İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Tüp bebek turizmi

Tüp bebek turizmi

<P>Türkiye'de dini nedenlerden dolayı sperm ve yumurta nakli ile çocuk yapmak yasak ve günah olduğu için yıllarca Girit'e giden Türkiyeli aileler artık Kıbrıs'a geliyorlar...Kıbrıs'ın Türk tarafında yeni parlayan bir sektör:Tüp Bebek turizmi...</P>

Yayın Tarihi: 02/08/09 19:20
okuma süresi: 11 dak.
Tüp bebek turizmi
A- A A+

Kıbrıs'ın Türk tarafındaki "casino" ve "gece kulüpleri", Türkiye medyasının her zaman ilgi odağı olmuştur. Ancak son zamanlarda bir başka konu, sürekli olarak manşetlerde yer almaya başladı.

Kıbrıs'ın Türk tarafında son zamanlarda adeta mantar gibi türeyen "Tüp Bebek Merkezleri" Türkiye'de çocuk sahibi olamayan ailelerin yeni "umudu" haline geldi.

Tabii; biz bu yazıda; annesi ve babası belli olan, resmen evli bulunan çiftlerin, yumurta ve spermlerinin laboratuvar ortamında tüp içinde birleştirilmesi ve anne karnına yerleştirilmesi sonucu elde edilen "tüp bebek"ten söz etmiyoruz...

Normal kabul edilen bu "tüp bebek" Türkiye'de yasaldır ve bu konuda birçok modern merkezler bulunmaktadır. Bizim bu yazıda ele alacağımız "tüp bebek" olayı ise; bir başkasının spermi ya da yumurtası ile yapılan "tüp bebek"tir...

Bu ise; Türkiye'de yasaktır ve dini bakımdan da günah sayılmaktadır. İşte bu yüzden
her hafta yüzlerce Türkiyeli aile bu "yasağı" delmek için Kıbrıs'a gelmekte ve "Tüp Bebek Merkezleri"nde çocuk sahibi olmaktadır.

Kısa zaman içinde sayıları dokuza ulaşan bu merkezler, Türkiyeli hastalara "paket sağlık turları" sunuyorlar. Havaalanından karşılanarak bir otele yerleştiriliyorlar, tatil yaparken de gebe kalabilmek için bu merkezlere gidiyorlar. Bütün bu işlemleri 5-6 günde tamamlayarak Türkiye'ye dönen bu hastalar, paketin bütünü için 6 bin Euro dolayında bir para ödüyorlar.

Günlerden beridir, Türkiye'de gazetelerin manşetlerinde yer alan, televizyon programlarında bilim adamları ve din adamlarının tartıştığı "Kıbrıs'ta tüp bebek" olayında, birçok "suçlamalar" öne çıkarılıyor. Bunlar içinde en önemlisi; bu merkezlerin, buradaki üniversite öğrencilerinden yumurta ve sperm sağladıkları ve bunun ticaretini yapan "çete"lerin bulunduğu biçimindedir.

Kıbrıs'taki "Tüp Bebek" merkezleri; "çift"lerin, başkasının spermi ya da yumurtası ile çocuk sahibi olmaları dışında başka "hizmetler" sundukları için de eleştiriliyorlar.

Bu merkezlerde "bekar anne"lere sperm nakli yapılması, doğacak çocuğun cinsiyetinin önceden seçilmesi, Türkiye'de dini açıdan uygun bulunmuyor ve Kıbrıs'ta bu uygulamalara karşı medyada sert eleştiriler yapılıyor.

Türkiye'de ünlü bir bekar tiyatrocu bayanın Kıbrıs'ta yabancı sperm ile anne olması, yine ünlü bir yabancı futbolcunun doğacak çocuğunun cinsiyetini önceden seçmesine ilişkin öyküler medyada geniş biçimde yer alınca, yıllardan beridir "Kumar turları" ile gündeme gelen Kıbrıs'ın Türk tarafı, artık "tüp bebek turları" ile anılmaya başlandı.

Giderek en kârlı "sektör" haline gelen "Tüp bebek" olayında, Kıbrıs'taki merkezler Müslümanlığa uygun davranmamakla suçlanıyor.

Türkiye'de din konusunda en yetkili devlet kurumu olan "Diyanet İşleri Başkanlığı" yumurta ya da sperm naklinin din bakımından uygun olmadığını söylerken, bazı ilahiyat hocaları da bu konuya bir organ nakli gibi bakılması gerektiğine vurgu yapıyorlar.

Buna karşılık ise Kıbrıs'taki resmi makamlar, İran'ı örnek gösteriyor ve "Dini açıdan yasak olsaydı, İran'da uygulanmazdı" diyerek kendilerini savunuyorlar.

