Tavsiyeniz nedir?

Bir senedir sayısız yazı yazdım, sayısız tv programında konuştum ki bu bir salgındır, önce sağlık!

Bu adanın geçmişinde bir ilçenin tümünü öldürmüş salgınlar var. Ekonomi o çerçevede ele alınır.

İtalya’dan Almanya’ya, Rusya’dan ABD’ye ekonomisi zarar görmemiş bir ülke yoktur.

Sağlığı siyasete ya da ideolojiye kurban edenlerin hali meydanda!

İşte İtalya, işte İran…

Bir senedir her gün "kapıları açın, hiç sınırlamasız, kendi kapanmış olan güneye gidip gelmek isterik" diye, kâh orada çalışan birkaç yüz kişiyi, kâh aradaki bir tek köyü bahane ederek, siyaset yapan insanlar var aramızda... Siyasi rant elde etmeye çalışırlar...

Gidip Rum polisinden cop yerler, gaz püskürtülerek sittir edilirler, gururlarına da dokunmaz! (Karşıtları başbakan da bunlardan beter, o ayrı !)

Çünkü ne insan umurlarındadır ne de sağlık. Sağlık üstünden siyaset yapmaya çalışıyorlar, diğer bütün akılsızlar gibi… Hemcinslerine morgların yetmiyor olması umurlarında değil. Anastasiadis'in "önce sağlık" diye aldığı kararları bile siyaset konusu yapmış ve barikatta dayak yemiş adamlardan bahsediyorum. Müstehakları da o idi… Hayatta Anastasiadis’i iki defa alkışladım! Bir, kapıları kapadığında (doğru ama eksik karardı)! İki, bunları sopalattığında…. ( O da eksikti! Bir de içeri sokup Chapter 260’dan dava okumalıydı ki tamam olsun.)

Çin aşısı hakkında kuşku yaratmak için açtıkları kampanya, sonuçta Türkiye'yi suçlamak üzere kılıf hazırlamaya yöneliktir. AB 2 bin doz gönderdi. Türkiye de 20 bin doz... Arkası da gelecek ve hibe! Olmaya da Türkiye'ye sempati duyar bu insanlar! Ölsünler ama Türkiye'ye sövsünler yeter ki... "Aşısı kötüdür! Olmayın bekleyin! Anastas'ın himmetine sığının"! Belki birkaç bin kişiyi kandırır da Happy Valley’de çadırda oturmaya götürürük da AB da bize eurocukları verip, sarı sarı hatunları kucağımıza gönderir. Mesele budur… Aptalı var; ödeneklisi var… Hayıf aptallara ki bedavadan yapıyorlar…

Mesele Çin aşısı olsaydı iki hafta evvel bu ayni tipler damarımıza chip koyacaklar diye, mRNA aşısını da kötülemezlerdi! Yani Türkiye onu yollasa, ona da sövme hazırdı. Mesele Türkiye'dir...

Kaldı ki bilimsel açıdan, geç komplikasyonları da bilinen klâsik yöntem Çin'de yapılan usuldür. mRNA ilk defa yapılıyor, geç komplikasyonları daha belli değil!

Sanırım mesleği "kasapçılık"tır... Biri bana zambara attı! "Ne yani, damarımıza virüs koyacayık?" Adam sallak, koyun kellesi kesip da uykuluğu da kendine ayırmayı benden iyi bilir; kuşkum yok…. Ama ondan başka belli ki hiçbir şey bilmez, cip cahil... Lâkin uzman doktora, sağlık konusunda posta koyacak cüreti da var... Neden? Tekkeye mürid yazıldıydı zamanında, bilmediği yok... Madem kendileri utanmazlar, utanmayı atıp, hadlerini bildirmek gerek...  Müridlerle ilgili yazımı geçen gün gene paylaştım, bir bakın! Haddini bildirince de matbu cevap: “ Sen büyüklenin”! E müsaadenle, konu insan sağlığı ise ve ben de hekimim sen de kasap; o konuda senden zaten büyüğüm! Pardon ama… Sen de pirzola çıkarma bahsinde benden büyüksün. Ben sana hayvanı kemikli alıp, kemiksiz satarak çevrilen dolap hakkında tez yazıyor muyum?

Buyrun:

Biontech firmasının CEO'su Prof. Dr. Uğur Şahin, TÜBİTAK ile görüştüklerini, Türkiye’de temsilcilik açmak istediklerini belirtti. Şahin, Türkiye'ye pazartesi gelecek Sinovac aşısı hakkında da, "Çin aşısı veya BioNTech aşısı veya başka devletin aşısı diye hiç sakınca görülmesin. Çinliler de bu aşıyı uzun bir şekilde deneylerden ve klinik testlerden geçirdi. Mühim olan yeterince sayıda aşının Türkiye’de olması. Şimdiye kadar gördüğüm bütün aşılar iyi etki gösteriyor ve yardım edebilir" dedi." (NTV)

Eski ustamız, Rusya da "eyi aşının" memleketine girişini yasakladı! Macaristan da AB'nin verdiği "eyi aşısı" yetmemiş, Çin'e sipariş verdi... Dün körün bilmem neye sarıldığı gibi sarılınan Brezilya da komplikasyonların, daha çok "eyi aşı"da görüldüğünü açıkladı... Eski Rusçu yeni Alamancılar ne diyecekler? Eski ustamız, "eyidir" demiyor... Yeni ustamıza posta koyuyor… Çin aşısı mı olalım? Muska mı yazdıralım? Tavsiyeniz?