Ne Yeni Belediyeler Yasası ne de BESKİ formülü, LTB'yi kurtarmıyor!

LTB'nin elde edeceği ek kaynağa rağmen yakında maaş krizinin eşiğinde olduğu ifade ediliyor. LTB'nin her ay 1 Milyon TL'lik ek kaynağa ihtiyacı var. Öte yandan BESKİ formülüne göre de artık LTB'nin aylık 12 Milyon TL'yi bulan su ve kanalizasyon gelirleri de olmayacak, çünkü BESKİ vadettiği üzere yatırım yapacak…

"Yeni yasanın katkısına rağmen 1 Milyon TL bulmamız lazım. Maaş krizi kapıda" diyen CTP'nin LTB Belediye Meclis Üyesi Onur Olguner, yeni Belediyeler yasası ile artık belediyede başkan olup, acı reçeteyi ertleme döneminin bittiği ifade etti.

Kıbrıs Postası'na değerlendiren Olguner, "1 Milyon gelir bulmak mümkün değil. Belediye yönetimi ve başkan giderin ne şekilde azaltılacağını öngörebilmek zorunda… Overdraft kullanılırsa bu belediyenin sonu olur. Siyasi kariyerden feragat gerektiren adımlar artık atılmak zorunda" diye uyardı.

Öte yandan Olguner'e göre BESKİ modelinde öngörüldüğü üzere LTB bir süre sonra su ve kanalizasyon gelirlerini de alamayacak. Tüm bu kapıdaki krizlerin önüne geçebilmek için belediye meclisi, tüm dünyada olduğu gibi belediyelerin asıl geliri olan imar yetkisini almalı…

Kıbrıs Postası - Vatan MEHMET

Meclisten geçen yeni Belediyeler Yasası ile artık Belediye yönetimleri, çalışanın Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığını zorunlu olarak ödemek zorunda. Aksi halde Şubat 2016 itibariyle hükümet kaynağı kesecek…

LTB'nin elde edeceği ek kaynağa rağmen yakında maaş krizinin eşiğinde olduğu ifade ediliyor. LTB'nin her ay 1 Milyon TL'lik ek kaynağa ihtiyacı var. Öte yandan BESKİ formülüne göre de artık LTB'nin aylık 12 Milyon TL'yi bulan su ve kanalizasyon gelirleri de olmayacak, çünkü BESKİ vadettiği üzere yatırım yapacak…

"Yeni yasanın katkısına rağmen 1 Milyon TL bulmamız lazım. Maaş krizi kapıda" diyen CTP'nin LTB Belediye Meclis Üyesi Onur Olguner, yeni Belediyeler yasası ile artık belediyede başkan olup, acı reçeteyi erteleme döneminin bittiği ifade etti.

Kıbrıs Postası'na değerlendiren Olguner, "1 Milyon gelir bulmak mümkün değil. Belediye yönetimi ve başkan giderin ne şekilde azaltılacağını öngörebilmek zorunda… Overdraft kullanılırsa bu belediyenin sonu olur. Siyasi kariyerden feragat gerektiren adımlar artık atılmak zorunda" diye uyardı.

Olguner: "Yeni yasanın katkısına rağmen 1 Milyon TL bulmamız lazım"

Komitede Belediyenin önümüzdeki yılki bütçesinin hazırlandığını ifade eden Olguner, 10 ayın sonuna kadar tahsilattaki performansta yalnızca 2 Milyon TL'lik bir artışın olduğunu ifade etti.

Kıbrıs Postası'na değerlendiren ve Yeni Belediyeler Yasası ile sosyal sigorta ve ihtiyat sandığının devlet garantisi altında olduğunu ve bunun özellikle çalışanlar nezdinde önemine işaret eden CTP'nin Lefkoşa Türk Belediyesi Belediye Meclis Üyesi Onur Olguner şöyle konuştu; "devletten geçen yıl aldığımız 38 milyon TL'lik devlet katkısı var. Bu katkı geçen yeni Belediyeler Yasası ile 46 Milyon olacak. 600 Bin TL, yani yarım milyondan fazla ekstra gelirimiz olacak aylık… Aylık Sosyal Sigorta İhtiyat Sandığı ödemelerimiz, 1 Milyon 600 Bin TL yaklaşık… Bu durumda bizim maaşları ödemek için (yasayla gelen 600 Bin TL'ye ek olarak) LTB'de 1 Milyon TL ekstra aylık katkı bulmamız gerekecek. Bu da olmayan bir kaynağın yaratılma zorunluluğunu ifade ediyor. Bütçe Komisyonunda özellikle bunu dile getireceğiz…"

"Her hâlükârda acı reçeteler söz konusu"

Olguner, LTB'de artık acı reçete döneminin geldiğini, bundan kaçışın mümkün görünmediğini ifade etti.