Neden burasını tercih ediyorlar?

Türkiyede sperm ya da yumurta nakli (Donor kullanımı) yasak. Donor yumurta ya da sperm kullanmak isteyen kişiler bu yüzden buradaki merkezleri tercih ediyorlar. Çünkü bu konuda sıkı bir "denetim" yok ve sınırlayıcı yasalar da bulunmuyor.

Türkiyelilerin burayı tercih etmelerinin başka nedenleri de var. Birinci neden "milliyetçi"likle izah edilebilir. Türkiyeli aileler nakledilecek yumurta ve spermin Türk ve Müslüman olmasını tercih ediyorlar.

Ayrıca; Türkiyeli aileler, buraya kimlik kartı ile seyahat edebiliyorlar ve yabancı lisan sorunu da yaşamıyorlar.

Bu merkezlere yönelik olarak buradaki tıp kuruluşlarının ve meslek örgütlerinin de eleştirileri var. Spermlerin ya da yumurtaların kullanılması birçok hastalığın hem anneye hem de doğacak çocuğa geçmesine neden olabileceği üzerinde ısrarla duruyorlar ve etkin genetik araştırma ve denetim talep ediyorlar.

Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi...
Dr. Savaş Özyiğit; Kıbrıslı bir Türk doktor... 1998 yılında bir uluslararası tıp kongresine katılmış. Orada küçük bir ilan görmüş. İlanda şu ifadeler yer alıyordu: "Cennet adaya gel, eğer çocuğunuz olmuyorsa burada tedavi ol, tüp bebek yaptır, hamile kal, tatil yap ve ülkene dön."

Bu küçük ilan Rum tarafının bir reklamıydı. O zamanlar Kıbrıs'ın Türk kesiminde "tüp bebek" konuşulmuyordu bile... Dr. Savaş, Kıbrıs'a dönünce "Rum kesimi bu işi becerdi, gayet güzel yapıyor. Acaba bizde de bu iş olur mu, olmaz mı?" diye araştırmaya başladı. Önce Rauf Denktaş'ın kapısını çaldı. "Bu iş Girit'te yapılıyor, Atina'da, Selanikte yapılıyor" dedi. Kendi hastalarının Girit'e gittiğini de anlattı. Sonuçta gerekli izinleri aldı ve 1998 yılında ilk tüp bebek merkezi olarak faaliyete başladı. Merkezin resmi açılışı ise Denktaş tarafından 2001 yılında yapıldı.

Son günlerde tartışılan "tüp bebek" olayını Dr. Savaş Öztürk ile konuştum. Tabii öncelikle bu Girit işini merak ediyorum. Bu iş burada "milliyetçi" nedenlerle mi başladı, diye soruyorum kendisine...

Şöyle diyor: "Girit'e buradan giden hastalarım oldu. Girit'e gittiği zaman bu insanlar Girit'te kullanacakları yumurtalar ve spermler herhalde Girit'ten alınacaktı. Ben aşırı ırkçı bir insan değilim, kesinlikle aşırı değilim. Milliyetçiyim ama çok aşırı değilim. Ülkemi severim, milletimi de severim ama en azından böyle bir ayırımın da bence yapılması lazım."

Dr. Savaş, tüp bebek konusunun tarihçesini şöyle anlattı:
"Kıbrıs'ta 2002 yılında bir tüzük yapıldı. Bu tüzükte yumurta nakli, sperm nakli, normal tüp bebek ve imam nikahlı olup evli olmayan çiftlere tüp bebek yaptırma şansı verildi.

Tüzük; spermi spermi bankasından almamızı zorunlu kıldı. Bir spermin, sertifikası olması gerekiyor. Üstünde bir numarası var. Biz de bilmiyoruz, banka biliyor sadece bunu. İki tane çok önemli banka var; Danimarka'da ve California'da. Biz daha çok Danimarka ile çalışıyoruz. Yani Sertifikalı sperm kullanıyoruz. Yumurtanın ise sertifikası olmaz. Onu canlı olarak alıyor ve naklediyoruz."

"Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi" direktörü Dr. Savaş Öztürk'e sorduğum diğer sorular ve aldığım yanıtlar şöyle:

Soru: Buraya Türkiye'den kaç hasta geliyor? Başka ülkelerden de gelenler oluyor mu?

