İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Kürtaj süresinin 10 haftalıktan 20 haftaya çıkarılması çalışmalarına uzmanlardan sert tepki

Kürtaj süresinin 10 haftalıktan 20 haftaya çıkarılması çalışmalarına uzmanlardan sert tepki

Hazırlanan öneride yasal kürtaj süresinin '20 hafta olması' iddiası üzerine Kıbrıs Postası'na konuşanKadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nazım Beratlı, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Arif Albayrak, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Yeni Doğan Uzmanı Dr. Çiğdem Bakkaloğlu ve Psikolg Deniz Ergün, konu hakkında açıklamalarda bulundu.

Yayın Tarihi: 31/03/17 09:35
okuma süresi: 11 dak.
Kürtaj süresinin 10 haftalıktan 20 haftaya çıkarılması çalışmalarına uzmanlardan sert tepki
A- A A+
Kıbrıs Postası – Cansu Yarışan

Anne hayatının veya bebeğin hayatının tehlikede olmadığı sürece kürtaj yapılmasını desteklemediğini ifade eden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Beratlı, kadının 'çocuk benim' diyerek, bir canlı olan ve yaşama hakkı olan bebeği öldürmesinin doğru bir karar olmadığını belirtti.

'Bebeğin yaşama hakkı' olduğuna dikkat çeken Beratlı, 10 haftadan sonra gebeliğin sonlandırılmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını belirterek, "Bebek bir canlıdır, eşya değil" diye konuştu.

20 haftalık bir bebeğin alınması uygulamasının yasallaştırılmasının 'sağlık turizmi' yapmak anlamına geldiğini kaydeden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Albayrak, "20 haftalık gebeliğin sonlandırılmasının yasal olması kabul edilemez, böyle bir uygulama 'sağlık turizmi' yapmak anlamına gelir. Tıbbi sorun olmadığı sürece, bebeğin ve annenin ciddi risk taşımadığı sürece canlı olarak yaşam hakkına sahip bebeğin alınması ve bunu yasal ve rutin bir şekle sokmak insanlığa yakışmaz" dedi.

Bütün dünyada yasal kürtaj sınırının en fazla 10-12 hafta olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Yeni Doğan Uzmanı Dr. Çiğdem Bakkaloğlu, bu sınırın 20 haftaya çekilemeyeceğini kaydederek, "Kadının hakkı' denilerek isteğe bağlı keyfi kürtaj yapılamaz, bu doğru bir uygulama değil. Bebeğin hakları söz konusudur" dedi.

Kürtaj yaptıran kişinin, işlemi yaptırdıktan sonra kürtajın nedenine bağlı olarak psikolojik anlamda nasıl etkilendiğinin değişebileceğini belirten Psikolog Doktor Ergün, "Kürtaj yaptıran kişi ister kendi isteğiyle isterse mecbur kaldığı için kürtaj yapsa da bir kayıp yaşadığı için, kişi kötü bir şey yaptığına inanırsa yoğun bir suçluluk, öfke, depresyon veya yas süreci yaşaması da olasıdır" şeklinde açıklamada bulundu.

1 yılı aşkın bir süre önce gündeme "Yasadışı kürtaj" olarak yansıyan Ada Hospital'in ameliyathanesinde gerçekleşen hamileliklerin yasadışı sonlandırılması ile ilgili davada hukuki olarak sona gelinse de kamu vicdanı yaşananları sonlandıramıyor.

Olayın son günlerde alevlenmesi üzerine yaşanan tartışmalar sonucunda milletvekillerinin girişimiyle hazırlanan"yasal kürtaj süresinin 20 hafta olması öngörüldüğü iddia edilen" yeni öneri bugün Meclis'e sunulacak.

Hazırlanan öneride yasal kürtaj süresinin '20 hafta olması' iddiası üzerine Kıbrıs Postası'na konuşanKadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nazım Beratlı, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Arif Albayrak, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Yeni Doğan Uzmanı Dr. Çiğdem Bakkaloğlu ve Psikolg Deniz Ergün, konu hakkında açıklamalarda bulundu.

Doktorlar, 10 haftadan sonra gebeliğin sonlandırılmasının doğru bir uygulama olmadığını kaydederken, psikolog Ergün ise kürtajın kişinin kendi isteğiyle veya sağlık sorunları nedeniyle mecbur kalınarak yapılan bir uygulama olsa dahi, kişinin kürtaj sonrasında suçluluk duygusu veya yas süreci yaşayabileceğine işaret etti.

