Ne oluyor kardeşim?

Yayın Tarihi: 10/10/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Haberlere bakıyorum, aklım karışıyor! Hristodulis diyor ki: " Uluslar arası konferans, ancak çözüme bir adım kalarak yapılır!" Anastasiadis de diyor ki: "Omorfo olmadan olmaz! Garanti kabul edilemez!" Sayın Akıncı da diyor ki: " Güzelyurt verilmez! Türkiye'nin etkin garantisi olmayan bir belgeyi, ben referanduma sunamam!"

Buraya kadar, tamam… Karşıt iki görüş var demek ki ve can alıcı noktalarda fikir birliği yok!

Ama iş bununla sınırlı değil! Bütün bunların üstüne, sayın Akıncı bir daha diyor ki: " Aralık'ta beşli konferans!"

Demek ki Hristodulis'in demesiyle, "Bir adım kaldı" (Ne güzel)! Ve Anastasiadis'in demesiyle de demek ki: Omorfo işi ile Garantiler işi de halledildi… (Gerçekten mi?) Ama Akıncı'nın söylediklerinden o anlam çıkmıyor!! Omorfo'ya yeni hastane bile yapacaklarmış ki Sağlık Bakanı kararlılıklarını açıkladı geçen gün! Bu gidişle temelleri kazıp, Anastasiadis'e mi verilecek?

Eğer verilmeyecekse, nasıl "bir adım kaldı" ki önümüzdeki ay Beşli Konferans toplanacak?

Garanti konusunda, biri "Olursa olmaz" öteki "olmazsa olmaz" dediğine göre, "bir adım kalmış" gibi geliyor mu size? Bana gelmiyor… E? Nasıl Aralık'ta "konferans"?

Halk mı idare ediliyor? Anastasiadis mi? Yoksa hükümet, cumhurbaşkanını mı ciddiye almıyor? Ya da cumhurbaşkanı mı hükümeti takmıyor? É Verdik gitti oğlum, hastane mastane söz verip de açıkta kalmayın" da mı diyemiyor? Ki onu da yapamaz; çünkü referandum'dan evet çıkmazsa, hiçbir şey ne verilir, ne de alınır… Veya cumhurbaşkanı, Rum meslektaşı ile dalga mı geçiyor? Yahut da o mu bizimki ile "ti" geçiyor?

Daha bunlar, bir günün haberleri. Her gün böyle birkaç yüz tane demeç, söylev, nutuk; gök kubbede dolaşıyor…

"Ne isterlerse verelim, yeter ki Türkiye gitsin ve bir daha gelemesin" cilerimizde bir telâşlı sevinç ki sanki de gerdeğe girecek yeni damatla gelin bunlar! Ama ortada bir şey yok… "Kıbrıs Türk'tür, Türk kalactır" cılarımızda bir sinir, gören de ABD atom bombasını, 1945'te değil de bugün Japonya'ya değil de bizim tepemize attı, atıyor… Oysa, dur be arkadaş da daha arkada referandum var! Ha bunlar kendi halklarına da güvenemiyorlar ki maraz bence orada…

"Kardeşim, ne yapacaksanız bir an önce yapın da şu memlekette insan gibi yaşayalım artık" diye düşünen halkın büyük çoğunluğu ise ucu açık açıklamalardan bulmaca çözer gibi bir anlam çıkarmaya çalışıyor: " Bizim de eşitliğimizi ve güvenliğimizi etkin anlamda tesis edecek bir ortaklık federasyonunu, iki halk kurmak üzere bir fikir birliği mi var ortada, yoksa bir evvelinden olduğu gibi, taraflar kendi mevzilerinden karşı tarafa bombardıman yapıp, dünya kamu oyuna mı oynuyorlar?" Öyle ya? Kim kalkıp da "biz anlaşamıyoruz be sör" derse, boynu altında kalır endişesi var… Downer'i yediniz, De Soto'yu hayatından bezdirdiniz, Eide'yi de mi?

Ben henüz anlayamadım! Feraset sahibi görünmek için, yalan söyleyemem…

Yalnız fark ettiğim bir şey var: Galiba geçen haftalarda yayınladığım "BM Parametreleri" yetmedi… Bir de 1974 1. Ve 2. Cenevre Görüşmelerinden başlayarak, 1975 Viyana görüşmeleri, Doruk Anlaşmaları'nı, Perez de Cuellar Belgesi, Gali Fikirler Dizisi'ni falan mı buraya yazalım? Bazıları attığı imzayı her on yılda bir unutuyor… Yazık…


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Doç. Dr. N. BERATLI yazıları