Araştırma sonuçlarından: Faturası var kendi yok

Yayın Tarihi: 02/07/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Vatandaş ne hissediyor? Algısı nedir?…Toplumun nabzını tutmak her zaman iyi bir yöntemdir… İktidar için de muhalefet için de bilim insanları için de… Bireysel olarak, bu toplumda tek başımıza yaşamıyoruz… etrafımızda oluşan çemberden de her zaman doğru bilgiye tam olarak ulaşamıyoruz…”haklısınız” dan öte gerçek bilgi elinizdeki en değerli veridir…kısacası güçtür. Bu tür araştırmalar… algıyı yönetmeden ve manipüle etmeden… doğru okunan veriler… bizlere bazen kolay kolay duyamayacağımız bilgileri verir…  deyip yıllardır yapmış olduğumuz sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel… alanlarda bilimsel araştırmalarıma bir ışık tutması bakımından yeni bir araştırma yapalım dedik… Toplum üzerinden yaptığımız araştırmalarımızın paylaşımını pek sık yapmam… Mesleğim sonuçta… Doktor her koyduğu tanıyı… basın ile paylaşmaz ne de olsa… 

Araştırma sonuçları sıcak sıcak akşam çıktı… Gerçekten de el yakar nitelikte sonuçlar çıktı… Araştırmanın/ anketin detayları, geçerlilik ve güvenilirlik… test sonuçları ile sizleri oyalamadan… Sonda yazacağımı baştan diyeyim… Vatandaş diyor ki… “Faturası var kendi yok”… Ne yaratıcı bir toplumuz… Yaratıcılık zor zamanlarda kendini gösterir… Ben bu araştırmanın bazı sonuçlarını sizlerle paylaşmak isterim… En azından bu tür araştırmalar bilimsel dergilerde kalmasın… Kamuoyu ile de bazı kesimleri paylaşılabilir… Buyurun… araştırma sonuçlarından bir kaç kesit…

Faturası var kendi yok Diyelim ki… faturayı gönderenler veya faturayı kesenler… durumun farkındalığı içerisindedirler… Yeter kaynaklar sağlanınca… Düzeltecekler… Bunu bu şekilde açıkça söylesinler…Aksi durumda insan kendini bir vatandaş olarak çok kötü hissediyor

Sınav var…hasta var…elektrik yok… Basında çıkıyor… Sorun giderildi… kesinti olmayacak… Tam inanalım diyoruz… Elektrikler gidiyor…Güvenimiz sarsılıyor…O zaman açıklama yapmasınlar… Demesinler ki… artık kesilmeyecek… Biz de mumlarımız ile hazırlıklı bekleyişte olalım…

Üzerinde yemek var… marketlerde tüp yok…Zaman oldu… araban var petrol yok… Bunların faturası aldığın zaman çıkar… almıyorsun faturası yok… Alamayanlar da var… ekonomik sorunlar almış başını gidiyor… Ekonomik olarak satın alma gücünde olanlar da alamıyor… Çünkü yok…Toplumda eşitlik böyle mi sağlanacak? Kimse alamıyor…

Su yok… su gerçekten yok… aylardır evimizde su yok… faturası var ama… sayaç bedeli var…hizmet bedeli var… su yok… faturası var… Su olmayınca sayaç bedelini faturalandırmayın…Su olmayınca ne işe yarar sayaç… Bari, su veremiyoruz… teknik bir sorun var en kısa sürede giderilecektir… diye bir not düşün… vatandaşa…

Markette birkaç temel ihtiyacını alıyorsun… Faturaya dakikalarca bakıyorsun… İnanmıyorsun… Kahvenin fiyatını içen bilir… Kahvemiz bile lüks oldu…

Burada kendi fikrimi naçizane önerim olarak sunmak isterim… Faturalara, bu hizmeti yeterli düzeyde veremediğimizin farkındayız… Buna rağmen faturasını veriyoruz/ gönderiyoruz özür dileriz… diye bir mesaj yazılsın… sorunların farkındayız düzeltmek için çalışıyoruz… diye bir ümit bekliyor vatandaş… Kendini değerli bir vatandaş olarak hissetmek istiyor… Önemsendiğini bilmek istiyor… Sorunların çözümü için çalışıldığını görmek istiyor… Hiç olmazsa… Hiçbir sorun yokmuş gibi davranılmasına büyük bir tepki var… Hem iktidara hem de muhalefete… benden yazması…

Ben hep derim bir kez daha yineleyim… Bizim 2. Cumhuriyet Dönemine ihtiyacımız var… Ki bozuk çarklar tamir edilip sisteme entegre edilsin… Zira… yukarıdaki birkaç alıntı ile değil… Tespit edilen kök sorunların… tamiri gerek…


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları