Maraş’ı verelim… Ercan’ı açalım…
Bu köşede defalarca anlattım... Kısaca bir özet yapayım gene…
Ercan'ın açıldığının ertesi günü Rum Yönetimi hem BM'ye hem de 30 ayrı ülkeye müracaat ederek, bunun "yasa dışı" bir havaalanı olduğunu kaydedip, tespit ettirdi. Dünyada sivil havacılığı, 1948 Chicago Konvansiyonuna göre yüneten organizasyon (TC üyesidir, KC de 1962de Makarios ve DR. Küçük'ün ortak yazısı ile üyesi olmuştur) ICAO da ERCAN'ın uluslararası havaalanı olması müracaatimizi, Konvansiyon'un 10. maddesine aykırı bularak, reddetti. THY da bunun üzerine, ITIA'ya (havayolu şirketlerinin ortak örgütü) başvurarak, politik durum dolayısıyla Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan vatandaşların dünya havacılık sistemi dışında tutulamayacağını beyan etti. ITIA da THY'ye, ERCAN'ı "iç hat" kabul ederek, charter uçuş yapabileceğini bildirdi. THY ve diğer Türkiye havacılık şirketleri de buna dayanarak hem buraya sefer yapabiliyor, hem de Avrupa'dan kalkan kendi uçaklarının varış noktası bir TC havaalanını gösterip "touchdown" yapmak sureti ile buraya da gönderebiliyorlar.
Tekerler yere değdi mi uçuş, Londra /Ercan olmuyor! Londra/Antalya oluyor… Ondan sonrası da Antalya/Ercan örneğin… İç hat… IATA’nın önerdiği gibi…
Toprağı bol olsun rahmetlik KTHY de bunun için İstanbul Ticaret siciline kayıtlı Yarı hissesi İnkişaf Sandığı’na ait bir Türkiye şirketi idi… Buraya kaydettirseniz, burası zaten ICAO’ya üye değil, şirket de IATA’ya da üye olamayacağından, uçamayacaktı…
Durum budur...
Peki bu durumda olan havaalanlarına hiç mi uçak inmez? İner… Örnek Taipei havaalanıdır… ICAO gene izin vermez ama IATA , TAİPEİ’deki fiili yönetimin, oranın asıl egemeninin Beijing olduğunu peşinen kabul etmesi, uçuşlarında hiçbir ulusal veya kendi devletini işaret eden simge bulunmaması, ve gelen uçaklarında “asıl egemen” olarak Beijingi’i tanıdıklarını deklere etmesi üzerine Çin Halk Cumhuriyeti’nin de göz yumması (tanımadığını ve tanımayacağını defalarca alenin ilan etti zaten)karşılığında Taiwan devletini “geçici bir anomali” olarak kabul ederek, Taipei/China havaalanına ikinci sınıf şirketlerin (Ulusal havayolu şirketleri değil) inmesini düzenliyor.
Bunu da defalarca bu sütunda anlattım…
Şimdi gelelim Anastas’a…
“Maraş’ı verin da…” dedikten sonra yaptığı teklif budur ama bir fazlası ile: Hava alanının fiili kontrolünden de vaz geçin… Onu da benim 186 numaralı karar gereğince tek başıma üyesi bulunduğum ama senin temsil dahi edilmediğin, BM’ye terk edin… Böylece öneri “Maraş’ı verin, üstüne bahşiş olarak Ercan’ı da verin” demektir.
İsteyen istediği gibi lâkırdı edebilir, demokrasi var ama önce durumun ne olduğunu anlatalım da söylenecek olanları ona göre yorumlayalım.
Ben “anan güzel mi?” derdim, fırsatım olsa…
Şimdi malûm ilam edilince, noldu da hallendik? Bilmezdik? Yoksa "bilmez gibi" yapardık? Yoksa lâkırdı olsun için?

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Doç. Dr. Nazım BERATLI04/02/22 17:56
Buyrun link... Bu köşeden https://www.kibrispostasi.com/c1-KIBRIS_POSTASI_GAZETESI/j57/a18898-taninmayan-devlete-ucak-nasil-iner