Kuir ve feminist örgütlerden seçim mesajı

Kıbrıs Postası –Meryem Ekinci

Kıbrıs Türk toplumunda savundukları değerler ve varoluşları nedeniyle ötekileştirilen, Anayasa'yla koruma altınan eşit yurttaş olgusundan hareketle sadece Kuir ve feminist bireyler için değil, antimilitarizm, cinsiyet eşitliği, insan hakları, mülteci hakları gibi temel hak ve özgürlükler için de mücadele eden Kuir Kıbrıs Derneği, Feminist Atölye (FEMA) ve YKP-fem, seçim konusunda farklı görüşler ortaya koysa da, mücadelenin devamı noktasında birleşti.

Kıbrıs Postası'na röportaj veren örgütlerden Kuir Kıbrıs Derneği, 28 Temmuz'da yapılacak seçim konusunda, ülkedeki hakim siyasetin bir himaye etme veya vesayet altında olma politikası olduğunu ifade ederek, "Burada bugün siyaset yaptıklarını iddia eden bir çok parti, hep başka bir ülkenin himayesi üzerinden siyaset yapmakta, ve güçlerini onların gücünden aldıklarını açık bir şekilde ifade etmektedir. Özgür olmanın ve özgürlüğün tanımı burada çok önemli bir şekilde ön plana çıkmaktadır. Siyaset yaptıklarını ifade eden partilerin bir çoğu kendileri zaten özgür bir irade ile hareket edemediklerine göre, toplumun bireylerine nasıl özgürlükler getireceklerini sormamız lazım burada" ifadelerini kullandı.

HOMOFOBİK ADAYA OY YOK

Seçimlerdeki tavrı konusunda ise net şekilde homofobik adaylara oy vermeyeceklerini açıklayan Kuir Kıbrıs Derneği, "Mücadelenin içinde olan bir sivil toplum örgütü olarak en azından kimlere oy vermeyeceğimiz konusunda netiz. Homofobisini açıkça kusmuş vekillere oy vermeyeceğiz; şimdiye kadar LGBT bireyleri göz ardı etmiş, bundan sonra da edeceği açık olan partilere ve adaylara da oy vermeyeceğiz. Toplumun yaklaşık %10'unu oluşturan tüm LGBT bireylere de çağrımız bu yöndedir" dedi.

YKP-fem'DEN BOYKOT

Feminist politikalar üreten aktivistlerden oluşan YKP-fem ise, seçimlere ilişkin tavrının boykot olduğunu vurguladı.

Ortak toplumsal mücadele içerisinde yer alan bazı bireylerin genel seçimlerde aday olmalarına rağmen, var olan tahakküme dur demenin mümkün olmadığını belirten YKP-fem, "Toplumsal mücadeleyi beraber yürüttüğümüz değerli kişilerin bu genel seçimlerde aday olduğunu görüyoruz. Ancak biz, seçim öncesi kurulan alelacele ittifakların içinin dolu olduğunu veya çok değerli bireylerin kendileriyle çelişebilen kemikleşmiş yapıların içinde köklü değişim yaratabildiğini gözlemleyemiyoruz. Genel seçimlerin sonuçları araclığıyla bu tahakküm şekline dur demenin mümkün olduğunu şu anda söyleyemeyiz, 'KKTC' Meclisinin işlevsizliği, bakanlıklardaki atama memurların varlığı, bu yoldan medet ummanın pek bir işe yaramayacağının kanıtıdır" dedi.

YKP-fem bu konuda şu ifadeleri kullandı: "YKP-fem olarak YKP'nin boykot çağrısını destekliyoruz. Boykot, oy vermenin etkisizliğine inanmak-çünkü oy verdiğiniz kişiler ne kadar yürekli veya iyi insanlar olsun o insanların elleri ve kollarının bağlanacağı bir konuma gitmeleri için oy veriyorsunuz- ve oy vermemeyi toplumsal bir harekete dönüştürme, oy verip vermemeden öte bir duruşa işaret eder. Oy vermemek, adil seçme ve seçilme koşullarının elzemliğine vurgu yapan ve o noktaya gelmek için gerekli adımların atılması yönünde örgütleme çalışmasını ön gören bir duruştur. Bu sebeple, acenta seçimlerini boykot ediyoruz."

SEÇİM PROGRAMLARI ÖNEMLİ

Feminist aktivistlerin oluşturduğu bir başka örgüt olan Feminist Atölye (FEMA) ise seçimlerde toplumsal cinsiyet eşitliğine önem veren adayları desteklemekte kararlı.

Kadının her alanda olduğu gibi siyasette de aktif olması gerekliliğini vurgulayan FEMA, "Mecliste, toplumsal cinsiyet eşitliğine önem veren, ötekileştirmenin her türlüsüne karşı çıkan, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çalışmalar yapacak olan vekillerin yer alması gerektiğini düşünüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, çocuk istismarının son bulması, lgbtq ve engelli bireylerin toplumdan dışlanmasını ortadan kaldıracak her türlü kurumsal ve yasal düzenlemenin de yapılması şarttır. Toplumsal cinsiyet eşitliği mekanizmalarının kurulması, kolluk güçlerinde ve sağlık alanında kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çalışabilecek birimlerin oluşturulması, eğitim ve sağlık sisteminin de revize edilmesi, seks köleliğinin ortaya çıkardığı insan hakları ihlallerinin engellenmesi ve neo-liberal politikalar sonucunda peşkeş çekilen kurumlarımızı koruyacak icraatlar, yapılacakların başında gelmelidir. Oyumuzu, seçim programlarında az önce saymış olduğumuz düzenlemelere yer veren partilere vereceğiz" dedi.

FEMA'NIN OYU DERYA VE ERHÜRMAN'A

Feminist Atölye bu çerçevede, CTP-BG'nin Lefkoşa'dan iki milletvekili adayına da açık destek belirtti.

"Feminist Atölye'nin kuruluşundan beri aktivist olarak çalışmalarına devam eden Doğuş Derya da vekil adaylarından biridir. Arkadaşımızın adaylığı ile daha adil, demokratik ve eşitlikçi bir ülke arzumuzun gerçekleşmesi için bir umut yakalamış bulunmaktayız" ifadelerini kullanan FEMA, "Önemsediğimiz bir diğer aday da, toplumsal olaylara duyarlılığı ile demokratik ve adil bir hayat için gerçekleştireceği birçok yatırım olduğuna inandığımız Tufan Erhürman'dır" dedi.