Kıbrıs Türk Devlet Tahvili ve Varlık Fonu
Sevgili okurlar, bugüne kadar bu köşemizden ne yazdıysak hep milli menfaatimizi gözeterek ülkemiz için yazdık. Bunu yaparken de ülkemizdeki sorunlara dikkat çekerek çeşitli çözüm önerilerinde bulunduk. Buna rağmen kimi zaman yazdıklarımız malum çevreler tarafından acımasızca eleştirildi. Bunun sebebinin ise güya yazdıklarımızın inandırıcı olmaması ve dile getirdiğimiz önerilerin gerçeği yansıtmaması olduğunu öğrendik. Ne yazık ki bunu iddia edenlerin, bizlerin sunduğu önerilerin dünyanın birçok yerinde hâlihazırda uygulandığını bilmediklerini üzüntüyle takip etmekteyiz. Ayrıca dünyanın birçok yerinde hayata geçirilmiş çeşitli uygulamaların ülkemizde de başarılı bir şekilde vücut bulması için ambargoların, bu şahısların iddialarının aksine, bir engel teşkil etmediğini bir kez daha vurgulamak isterim. Zira öyle olsaydı inanıyorum ki (zaman zaman) ağır ambargolara maruz kalmış başka ülkelerde de hayata geçirilmiş herhangi bir uygulama başarıyla sonuçlanmazdı. Tıpkı bugüne kadar çeşitli ülkelerin kalkınmasına vesile olmuş devlet tahvilleri ve ulusal varlık fonları gibi. Öyle ki, kurulduğu takdirde Kıbrıs Türk Devlet Tahvili ve Varlık Fonu ülkemize çok büyük kazanımlar sağlayacak ve hatta bizlere çağ atlatacaktır. Gelelim bunun sebeplerine.
Kıymetli okurlar, KKTC’nin kalkınması için önceki yazılarda da önerdiğimiz üzere bir an önce sadece üretim odaklı ve teknoloji, eğitim veya finans gibi ülkemizin yüksek potansiyelli olduğu sektörlerdeki ekonomiye geçmemiz gerekmiyor. Bunun yanında devletin her türlü alt ve üstyapı yatırımı yaparak adadaki ulaşımı kolaylaştıracak hafif raylı sitemleri devreye alması, kurumların tesisleşmesinin sağlaması, eğitim ve sağlıkta güçlü bir sistemi hayata geçirmesi, emniyette personel sayısını arttırması ve kültür ile turizm alanında geniş kapsamlı hibe desteği vermesi gerekiyor. Ne yazık ki KKTC’nin bütçesi bunun için yetersiz kalıyor. Ancak bu yatırımlar hayata geçmeden de ülkemizin kalkınması ve hayat kalitemizin artması maalesef zor. Her ne kadar anavatanımız ülkemizdeki birçok yatırımı üstlense de böyle bir kalkınma sürdürülebilir değildir. Zira mesafe ve hukuki sebepler nedeniyle bu projelerin arkasında genellikle uzun vadeli bir master plan, program veya strateji yoktur. O nedenle KKTC bir an önce kendi imkânlarını kullanmak suretiyle tüm gerekli yatırımları planlamalı ve bunları kendi finanse edecek seviyeye gelmelidir. Bunun için de en uygun yol önce Kıbrıs Türk Devlet Tahvili’nin, sonrasında da Kıbrıs Türk Varlık Fonu’nun kurulmasıdır. Böylece devlet orta vadede sadece tüm zaruri yatırımlarını gerçekleştirecek bir gelire kavuşmuş olmayacak aynı zamanda kendi havayolunu kurabilecek veya çeşitli mega projeleri hayata geçirebilecek önemli bir sermayeyi de elde etmiş olacaktır. En önemlisi de bunun için devletin kasasından tek kuruş çıkmayacaktır. Devlet tahvilinin çıkarılması için KKTC’nin ayrıca tanınması gerekmemektedir. Çünkü tahviller Türkiye üzerinden piyasaya sürülebilir. Şimdi gelin devlet tahvili ve varlık fonu nedir ve nasıl işler sorusunu açığa kavuşturalım.
