Erhan Erçin üzerine

Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi Başkanı Erhan Erçin, dün itibarıyla KKTC Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı görevine atandı.

Erhan Erçin'in nezaket, görgü, bilgi ve birikimine baktığınız zaman bana göre müsteşar değil, Bakan bile yapılsa yeridir ancak Müsteşarlık da çok önemli bir mevki. Belki de Bakanlık'tan daha önemli.

Dışişleri Bakanlığı geleneğinde Dışişleri Meslek Memurluğu ve Diplomatlık statüsü olmayan birisinin müsteşarlığa getirildiğine tanık olmadık. Normalde sıra kimdeyse o müsteşar olur, ilgili bakan veya hükümet ise sırası gelenler arasından bir seçim yapmak durumunda kalırdır.

Dışişleri Bakanlığı teknik bir bakanlıktır, dolayısıyla diplomatik misyonu olmayanlar Müsteşar olamaz şeklinde bir yaklaşım vardı.

Öyle baktığında doğru ama Tarım Bakanlığı'nın ya da İçişleri Bakanlığı'nın da teknik birer bakanlık olmadığını söylemeye kim cesaret edebilir ki?

Neticede o zincir Erhan Erçin ile kırılmış oldu. İyi de olmuş.

Dışişleri Bakanı Özdil Nami iyi bir iş yapmış oldu.

Erhan Erçin, ılımlı kişiliği ile kimsenin gözüne batmamış, her gelen yetkili ile Avrupa birliği konularında çok yakın bir şekilde çalışmış, herhangi bir siyasi kimliği olmayan tam bir teknik adam gibi her ihtiyaç olduğunda orada bulunmuş.

Mehmet Ali Talat ile çalışmış, Derviş Eroğlu'na birçok ziyaretinde eşlik etmiş, İrsen Küçük ile çalışmış.

Bana göre Erhan Erçin KKTC için bir kazanımdır.

Endişelerim de var tabi.

Erhan'ın niteliği veya işin altında kalkıp kalkamayacağı ile ilgili değil endişelerim.

Kendisini atayan hükümetin, ya da partinin Erhan Erçin'i, onun sayısız özelliklerini gölgede bırakacak şekilde politize olmaya zorlama ihtimali ile ilgilidir.

Erhan'ın tanıyorsam bu yola girmez, ama diğer arkadaşları da tanıyorsam, onu zorlayacaklardır.

Demem şu:

Erhan Erçin'e yazık etmeyin. O bu ülkeye lazım.