Baki Şeheri'nde

Yayın Tarihi: 30/01/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Dün akşam Medeniyyet Tv isimli Azerbaycan Kanalında, Kıbrıs Türk Edebiyatı konuşuldu. Ben de sevgili Elmira Muhammedova'nın " Hocam sizin kitaplarınızdan da faydalandım" demesiyle, internetten olsun izlemeye çalıştım.

Onlara teşekkür mahiyetinde, Bakû'de iken yazdığım bir yazıyı paylaşmak istiyorum bugün! Hem sizinle, hem de Elmira ile… Biraz kısaltarak tabii…

Türk modernleşmesinin başkenti, Bakü'dür. Resulzade'lerin, Ağaoğlu Ahmet'lerin, Hüseyinzade Ali'lerin şehridir, burası… Fuzulî'nin, Nesimi'nin kültürel mirasının gerçek sahibidir. Birazcık nefttir, başkaları için epey bir Şuamyan'dır; Kafkas İslâm Orduları şehre girerken ardına bakmadan giden Dunstervill Gücü'dür az biraz; bizim için çokca Nuri Paşa'dır… Halil Paşa'dır… Samet Vurgun'dur, Neriman Nerimanov'dur, Ebulfez Aliyev'dir… Tağizade Niyazi'dir, epey bir… Ve bir o kadar da Mustafazade'dir… Çokca Hatayî'dir…

"Gardaş" bir ses; "garındaş" bir nefestir…

Bakû'da "Türkiye taze sefareti"nin açılışı dolayısıyla verilen resepsiyonda, açık büfede çocukluk sevgilimi buldum: Kaysısı Baskısı! Babaannem çok güzel yapardı, bütün Lefkeli kadınlar gibi… Utanmayı atıp, iki defa tabağı doldurup, yedim… Türkiyeli bir milletvekili, ne olduğunu anlamamış, yanıma yaklaşıp, sordu:


" Bu ne gözüm?"

Uzun uzun anlatmaya vaktim mi var? "Azeriyem" ayağına yatıp, "anlamamış" numarası yaptım… Surat, kılık kıyafet zaten farksız… Tutup anlatsam, "tatlı ile tuzlu olur mu?" diyecek… Akşam yemeğinde, Azeri kardeşlerin övüp övüp, sağa sola sığdırmadıkları "Azeri Pilavı" de gene bildiğimiz safranlı pirinç pilavı ile bu kez Etli Kayısı Baskısı çıkmaz mı? Yüz yıllık sevgilimi bulmuş gibi oldum…

Azerbaycan Cumhurbaşkanı "Cenap" İlham Aliyev konuşurken de, kendimi gene çocukluğumda babaannemle konuşurmuş gibi hissettim. Ermeniler'in Hocalı katliamından bahsederken,

" Ne " dedi, Aliyev, "biz insan değilik? İnsan yalınız Ermenidir?"

Neydi o bizim soru takısı kullanmamamızın zemini? İngiliz bize Türkçe'yi mi unutturduydu? Yoksa Rumca'nın etkisi altına mı girdiydik? Ha?

Bir Nahcivanlı gelip, amcasından başka ailesinde sağ insan kalmadığını, Ermeniler'in "hamsını" da kestiklerini anlatıp, "Aha danışırken bile tüylerim biz biz oluyor" deyince, ben az daha gülecektim. Yahu, neredeyiz? "Baki şeherinde" mi? Çocukluğumun Lefke'sinde mi?

Konferans esnasında sigara içmeye, "sarayın gabağına" çıktığımda, yanıma gelen bizim "maşina"nın şoförü, "Sen nerelisen gardaş, Şimalî Cypır'da siz bizim gibin danişirseniz?" dedi… Ne deseler anlıyoruz, onlar da bizi anlıyor… Benzerliğimiz bununla sınırlı değil… Örneğin "maşina" bizi otelden aldı, "sabahın seherinde" "sarayın gabağına düşürdü"! Sonra da iki cumhurbaşkanı ve "Türkiya Respublikası'nın Başnazırı'nı" korumak kaygısındaki polis, ortalığı Çarşamba pazarına çevirdiğinden, öğlenin ayazında, tam da "düştüğümüz" yerde beklemekten, kemiklerimiz dondu… Bizim "maşinalar" yer yarıldı, içine girdiler… Az kaldı, Türkiya Respublikası'nın "Taze Sefaret" binasının açılışını kaçıralım… "Köhne Sefaret" olsaydı, mesele yoktu… O yakın… Ama bu "taze"si, biraz ırakmış, illâ ki "maşina" gerek…

Burada da memur; bizdeki gibi… İşi yapmaya değil, yapmamaya bahane arıyor… Bizim temsilcilikten sevgili Erek Çağatay, "zengler, zengler" telefona çıkan yok! Daha da kötüsü, bizim KKTC numaralarını çevirince, hiç "zeng" yok!

Sonunda polisin biri insafa geldi, Erek "haişetti", o da bize "mahsus müsaade" verdi de öteki gabağa kadar varıp, bir araç bularak, "teze sefaret"teki "nümayiş"e gonak olduk…

Kayısı baskısını, yeniden keşfettim, kırk yıl sonra… Kırk sene "gadimi", bizde de her "aşbaz" bunu bilir ve yapardı.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Doç. Dr. N. BERATLI yazıları