BERATLI: "10 HAFTADAN ÖNCE VE SONRA FARKLI YÖNTEMLE BEBEK ALINIR "

Gebeliğin sonlandırılmasında, tıbben 12 Haftaya kadar Curretage yapmanın mümkün olduğunu ama yasalarda sınırın 10 hafta olduğunu belirtti. Gebeliğin 12 haftadan önce ve 12 haftadan sonra farklı yöntemlerle sonlandırıldığını belirten, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nazım Beratlı, gebeliğin sonlandırılması yöntemlerini şöyle anlattı: "12 haftada üzerindeki hamileliklerin sonlandırılmasında iki yöntemi var. Bunlardan biri suni sancı verilerek bebeğin doğurtulması diğeri ise ameliyat ile bebeğin alınmasıdır. 12 haftadan önce yapılan gebeliğe son verme işlemi ise bebek hala oluşmadığı, henüz fetus değil embrio halinde olduğu için alttan yapılan bir müdahale gerçekleştirilir"

" 'ÇOCUK BENİM' DİYEREK KÜRTAJ YAPTIRILMASI DOĞRU BİR KARAR DEĞİL"

Anne hayatının veya bebeğin hayatının tehlikede olmadığı sürece kürtaj yapılmasını desteklemediğini ifade eden Beratlı, "Kadının çocuk benim diyerek, bir canlı olan ve yaşama hakkı olan bebeğin öldürülmesi doğru bir karar değil. 12. Haftada bebek viabilite kazanır. Organların oluşması safhası biter! Artık herşeyi oluşmuştur. Gebelik oluşmuş fötusun büyümesi için sürer artık! 24. Haftadan sonra, bugünün koşullarında yoğun bakımda dışarıda da yaşatılması mümkündür. O da bir candır, insandır ve kişilik hakkı var. Gebelik, anne hayatını tehlikeye sokuyorsa, kurul kararı ile 24. Haftaya kadar gebeliğin sonlandırılması bizde de yasaldır, Avrupa'da da! Neden? Çünkü o haftadan sonra doğurttuğunuz bebeğin, dışarıda da yaşama sansı, vardır! Ne yapacksınız o zaman? Boğazını mı sıkacaksınız? Sıktınız diyelim! Bunun benim boğazımı sıkıp canımı çıkarmaktan farkı ne? Ben doktor olarak acemiliğimde yanıldığım birkaç vak'a hariç, 8 haftadan sonra hiç kürtaj yapmadım!"

"SORUMLULUK ALMAK İSTEMEYEN KORUNMALI"

Eğer bir kadın hamile kalmak istemiyorsa, çocuk sahibi olmak istemiyorsa birçok korunma yöntemi olduğuna dikkat çeken Beratlı, "Sorumluluk almak istemeyenler korunmalı. Ya da hadi korunamadı diyelim, ertesi gün hapından tutun da yasal, insane ve tıbbi kurallara uygun; henüz embrio aşamasındayken, o gebeliği sonlandırmak, mümkün! Bebek viabilitekazandıktan ve bir insan olduktan sonra, onun da kişisel hakları vardır! Kaldı ki henüz fetusun hangi haftadan itibaren hislerinin geliştiğini bilmiyoruz! Yani, acaba hangi haftadan sonra acı duyar? Siz kolunu bacağını koparırken, hissediyor mu? Bu da insanın böceklere bile reva görmemesi gereken bir ızdırap olmalı! Değil insan yavrusuna…"

"VÜCUD BENİM" Mİ?

"Kadının kendi vücududur ne isterse yapmaya hakkı olmalı" diyenler de olduğunu hatırlattığımız Dr. Beratlı, şöyle konuştu:

"Kendi vücudunuz elbette sizindir. İstediğiniz gibi kullanın." Diyen Beratlı, "ama karnınızda bile olsa, onun vücudu da kendinindir. Sizden olmadı! Sizden olduğu, en çok vücudunun %50'sidir. Siz insansınız da o bitki midir? Çocuk, babadan daha fazla annesinindir çünkü onun vücudunda yaşam bulur! Tamam ama annesinin bir eşyası değildir! O da eşit düzeyde bir diğer insandır. Nasıl doğduktan sonra canını almaya hakkınız yoksa, doğumdan önce de yoktur! "

"BEBEK BİR CANLIDIR, EŞYA DEĞİL"

12 haftalıktan sonra gebeliğin isteğe göre sonlandırılması dünyada da yoktur! 24 Haftaya kadar sözkonusu olan, annenin hayatını tehlikeye sokan veya doğacak bebeğin yaşamasının olanaksız kılan hastalıklarda söz konusudur. Ki o bizim yasalarımızda da zaten vardır." Diyen Dr. Beratlı, " Viabilite kazandıktan sonra bir canlı olan bebeğin keyfi bir şekilde alınmasını kesinlikle desteklemiyorum, çünkü o bir canlıdır, eşya değil. Sırf oy toplamak niyeti ile 10 haftadan sonra kürtajın yasallaştırılmasını savunmak, insanın en temel hakkı olan Yaşama Hakkı'na da aykırıdır." şeklinde konuştu.

