Basın Odası cinayeti
Ulusal Birlik Partisi her iktidara geldiğinde minicik ülkemizde bir çok seslilik ve ifade özgürlüğü sorunu ortaya çıkıyor ne yazık ki.
En liberal gibi görünen UBP Genel Başkanlarının, dolayısıyla da Başbakanların, farklı görüşlerin ortaya çıkmasıyla ilgili sorunları ya temelden vardır ya da etrafındakilerin dürtmesiyle bu bir sorun haline geliyor.
Halbuki farklı seslerin, sert eleştirilerin iktidarlara yol göstericiliğini, icraatlarının kamuoyu üzerindeki etkiyi ölçme enstrümanı olma özelliğini görmek ve bundan yararlanmak yerine, sesi kesmeyi daha doğru buluyorlar her ne hikmetse.
Özellikle devletin ve haliyle de halkın televizyonu olan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu partinin yıllarca eksikliğini hissettiği parti televizyonu olarak kabul edip yayınların ve konukların ona göre ayarlanması, yasaklı insanlar, yasaklı ifadeler listesinin elden ele dolaşması gibi uygulamalar UBP iktidarında alıştığımız uygulamalar haline geldi ne yazık ki.
Dün 6 yıldır devam eden ve izleyicinin ciddi beğenisini kazanan Basın Odası programını sonuncusunu yaptık.
Zaman zaman farklı görüşlerimiz nedeniyle canlı yayında neredeyse boğaz boğaza geldiğim meslektaşlarım Cenk Mutluyakalı, Hüseyin Ekmekçi ve Artun Çağa ile ayrılığımız fikir çatışmasından öteye gitmedi ve farklı fikirlerimiz var diye insanlığımızdan uzaklaşmayıp, birbirimize süreç içerisinde hep kardeşlik yaptık.
Ve tabi ki programın yaratıcısı ve yöneticisi konumundaki nispeten genç meslektaşım Damla Soyalp’in bu programın yayında kalması için verdiği mücadeleyi, yaptığımız eleştirilerin yansımalarını göğüsleyip, otokontrol mekanizmasını devreye sokmamamız için bize yansıtmama cesaretini bir meslektaşı olarak selamlar ve onunla gurur duyduğumu ifade etmek isterim.
Bu dönemde ayrıca BRT Müdürü’nün direnci de takdire şayandı neme lazım.
Farklı seslerin birbirini tetiklediği, her hafta bir doğruyu arama konferansına dönüşen ve izleyicilerin takdiri ile bir fikir orkestrası haline gelen Basın Odası ne yazık ki öldürüldü.
Birkaç ay öncesinde önce kapalı devrede, sonra da açık açık BRT Yönetim Kurulunda ‘Ben bu programı yayından kaldıracağım’ diye nara atan Yönetim Kurulu Başkanı, daha sonra sezon ortası programı yayından kaldırmanın getireceği sansürcü damgasını yememek adına en azından sezon sonuna kadar devam ettirip, program formatını ellemeye çalıştı. Direndik, izleyiciye olan saygımız ve memleket için fikir üretme sorumluluğumuz gereği programımızı elletmedik. Ve sezon sonu geldi. 6 yıl boyunca yaz aylarında da yoğun istek üzerine devam eden Basın Odası ‘yazda ara verilsin’ kisvesi altında BRT ekranlarına veda ettirildi.
Mutluluk verici olan bu cinayetin faili meçhul değil, aksine son derece meşhur. Ve bu cinayet sonrasında fikirlerin ölmediği, fikir üretenlerin farklı platformlarda ayrı ya da birlikte fikirlerini paylaşmaya, bu memleket için gerek birbirlerini gerekse de ülkeyi yönettiği iddiasında olanları rahatsız etmeye devam edebileceğidir. İktidarlar değişir elbette. Basın Odası da devam eder vakti geldiğinde.
Basın Odası’ndaki arkadaşlarım adına hoşça kalın. Şimdilik.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.