Yeni Belediyeler yasasını hatırlatan Olguner sözlerine şöyle devam etti; "LTB'de her halükarda artık acı reçeteler söz konusu… Çünkü 1 Milyon bulunmazsa maaşlar ödenemeyecek. Ayrıca Yeni belediyeler yasasına göre Sosyal Sigortalar ve İhtiyat Sandığı ödenmezse hemen ardındaki ayda Şubat'ta kaynak kesilecek… Bu yeni yasadan önce Başkanlar Sosyal Sigortaları ödemek zorunda değildi, yoksa erteleyebilirdi. Bunu belediyeler devlete karşı bir borç olarak görüyordu. Oysa çalışanadır, geleceğinedir… Şimdi bu yasal zorunluluk: Bu durumda maalesef LTB, bu yıl içinde maaş ödeyemez bir noktaya gelecektir."

"Overdraft Şubatla birlikte kullanılabilir: Bu LTB'nin sonu olur"

LTB Başkanı Mehmet Harmancı'nın bugüne değin Overdraft, yani yüksek faizli acil banka kredisi kullanmamış olduğunun hatırlatılması üzerine Olguner, "Bunun kullanılmaması çok iyi bir şey ama Şubat ayından itibaren kullanmaya başlayabilir ki bu LTB'nin sonu olur. Sadece maaş ödemek çözüm değil… Şubatla birlikte acı reçetelerle geminin yüzdürülebilir noktaya gelebilmesi lazım. Belediyenin taşı sıkıp suyunu çıkarması lazım. LTB'nin en büyük sıkıntısı, borcu değil; sıkıntısı her ay borç yapan bir bütçesinin olmasıdır."

"Siyasi kariyerden feragat gerektiren adımlar artık atılmak zorunda"

LTB'nin hep başka hesaplar içinde bugüne kadar kullanışmış olduğunu ifade eden Olguner, sözlerini şöyle sürdürdü; "LTB'nin siyasi bir kariyerin son noktası olmalıdır. Eğer son noktası olmazsa acı reçeteler uygulanamaz. İdarenin bazı şeyleri göze alabilmesi lazım. Acı reçeteler uygulanmazsa ki ya 1 Milyonluk gelir bulunmalı ya da gider azaltılmalı… 3 yıldır Belediyedeyim: LTB'nin 1 Milyon gelir elde edebilmesini ne kağıt üzerinde ne de uygulamada doğrusu görmüyorum. Mümkün değil… Gelir yaratamayacağına göre giderine dönmek zorunda… Belediye yönetimi ve başkan giderin ne şekilde azaltılacağını öngörebilmek zorunda… Yeni yasa ile sosyal sigorta-ihtiyat sandığının ödenme zorunluluğu ortaya çıktığı andan itibaren belediyede başkan olup, acı reçeteyi uygulamama dönemi bitti. Siyasi kariyerden feragat gerektiren adımlar atılmak zorunda"

"Bulutoğluları döneminin amirleri yerinde. Alttan gelen jenerasyona yol açılabilmeli"

Cemal Bulutoğluları döneminin Şube amirlerinin de halen LTB'de olduğunu sözlerine ekleyen Olguner, "genellememekle birlikte bazı amirlerin -maaşını da alarak- askıya alınması yoluyla pasifize edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Belediyenin işlerinin yürümesine yönelik ciddi bir kemikleşme var. Alttan gelen çalışkan ciddi bir jenerasyon var. Bu alttan yetişen jenerasyona bir şekilde yolun açılması lazım. Amir yapılamasa bile başkanın danışmanı sıfatıyla, yani başkanın emirlerini taşıyor, sıfatıyla fiilen yürütülebilir. Hep söylüyoruz: Kafa dinamikse ve fakat kollar ve ayaklar uyuşuksa o beden iş yapamaz. Bir çaba var idari yapılanma ile ilgili bir tür yeni işbölümü şeklinde ama bunun çalışabilirliğini zaman içinde göreceğiz" değerlendirmesini yaptı.

