kültürden insanın bir melodiye ya da ses tonuna benzer duygusal tepki verebilmesiyle açıklanabilir.
Evrensel seslerin özelliği, çoğu zaman bir interval (aralık) duygusu yaratmasıdır. Bu, duyduğumuz her sesin bir tür harmony (uyum) yarattığı, her birinin kişisel bir anlam taşıyan ama aynı zamanda evrensel duyguları yansıtan bir yankıdır. Herkes farklı bir dil konuşuyor olsa da, melodi ya da bir sesin taşıdığı duygu, insanlık üzerinde benzer etkiler bırakır. Bu evrensellik, müziğin içsel bir gücüdür, çünkü sesler ve melodiler zihnin derinliklerine nüfuz edebilir ve tüm duyguları yansıtabilir.
Tüm bunlardan bahsetmemin bir nedeni var.
Bu ses nasıl diye düşündüğüm sesin sahibi Merve Demirci. Hayatımda duyduğum en özel seslerden birisi diyebilirim.
Dünya dinlemeli.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.