Uzmanlar yanıtladı: Z kuşağıyla nasıl iletişim kurulur?

ABD'deki Walton Family Foundation'ın salı günü yayımladığı ankette, 10 ile 18 yaşlarındaki 1675 kişiye duygusal yaşamları ve kendilerine bakan yetişkinlerden beklentileri soruluyor. 

Washington merkezli kamuoyu yoklama şirketi Gallup'un da yer aldığı çalışmada, katılımcılardan yüzde 45'i yakın zamanda stresli, yüzde 38'i endişeli, yüzde 23'ü de üzgün hissettiğini söylüyor. 

Öte yandan katılımcıların neredeyse yüzde 94'ü bu duyguları yaşadıkları gün çoğunlukla mutlu hissettiğini de belirtiyor. 

Ankette her 6 ebeveynden birinin ergen çocuklarını rahatlatmakta ve onlarla iletişim kurmakta zorlandığı ortaya konuyor.

Araştırmada çalışan klinik psikolog Dr. Lisa Damour, anket sonuçlarına ilişkin şunları söylüyor: 

Ailelerin bu sonuçlardan çıkarmasını umduğum şey, çocukların inişli ve çıkışlı duygularının anlaşılmasıdır.

Damour, yetişkinlerin ergenlerle iletişim yöntemlerini geliştirmesi gerektiğine dikkat çekerek şöyle devam ediyor:

Dinlemek, alan sunmak, rahatlatmak ve güven vermek çoğu zaman çocukların aradığı tek şeydir.

Gallup'tan Stephanie Marken da ebeveynlerin duygusal değişimlerle, stresle ve kaygıyla başa çıkma yöntemlerini geliştirerek çocukları için rol model haline gelmeleri gerektiğini belirtiyor.

Uzmanlar, kulaklıkla müzik dinleme ve video oyunları oynamanın her zaman zararlı olmadığına işaret ederek, bunların gençlerin olumsuz duygularla mücadele etmek için kullandığı bir yöntem olabileceğini vurguluyor. 

Damour, "Ölçülü yapıldığı sürece dikkat dağıtmak bir duyguyla başa çıkmanın son derece etkili bir yoludur" diyor. 

Philadelphia eyaletindeki Temple Üniversitesi'nden Laurence Steinberg, aynı durumun sosyal medya kullanımı için geçerli olduğunu da öne sürüyor. 

Bağımlılığa kaçmadığı sürece sosyal medyanın gençler için olumlu etkiler sağlayabileceğini savunan Steinberg, "Sosyal medyanın gençlerin büyük bir kısmı için potansiyel faydaları olabileceği fikri yeterince ilgi görmüyor" diyor.