"BESKİ modelinde yaklaşık 12 Milyonluk gelirimiz de olmayacak, çünkü yatırıma gidecek"

Esas tehlike su konusu… Kanalizasyon ve su gideceği için BESKİ modelinde bile kayıp var. Belediye 7 Milyon kadar, bir o kadar da kanalizasyondan geliri var. Tüm belediyelerde geçerli olduğu şu noktada hataya düşüldü: Her belediyenin bir bütçesi var. Bir kısmı alt yapı için. Bir kısmı çalışanı için diğer kısmı da sosyal ve diğer kalemler. Alt yapı payı en büyüğüdür ki belediyeciliğin tanımıdır. 3'üncüsü de en dar kısmıdır. Biz alt yapıları TC Yardım Heyeti Fonları üzerinden yapmaya başlayınca bütçemizde ayırmamaya başladık ve bu miktar 2'inci kısma yani çalışana yatırıldı. Böyle olduğu dakikadan itibaren de belediyeler ilmiği kendi boynuna geçirmiş oldu. Lefkoşa özelinde konuşursak sosyal sigorta da göz ardı edilerek çalışan dolduruldu. Şimdi suyun yönetimi ile ilgili BESKİ modeli, kendi yatırımını yapmakla yükümlü bir şirket. Mantıklı olanı da bu suyu yöneteceğiz diyorsak… BESKİ kendi altyapısını kendi yapacağı için birkaç yıl boyunca herhangi bir şekilde belediyenin aylık elde ettiği geliri belediyelere vermeyecek demektir. Bu zaten öneride de yazıyor: Önce alt yapı ödenecek, deniyor.

Yani artık sudan 6-7 Milyon TL civarında, bir o kadar da kanalizasyondan gelirimiz olmayacak demektir. Çünkü BESKİ yatırımına gidecek. Tam bu noktada işte sözünü ettiğim bu 1 Milyonluk açık daha da fazla olacak. Neredeyse 2 Milyona… Su alt yapısı yapılınca ancak gelirin çok daha yüksek olacağı kanaatindeyim"

"İmar yetkisi belediye meclisine verilmeli. Hükümetten bunu bekliyoruz"

Kıbrıs Postası'na değerlendiren Onur Olguner, Belediyeler Yasasındaki değişiklik gibi hükümetin İmar Yasasını da değiştirmesi ve çağdaş dünya seviyesine yükseltmesini talep etti.

Olguner şöyle konuştu; "Bu noktada önerimiz belediyelerin artık imar konusunda yetkilendirilmesidir. Dünyanın hiçbir yerinde belediyeler imar yetkisi dışında değildir. Kadri Fellahoğlu döneminde İstanbul Belediyesi'nden ana yönetim kadrosu gelmişti ve bizim imar yetkimiz olmadığını örenince şaşırarak 'demek ki siz sadece çöp topluyorsunuz, su dağıtıyorsunuz' dediler. Doğru bir tespit… Bizde Merkezi hükümette, Şehir Planlama Dairesi'nde… Dünyanın hiçbir yerinde bu model yok. Merkezi Hükümet imar planı yapmaz.

Dünyada bir belediyenin en ciddi geliri imar-emlak geliridir. Emlağı da belirlemek için belediye imarı belirlemek zorundadır. Düşünün siz Girne'de yaşayan bir vatandaşsınız ve oy veriyorsunuz, belli sayıda bir milletvekili çıkıyor ve bir hükümet kuruluyor. O hükümet bir bakan atıyor ve o bakan da bir Şehir Planlama Müdürü atıyor ve o sizin kentinizin geleceğine karar veriyor. Kentin yaşayanı olarak –hükümette yüzde yüz bile istediğiniz olsa- etki oranınız yüzde beşin altında… Hâlbuki dünyada belediye seçimlerinde adaylar imar planları önerileri ile birlikte çıkar. Der ki ben bu bölgeyi ticaret, bu bölgeyi turizm yapacağım. Mutlak yetki demiyorum. Madem böyle sıkıntılarımız var, su gelirlerimiz de azalacak özellikle büyük şehir belediyelerinde imarla ilgili söz yetkisi olmalı. Bu yetki dünyada olduğu gibi belediye meclisine verilmeli… Ayrıca dünyadaki imar planlarının hepsi, ulaşım master planları üzerine kuruludur. Bizde ulaşım master planı yapılmadan imar planı yapıldı. Otopark sorunumuzun da kaynağı bu…"