ALBAYRAK: "GELİŞMİŞ BİR BEBEĞİN ALINMASI BEBEĞİN HARCANMASI DEMEKTİR"

10 hafta üzerindeki gebelik sürecinde bebeğin geliştiğini ve her şeyinin belli olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Arif Albayrak, gelişmiş bir bebeğin alınmasının bebeğin harcanması demek olduğunu ve anne için de risk arzettiğini söyledi.20 haftalık gebeliklerde kürtaj yapılmasının yasallaştırılmasının doğru olmadığını belirten Albayrak, "10 haftadan büyük bir gebelik tıbbi olarak 2 şekilde sonlandırılır. Biri özel bir sistemle suni sancı verilerek bebeğin ölü olarak doğurtulmasıdır diğeri ise ameliyat (sezaryen) ile bebeğin alınması yöntemidir. Bu nedenle 20 haftalık gebeliklerde kürtaj yapılmasının yasallaştırılmasının ne kadar doğru olduğu tartışma meselesi. 10 haftadan az olan gebeliklerin sonlandırılma işlemi ise alttan yapılan bir müdahale ile gerçekleştiriliyor. 10 hafta üzerinde olan gebelikte bebeğin her şeyi belli oluyor ve bir canlı oluyor. Gelişmiş bir bebeğin alınması bebeğin harcanması demektir, anne için de risk arzeder" şeklinde konuştu.

"'20 HAFTALIK GEBELİĞİN SONLANDIRILMASININ YASAL OLMASI SAĞLIK TURİZMİ'…"

20 haftalık bir bebeğin alınması uygulamasının yasallaştırılmasının 'sağlık turizmi' yapmak anlamına geldiğini kaydeden Albayrak, "20 haftalık gebeliğin sonlandırılmasının yasal olması kabul edilemez, böyle bir uygulama 'sağlık turizmi' yapmak anlamına gelir. Tıbbi sorun olmadığı sürece, bebeğin ve annenin ciddi risk taşımadığı sürece canlı olarak yaşam hakkına sahip bebeğin alınması ve bunu yasal ve rutin bir şekle sokmak insanlığa yakışmaz" dedi.

BAKKALOĞLU: "SINIR 20 HAFTAYA ÇEKİLEMEZ"

Bütün dünyada yasal kürtaj sınırının en fazla 10-12 hafta olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Yeni Doğan Uzmanı Dr. Çiğdem Bakkaloğlu, "Bu sınır 20 haftaya çekilemez. Bebeklerin hasta olma durumu söz konusu ise kürtaj yapılmasında Avrupa'da kabul edilen sınır 20 haftadır. Aile ile konuşularak, bebeğin ciddi bir sağlık sorunu varsa en fazla 24 haftaya kadar yaşamla bağdaşmayan bebekler alınabilir. 20'inci haftada bebek bir canlıdır ve yaşama hakkı var. 'Kadının hakkı' denilerek isteğe bağlı keyfi kürtaj yapılamaz, bu doğru bir uygulama değil. Bebeğin hakları söz konusudur" dedi.

"SAĞLIKLI BİR BEBEĞİN ALINMASI KABUL EDİLEMEZ"

20 haftalık bir bebeğin normal şartlarda doğduğu zaman yaşama şansının düşük olduğunu ifade eden Bakkaloğlu, "20 haftalık bir bebeğin yaşama şansı düşük ve sakat kalacaktır diyerek,sağlıklı bir bebeğin alınması kabul edilemez. Bu nedenle belirli bir sınır konulması gereklidir" şeklinde konuştu.

ERGÜN: "KÜRTAJ YAPTIRAN KİŞİ YAS SÜRECİ YAŞAYABİLİR"

Kürtaj yaptıran kişinin, işlemi yaptırdıktan sonra kürtajın nedenine bağlı olarak psikolojik anlamda nasıl etkilendiğinin değişebileceğini belirten Ergün, "Kürtaj yaptıran kişi ister kendi isteğiyle isterse mecbur kaldığı için kürtaj yapsa da bir kayıp yaşadığı için yas süreci yaşayabilir. Eğer kendi isteğiyle yaptırmışsa belki de hiçbir sorun yaşamayacaktır ancak zaman geçtikten sonra kişi kötü bir şey yaptığına inanırsa yoğun bir suçluluk, öfke, depresyon veya yas süreci yaşaması da olasıdır" şeklinde açıklamada bulundu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.