Devlet tahvili, şirketlerin çıkardığı hisse senedine benzeyen bir işlem görür ve yatırımcılar tarafından geri verilmek suretiyle belli bir süreliğine satın alınır. Satışlardan elde edilen gelir de devletin kasasına girer, yani devlet yatırımcıya borçlanır. Bu gelirlerle devlet gereken veya istediği tüm yatırımları hayata geçirir. Devlet tahviliyle ülkenin yabancı yatırımcılara borçlanması sebebiyle milli bir tehlike teşkil etmemesi için yabancı yatırımcılara ayrıca bir kota getirilebilir. KKTC’ye uyarlayacak olursak bu devlet tahvilleriyle bütçemizi olağanüstü bir oranda genişletebileceğiz ve bunu da çoğunluklu olarak Türk veya Kıbrıslı Türk yatırımcılar tarafından sağlanacak hibeyle gerçekleştirebileceğiz demektir. KKTC’nin ağırlıklı olarak Türkler veya hatta belki özellikle de diasporada yaşayan Kıbrıs Türkleri tarafından sübvanse edilmesi kadar güzel ve asil bir kitle fonlamasının dünyanın başka bir yerinde olmadığını düşünüyorum.
Devletin kasasına girecek olan likit parayla önceliğimiz olan projeler, şirketler (havayolu) ve çeşitli yatırımlar bir an önce hayat bulabilecektir. Tüm bunlar ve buradan elde edilen gelirler de bir sonraki adım olarak Kıbrıs Türk Varlık Fonu’na geçirilmelidir. Varlık fonu bir ülkenin geleceği için çok önemli bir yere sahip olan, ekonomik değerini çeşitli efektlerle artıran ve yeni iştirakler için kaynak sağlayabilen bir tür devlet şirketidir. Varlık fonunda biriken (likit) parayla genellikle yeni yatırımlar yapılır veya hibe desteği sağlanır. Ayrıca devlet tahviliyle alınan borçlar bu fon tarafından yatırımcılara geri ödenebilir. Böylelikle büyüyen ülke ekonomisi daha da büyürken devletin dış borçları da aynı zamanda silinebilir. Üstelik varlık fonu iyi idare ve idame edilirse elde edilen kâr marjları ve değerlerle sadece yurtiçindeki projelere kaynak ayrılmakla kalınmaz, yurtdışında da yatırımlar yapılabilir veya şirket hisseleriyle yabancı devlet tahvilleri satın alınabilir. KKTC, Kıbrıs Türk Varlık Fonu kurulup bu seviyeye geldiğinde Güneyde veya Avrupa’nın birçok yerinde böyle bir adımı atarak kendi elini epeyce güçlendirebilir. Böylelikle bizler ülkemizi kalkındırarak en azından bölgesel bir aktör haline gelebiliriz. Son olarak, varlık fonunun sebep olabileceği yolsuzlukları en baştan önlemek için güçlü bir hukuki altyapı hazırlanmalı ve gerekli kontrol mekanizmaları devereye alınmalıdır.
Bugünkü yazıda tekraren vurguladığımız üzere KKTC’nin kalkınması için herhangi bir sebebe gerek yoktur ve ambargolar buna da bir engel teşkil etmemektedir. O nedenle toplumumuzun motivasyonunu bile isteye düşürmeyi amaçlayanlara fırsat vermeyip ülkemizi kalkındırmak ve gelecek nesillere çok daha müreffeh bir ülke bırakmak için devlet tahvilleri ve varlık fonu konusunda bir adım atılmalıdır. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken iki haftalık yazı frekansımızı bugünden itibaren belli bir süreliğine üç haftaya çıkardığımızı üzüntüyle sizlerle paylaşmak isterim. Üç hafta sonra tekrar görüşmek üzere, sağlıcakla kalın!
******
Köşenin bugünkü sözü:
Mutlu insanlar; her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevenlerdir.
Aldous Huxley
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Mete Baris04/11/22 10:58
Bu yazar arkadas paralel bir evrende yasar galiba. Bir elektrik icin yakit almayi bile son bir senedir organize edemeyen bir yonetim, bu uzun uzun saydiklarinizi yapacak da, yatirim cekecek da, sonra mega projelere imza atacak, oyle mi?