Yanıt: Türkiye büyük bir pazar, yani 70 milyon insanın yaşadığı bir yer. Bu 70 milyon insandan da yılda sanırım ki 40 bin civarında "tüp bebek" yapılıyor... 3 bin aile Türkiye'de bu donasyon işine (Sperm veya yumurta nakline) baş vurur. Ya Kıbrıs'a gelir, ya Girit'e gider, ya Slanik'e gider, ya Belçika'ya gider. Benim inancım şudur ki, bu 3 bin tanesinin şu anda 1700, 1800 tanesi Kıbrıs'a geliyor... Bize Almanya'dan, İngiltere'den, İsviçre'den hastalar da geliyor."

Soru: Böyle bir yumurta nakli bir hastaya kaça mal oluyor?

Yanıt: Bir yumurta donasyonu bugün bir hastaya, Kıbrıs'a geldikten itibaren 5000 Euro civarında mal olmaktadır. Oteliyle, yemeğiyle, tüp bebeğe ödediği parayla birlikte...

Tabii sperm nakli daha ucuzdur. O zaman fiyat 3000-4000 Euro civarında oluyor. Normal bir tüp bebek ise 2000 Euro'ya mal oluyor.

Soru: Spermleri nereden temin ediyorsunuz?

Yanıt: Biz genellikle Danimarka'daki Sperm Bankası'ndan özel soğutucuda geliyor. Eksi 196 derecede geliyor. Siparişlere göre belli bir miktarda getiriyoruz.
Yumurtaları ise gebeliğini ispat etmiş insanlardan alıyoruz. Yani bekarsa ve hamile kalıp kürtaj olmuşsa bize yeterlidir. Yani gebeliğini hiç ispat etmemiş insanların yumurtalarını tercih etmiyoruz.

Soru: Buradaki merkezler "cinsiyeti önceden seçmek " konusunda da suçlanıyorlar. Durum nedir?

Yanıt: Cinsiyet seçimi bazı ülkelerde etik bulunmuyor. Fakat bazı ülkelerde de yapılıyor. Bir insanın iki tane kızı varsa veya iki tane oğlan varsa üçüncüyü niçin erkek veya kız yapmasın? Yani ben cinsiyet seçimini iki tane oğlu varsa veya iki tane kızı varsa üçüncü çocuk olarak kız ya da erkek olarak seçmelerinden yanayım. Bu iş için yine tüp bebek yapılır.

Soru: Burada neden durmadan merkezler kuruluyor? Talepten dolayı mı?

Yanıt: Türkiye'deki hemen hemen bütün tüp bebek merkezleri burada şube açtılar. Kıbrıs'ta açılan tüp bebek merkezlerinden yerli tüp bebek merkezi sadece biziz. Gerisinin arkasında Türkiye'den mutlaka birtakım güçler vardır. Orada kendi şirketlerini kuruyorlar, burada Kıbrıs'ta birisini de oturtuyorlar işin başına. Burada ciddi olarak açılan bir iki merkez vardır, gayri ciddi çalışan bir çok merkez vardır. Bu iş denetimsiz gitmeye devam ederse yeni merkezler açılmaya devam edecek.

Soru: Rum tarafından da size müracaat edenler oluyor mu?

Yanıt: Rum tarafından bize müracaat eden hastalar oldu geçmişte. Bizim Rum kesiminde 3 tane gebemiz oldu ve doğum yaptılar. Ama hepsi o kadar, 3 tane. Zaten orada 3-4 defa yaptırıp gebe kalamadıkları için geldiler bize... Benim şimdi Rum tarafında 3 tane tüp bebek yaptığım ve doğum yapmış olan insan var. Bunlar normal tüp bebektir, kendilerine aittir.

Soru: Türkiye'den ne gibi insanlar geliyor size? Din kesiminden gelenler de oluyor mu?

Yanıt: Din kesiminden de dini güçlü gibi görünen, başını örten veya 5 vakit namaz kılan kesimden de elbette buraya doğum yapmak üzere hastalar geliyor. Konuştuğun zaman s"Doktor bey başına gelmeyen bu işi bilmez. Evlat sahibi olmadan da bu iş olmaz" diyorlar. Dolayısıyla her kesimden hasta geliyor. Diyebilirim ki başı kapalı olan kesimden gelenlerin oranı bütün hastalarımızın yarısı kadardır.

Soru: buradaki merkezler için yapılan eleştirilerden biri de yaşlı anneler yarattığınız biçimindedir. Sanırım buna sınır kondu...

Yanıt: Doğrudur. Yaş sınırlaması kondu. Normal tüp bebeğin sınırı 44 yaştır. Ama "donasyon" hududu dünyada 50 yaştır. Bizde ise 45 yaştır. Bu sınır konmadan önce biz bu ülkede 58 ve 60 yaşındaki iki tane İngiliz kızkardeşe tüp bebek yaptık.

(Haber-Röportaj- Hasan Kahvecioğlu-Politis Gazetesi)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.