Savaşkan: “Hastanenin başhemşiresi olmaktan sürecin sonunda gurur duydum"

Online ortamda gerçekleşen panele “Sürecin Alkışlananları” konuk oldu. 

Moderatörlüğünü İrfan Batu’nun üstlendiği panele Sağlık Bakanı Ali Pilli, TAK Müdürü Fehmi Gürdallı, İş İnsanı ve Pilot Mete Özmerter, Devlet Hastanesi Baş Hemşiresi Fatma Savaşkan, PGM Araştırma, Geliştirme Birimi Amiri Hüseyin Bora konuk oldu.

“CİDDİ HAZIRLIKLAR OLDU”

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhemşiresi Fatma Savaşkan, kendilerinin hala takipte olduklarını söyledi.

Kontrollerinin, her şeyin devam ettiğini belirten Savaşkan, sadece salgının diğer kısmının geçtiğini belirtti.

Öncelerinde ciddi bir hazırlıklarının olduğunu belirten Savaşkan, bulaşıcı hastalıklar yasasının bu salgının hazırlığı gibi bir şey olduğunu kaydetti.

Tatbikat yapılmasıyla ilgili bir sürü tüzükler de hazırladıklarını belirten Savaşkan, salgında tüm kesimlerin katkısının olduğunu vurguladı.

“MASKE TAKAN İNSANLAR, BİRÇOK İNSANI KURTARDI”

Söz konusu salgının toplumun her katmanıyla ilgili bir durum olduğunu söyleyen Savaşkan, süreçte herkese ihtiyaç olduğunu kaydetti.

“Pek çok insan maskeyi doğru takmayı bilseydi bu kadar da insan olmayacaktı” diyen Savaşkan, maskeyi takan insanların bir sürü insanı kurtardığını vurguladı.

İçinden geçtiğimiz durumun bundan sonrası için tatbikat olduğunu ifade eden Savaşkan, bu süreç içinde bir sürü şey yaşadıklarını dile getirdi.

Savaşkan, “Ben başhemşire olduğum için değil enfeksiyon kontrol hemşiresi olduğum için bu kadar içindeydim. Ama baş hemşire olarak da bunun tatbikatını yapmak bana düştü” diye konuştu.

“MÜTHİŞ BİR ÇALIŞMA ORTAMI OLDU”

“Bu hastanenin başhemşiresi olmaktan sürecin sorununda gurur duydum” diyen Savaşkan, 15 yıldır enfeksiyon kontrollerinin nasıl yapılacağıyla ilgili eğitim verdiğini söyledi.

Hastaların psikolojilerinin de çok önemli olduğuna dikkat çeken Savaşkan, müthiş bir çalışma ortamlarının olduğunu kaydetti.

Salgın öncesi temaslı ekiplerinin olmadığını söyleyen Savaşkan, 2 kişiyle başladıklarını kaydetti.

2 kişiyken biraz daha personel katıp bu işi geliştirdiklerini vurgulayan Savaşkan, “Baktık ki soruşturma yapıyorsunuz polislerden yardım istedik. Psikologlardan yardım istedik. Toplumun pek çok katmanını kullanıyorsunuz. Müthiş bir tecrübeydi bizim için” dedi.

“BURADA SINIFTA KALDIK”

Savaşkan, “Biz de gerçekten bu işi çok güzel becerdik. Öyle çok şeyler yaşadık ki ağlayanlar, karantinaya kapatılmak, 14 gün boyunca, insanlar size doğruyu söylemek istemiyor kapanmak için. Toplum olarak da aslında bu insanların çok üstüne gittik. İsimlerini kullandık, bunlara hakkımız yok. Burada sınıfta kaldık” diye konuştu.

Sağlık yönetiminde bunun bir kural olduğuna dikkat çeken Savaşkan; “İlk olarak yapmamız gereken şey neyle karşılaştıysanız o verileri toplarsınız ve değerlendirme yaparsınız” dedi.

Kendilerinin bütün verileri toparlamaya çalıştıklarını kaydeden Savaşkan, “Ben evime o günden beri ilk defa program sayesinde 19.00’da girmiş oldum” dedim.

Bu süreçte yardımlaşmanın meyvelerinin de görüldüğüne dikkat çeken Savaşkan, “Eksiklerimizi görmek durumundayız. Övünecek bir durumumuz yok. Bizim yapmamız gereken bu toplum tekrar karşılaştığında neyimiz daha zayıftır onları toparlamamız gerekir” dedi.

“SALGINLA TEKRAR KARŞILAŞACAĞIMIZDAN YÜZDE 100 EMİNİM”

Salgınla tekrar karşılaşacağımızdan yüzde 100 emin olduğuna dikkat çeken Savaşkan, “Şimdi ne yapacağımızı biliyoruz. Hasta ve insan hakları konusunda çok büyük ödevlerimiz vardır” dedi.

Salgın yönetiminde en önemli şart güven olduğuna dikkat çeken Savaşkan, güven olmadığında çok büyük sıkıntıların olduğunu belirtti.

Günde 3-5 kez ‘hasta var, saklıyor musunuz’ diye telefonlar aldıklarını belirten Savaşkan, Kıbrıs’ta saklamanın mümkün olmadığına dikkat çekti.

Savaşkan, “Güvenmek zorundayız. İki gün sonra, on beş gün sonra, bakan bey çıkıp pozitifimiz var diyecek. Biz bunlarla yaşamak zorundayız” dedi.