Güvercinlik köyünün kanadı kırık
<STRONG>Güvercinlik köyü</STRONG>ne yabancı sayılmam aslında. Amcamı oraya evlendirdik. Uzun zamandır gitmemiştim. Biliyorsunuz insanoğlu günlük işlerini bahane ederek akraba ziyaretine pek gitmiyor. Bende onlardanım. Halbuki günlük iş için bile uğranabiliyormuş akrabanın evine.
Uzun zamandır gitmemiştim. Biliyorsunuz insanoğlu günlük işlerini bahane ederek akraba ziyaretine pek gitmiyor. Bende onlardanım. Halbuki günlük iş için bile uğranabiliyormuş akrabanın evine.
Köyü amcam gezdirdi bana. Muhtarı bulmam biraz zaman aldı. Tarladaymış, fidan dikiyordu. Meğer gittiğimiz yer askerin bölgesiymiş. Ben bir de kalktım fotoğraf çektim orda. Kartla giriliyormuş oraya, halbuki girişte ne barikat var ne de karta bakacak biri. Tesadüfen askerin biri durdurdu bizi, kartınız var mı diye sordu. Şaşırdım tabi kart sorunca. Muhtarın yanına geldik dönüyoruz dedi amcam. Kartınız yoksa yasak bir daha olmasın dedi. Sinirlendim. Çünkü tuvalete bile uyarı levhası asan asker buraya girilmez diye bir levha koymadığı gibi madem kartlı sistem var barikat yap, başına da bir asker dik, kartı kontrol etsin. Hadi hepsinden geçtim. Bulundukları yer sınır. Hemen biraz ileride Rum askerleri var. Askeri bölgede sen niye tarla veriyosun köylüye? Konuşmam sakıncalı yerlere varmadan susuyorum.
Neyse ben gezime döneyim artık. Çok verimli geçmedi bana göre. İnsanlar pek konuşma taraftarı değildi. Kahvede tavla oynayan amcalar başını kaldırıp yüzüme bile bakmadılar. Herkesin konuşmamak için bir sebebi vardı. Amcam hep dobradır bir bir anlattı bana herşeyi.
Köylü bizi gözden çıkarmışlar kimse bizimle ilgilenmiyor diyor. Annan planına göre verilecek topraklar arasında ya Güvercinlik köyü, köylü endişeli. Sokak lambaları yanmıyormuş, belediyeden şikayet var. Belediyeye bağlanma hikayesi de asllında ilginç. Köy Mağusa'ya çok yakın olmasına rağmen Beyarmudu Belediyesi'ne bağlı. Köylünün söylemesine göre, Oktay Kayalp, Güvercinlik köyünü almak istememiş. Köylüye göre sebebi oy kaygısı. Köyün hepsi Türkiye kökenli. Yıllarca UBP'ye oy vermişler. Diyorlarki seçimlerde biz ona oy vermeyiz diye bizi istemedi. Halbuki sen halkına hizmet vermek için oturuyorsun o koltuğa. Hizmet verdiğin sürece de kazanırsın. Bu nasıl bir ayrımcılıktır şaştım kaldım.
Beyarmudu Belediyesi, uzak olmasına rağmen yaşlılarla ilgileniyormuş. Haftada bir gün sağlık kontrollerine götürüyor, havalar güzel olduğunda da pikniğe götürüyorlarmış. Beyarmudu Belediyesi hangi partiden diye sordum UBP'li dediler. Ancak yine de yaptığı hizmeti yeterli bulmuyor köylü. Okulun kaldırıma ihtiyacı varmış. Çocuklar çamurlara giriyormuş, çünkü yola tek araba sığıyor. En büyük sorun diyor köylü baz istasyonları. İki evin üstünde cep telefonları için baz istasyonu kurulmuş. Tam da köyün ortası. Köylü, herkes biliyor bunun zararlı olduğunu, kanser yapıyormuş biz tehlikedeyiz onları kaldırsınlar diyorlar. Meğer ev sahipleri para alıyormuş evlerinin üstünde kurulu olduğu için.
Köyün sağlık ocağı var ancak kapalı. Doktor gelmiyormuş. Bu konuyla ilgili bakanlıkla görüşeceğim. Ağıllar uzağa taşınmış ancak yolu yokmuş. Gittik her taraf çamurdu. Fotoğraf çekebilmek için zıplayıp durdum çamura girmiyim diye. Aklıma gelmişken bir de cami sorunları var köylünün. Cami falan yok aslında. Kiliseyi kullanıyorlar. Eski bina, her yıl boya yaptıkları halde dökülüyormuş. Caminin yeri hazırmış, bende gördüm. Ancak kimse henüz yapmak için bir adım atmamış.
Bu arada bu köyde de telefon sorunu var. Yeni hat bağlayamıyorlarmış. Başvuru yapmışlar ancak ses seda yok. Amcam 9 sene önce yapmış evini ama telefonu bir türlü bağlatamamış. Tapu falanda alamamış. Tapu için bir fiyat çıkarmışlar ki dudağım uçukladı. Üstelik türk parası da değil, sterlin istemişler sanki İngiliz sömürgesinde yaşıyoruz hala. Nasıl bir istektir bu, usturuplu söz bulamıyorum söyleyecek.
Bir de arsa hikayesi var. Tüm köylerde gençlere arsa dağıtıldı bizim çocuklara kimse dağıtmadı diyorlar. Bizim çocuklarımız üvey evlat mı diyorlar. Önder kardeşim, evlenecek, babasının evinin yanına tek göz oda yapıyordu kalabilmek için. Yalnız benim canımı yakan başka; bu kardeşimin doğuştan kalça kemiği çıkıkmış ve çalışamıyormuş. Devlet amca söz vermiş seni işe sokacaz diye ancak 700 TL maaş bağlamışlar. Ne annesinin işi varmış ne babasının. Bu kardeşimiz 700 TL ile hem ailesine bakıyor hemde evlenecek, oda yapmaya çalışıyor. İnsanın nerde adalet diyesi geliyor.
İsimleri de hazırmış ancak dağıtılmadı dedi. Seçimlerin gelmesini bekliyorlarmış. Oy toplasınlar diye seçimlere yakın dağıtılacakmış diye bilgi aldım.
Söz yine dolaşıp aynı yerlere geliyor. Siyasilerimiz yine oy davasına halkı kullanıyor, kendi ceplerini doldurmaktan halkın sorunlarına hiçbir şekilde el uzatmıyorlar. Bir gazeteci olarak taraf olmadım asla. Yıllarca siyasilerin çevresinde oldum işim gereği. Bizim cahil insanımız çok. Körü körüne bağlanıp, inanıveriyorlar herşeye. Kimisi o kadar idealist ki o kadar güveniyor siyasi partisine. Halk adına, sahip olduğum gazeticilk sıfatına istinaden sesleniyorum siyasi büyüklerimize. Ellerinizi vicdanınıza koyun artık. Yazıktır bu halka da, oy için harcadığınız köylüye de.
Kıbrıs Postası - Bahar Uygur
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.