İÇ HABERLER
okuma süresi: 5 dak.

FEMA: "Artık Yeter! Seks Kölelerine Özgürlük İstiyoruz"

FEMA: "Artık Yeter! Seks Kölelerine Özgürlük İstiyoruz"

Feminist Atölye yaptığı açıklama ile seks köleliğine özgürlük istediklerine vurgu yaptı. Açıklama şöyle:

Yayın Tarihi: 12/09/14 13:31
okuma süresi: 5 dak.
FEMA: "Artık Yeter! Seks Kölelerine Özgürlük İstiyoruz"
A- A A+

Kıbrıs'ın kuzeyi dün yine ve yeniden bir kadın cinayetine sahne oldu. Gayriinsani koşullarda, seks kölesi olarak "gece kulüplerinde" çalıştırılan kadınlar, şiddetin her çeşidini yaşamaktadır. Sıham Benchargui öldürülen ilk seks kölesi değildir ve muhtemelen son da olmayacaktır. Devlet yıllar öncesinde hazırlanan ve meselenin tarafı olan her kesimin üç maymunu oynamasına fırsat veren yasal düzenlemeleri en kısa zamanda değiştirmelidir. Mevcut yasa, herkesin malumu olan gerçeği inkâr etmekte ve insan hakları ihlâllerinin yaşanmasına göz yummaktadır. 7/2000 sayılı "Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası"nın, ilgili mekânları teknik olarak sınıflandıran, suya – sabuna dokunmayan hâli, kabul edilebilir değildir. Yasa içerisinde belirtilen suç ve cezalar da yine bahsi geçen teknik kurallara aykırı davranılması hâlinde uygulanmaktadır. Kısacası çalışanların yaşayacağı hak mağduriyetleri durumunda işletilebilecek bir cezalandırma mekanizması mevcut değildir.

İçişleri Bakanlığı Müsteşarı - Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Komisyon Başkanı Hasan Alicik 15 Nisan 2014 tarihinde yazılı açıklama yaparak, kadınların, özellikle eğlence sektöründe sömürü ve istismara açık hâle gelmesini önlemek amacıyla 6 maddeden oluşan hareket planlarını açıklamıştı. Alicik "Çağımızda, gerek Dünya coğrafyası, gerekse ülkesel düzeyde sosyal, kültürel, ekonomik olanakların dağılımındaki eşitsizlikler, hizmet sunumlarına erişimdeki yetersizlikler, ayrıca ötekileştirmelerin yarattığı yoksulluk, büyük ölçüde 'daha iyi bir yaşam' isteğiyle birleşerek modern anlamda kölelik olarak nitelendirilebilecek 'insan ticareti' olgusunu sosyal bir gerçeklik olarak doğurmaktadır" ifadelerini kullanarak, bu alanda çalışma yapacaklarının müjdesini bizimle paylaşmıştı. Ne yazık ki aradan beş ay geçmesine rağmen, bu konuda somut bir gelişme yaşanmamıştır. İktidarı elinde bulunduranların bu konuda "boşa geçirdiği" her gün, kadınların fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kalmalarına neden olmaktadır.

Militarist – Eril Şiddet Yaşam Hakkını İhlâl Ediyor

Somut olay üzerinden değerlendirme yaptığımız zaman, önemli bir nokta daha ortaya çıkmaktadır. İki kişinin hayatına son veren zanlının, uzman çavuş Kubilay Güler olduğu iddia edilmektedir. Bu bizim için pek de şaşırtıcı değildir. Şiddetin meşru bir şekilde kullanılabildiği asker – polis gibi kurumların içerisinde barındırdığı militarist öğeler, eril nitelikte inşa edilmektedir. Devletin güvenliğini sağladığı dile getirilen kolluk güçleri, bu sebeple kendini "devletin sahibi – toplumun efendisi" konumunda tanımlamaktadır. Emir – komuta sistematiği içerisinde hareket eden bireyler, iki eşit taraf arasında tesis edilebilecek iletişim aracılığıyla ilişki kurulabilme ihtimalini yok saymaktadır. Bu sebeple istediğini elde etmek için her türlü şiddeti kullanabilmekte, arzularının tatmin edilmeyip iktidarının sarsıldığı anlarda ise, insanların en temel hakları arasında sayılan yaşam hakkını ellerinden alabilmektedir. Tüm bunların temelinde, bireyler üzerinde uygulanan güç ve hayatlarını denetim – kontrol altında bulundurma saplantısı yer almaktadır. Militarist – eril kıstasların çizdiği sınır çizgilerinin aşılması ile sonuçlanan her karşı çıkış, her başkaldırı şiddet ile bastırılmaktadır. Uzman çavuş Kubilay Güler ve bugüne kadar erkek şiddetini icra eden her birey, ataerkil sistemin kendilerine bahşettiği güce dayalı iktidar koltuklarının sarsıldığı anlarda şiddete başvurmaktır.

Devlet ya yaşanan mağduriyete göz yummaya devam edip, şiddetin failleri arasında yer alacak ya da aylar öncesinde dile getirdiği icraatları hayata geçirmek için bugünden itibaren çalışmalarını hayata geçirme yolunu seçecektir. Öldürülen, tecavüze uğrayan, ötekileştirilen ve yok sayılan her kız kardeşimiz için bunun takipçisi olacağız.

Feminist Atölye

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.