Bayramoğlu "Elcil, Arthur Scargill olma yolunda, Küçük, Margaret Thatcher olmak zorunda"
<P><SPAN style="WIDOWS: 2; TEXT-TRANSFORM: none; TEXT-INDENT: 0px; BORDER-COLLAPSE: separate; FONT: medium 'Times New Roman'; WHITE-SPACE: normal; ORPHANS: 2; LETTER-SPACING: normal; COLOR: rgb(0,0,0); WORD-SPACING: 0px; -webkit-border-horizontal-spacing: 0px; -webkit-border-vertical-spacing: 0px; -webkit-text-decorations-in-effect: none; -webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px" class=Apple-style-span><SPAN style="LINE-HEIGHT: 18px; BORDER-COLLAPSE: collapse; FONT-FAMILY: arial, helvetica, sans-serif; FONT-SIZE: 16px" class=Apple-style-span>Bayramoğlu "<B>Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Şener Elcil'in</B><SPAN class=Apple-converted-space> </SPAN>bir<SPAN class=Apple-converted-space> </SPAN><B>Arthur Scargill</B><SPAN class=Apple-converted-space> </SPAN>olma yolundadır. O halde<B>Başbakan İrsen Küçük,</B><SPAN class=Apple-converted-space> </SPAN><B>Margaret Thatcher</B><SPAN class=Apple-converted-space> </SPAN>olmak zorundadır Çünkü yakın zamanda KKTC'de ya sendikalar hükümeti dize getirecektir ya da hükümet sendikaları. Bunun orta yolu olmadığını yakın zamanda hepimiz göreceğiz."</SPAN></SPAN></P>
Mehmet Bayramoğlu`nun yazısının tümü;
Bugün KKTC'de yaşanan genel grevler ve ekonomik darboğazların beş beterini ben Birleşik Krallık'ta (BK) 1976-1985 döneminde yaşadım. BK'ta o dönemde yaşanan sendikal ve ekonomik sıkıntıların aynisi bugün KKTC'de gerçekleşmek üzeredir.
16 Ağustos 1976'da ekonomi tahsili yapmak için Londra'ya gittim. Gidiş o gidiş. 2 yıl askerlik dışında 34 yıldır Londra'da ikamet etmekteyim. Bu süreç içerisinde BK'nin batmış bir imparatorluğun kalıntılarından arta kalan, iflas etmiş bir kamu bütçesi, grevlerin kol gezdiği, enflasyonun %20'lere dayandığı, işsizliğin 3 milyonu aştığı, sendikaların hükümet olduğu ve her istediklerini empoze ettiği sosyalist bir ülke düzeninden; enflasyonun tek rakamlara indiği, işsizliğin büyük ölçüde kaybolduğu, kapitalist ve batılı bir devlet düzenine bir şekilde nasıl çıkmayı başardığına tanık oldum.
1978/79 kışı Birleşik Krallık'ta 'winter of discontent' (hoşnutsuzluk kışı) olarak tarihe geçmiştir. İşçi Partisinin iktidarda olduğu bu dönemde sendikalar ülkeyi kontrollerine almış, grevler her tarafta, çöpler toplanmıyor, elektrik kesintilerinin arkası kesilmiyor, okullar kapalı, hastaneler acil servis dışında grevde, kamu açıkları had safhaya ulaşmış, devlet bütçesi iflas etmiş, maliye bakanı Denis Healey IMF'den para borçlanmak için sıraya girmiş, ülke tam bir ekonomik kaos'un içindeydi.
1976-1985 dönemi içerisinde iki isim BK tarihine damgasını vurmuştur. Biri 4 Mayıs 1979' dan 22 Kasım 1990'a kadar BK'ta ikinci en uzun süre başbakanlık yapmış Muhafazakâr parti lideri Bayan Margaret Thatcher ve diğeri de 1973'den 2000'a kadar önce Yorkshire sonra da Ulusal Maden İşçileri Sendikası başkanı olan Arthur Scargill olmuştur.
Çoğunuz Margaret Thatcher'in adını duymuşsunuzdur ama Arthur Scargill'i bileniniz pek fazla olmayabilir.Arthur Scargill BK'ta en çok satan ve günlük satışı 3 milyonu geçen The Sun (Güneş) gazetesi tarafından o dönemlerde manşetlerde hep King Arthur (Kral Arthur) olarak geçerdi. Gerçekten de Arthur Scargill BK'ta bir kral gibi davranmaktaydı. Mart 1974'de Muhafazakâr Edward Heath hükümetini deviren Yorkshire Maden İşçileri Sendikası başkanı Arthur Scargill idi. Arthur Scargill 1973-81 senelerinde Yorkshire Maden İşçileri Sendikası 1981-2000 arası da BK'ta Ulusal Maden İşçileri Sendikaları başkanlığını yapmış ülkenin gelmiş geçmiş en dişli, en meşhur ve hükümetlerin korkulu rüyası olan bir sendikacıydı.
4 Mayıs 1979'da iktidara gelen Margaret Thatcher ile Arthur Scargill arasında en çetin mücadele 1984-85 maden işçileri grevi ile doruk noktasına gelmiş ve bu savaş Margaret Thatcher'in kesin zaferiyle sonuçlanmıştır.
Margaret Thatcher, Arthur Scargill'e öldürücü darbeyi iki hamlede vurmuştur. İlk darbe 1985 yılında Avam Kamarasından geçirdiği bir yasa ile gerçekleşmiştir. Bu yasada bundan böyle tüm sendikalar grev kararı almadan önce tüm üyelerine gizli oy ile greve gidip gitmeme konusunda seçme hakkını vermeyi zorunlu hale getirmesiyle gerçekleştirmiştir. O güne kadar sendika başkanlarının aldığı grev kararına uymak zorunda kalan üyelerin bir şekilde sindirme ve korkutma içinde olduğunu hesaplayan Margaret Thatcher bu oyunu bozmayı başarmıştır. Getirdiği yasa ile her grev kararında sendika başkanlarından yasal olarak gizli oy ve kapalı sandıklar ile tüm üyelerin tercihini hükümetin görmek istediğini bildiren Bayan Thatcher grevlerin bir anda kaybolduğuna ve sendika başkanlarının üyelerini sindirme ve korkutma olmadan hiçbir varlık gösteremeyeceğini hesaplamış ve bu hesabı da doğru çıkmıştır. Thatcher'in ikinci darbesi ise iktidarının son yıllarında maden ocaklarını büyük ölçüde kapatmasıyla gerçekleşmiştir.
Bugün KKTC'deki sendikalar ayni 1985 öncesi BK'taki sendika başkanları gibi önce grev kararı almakta sonra da üyelerini bu grev kararına uymak zorunda bırakmaktadırlar. KKTC'de önümüzdeki 3-4 yılın sendikalar ve hükümet arasında adeta bir savaş ortamında ve tıpkı 1976-85 döneminde BK'ta olduğu gibi zorlu ve çetin geçeceği aşikârdır.
Margaret Thatcher 11,5 yıllık iktidarı döneminde BK'lığı hantal bir ekonomik yapı ve muazzam bütçe açıklarından düzlüğe çıkarmış ve bunu yaparken de sendikalarla ülkenin tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde mücadele etmiş ve sonunda sendikaları sindirebilmiştir.
Bugün Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Şener Elcil'in bir Arthur Scargill olma yolundadır. O haldeBaşbakan İrsen Küçük, Margaret Thatcher olmak zorundadır Çünkü yakın zamanda KKTC'de ya sendikalar hükümeti dize getirecektir ya da hükümet sendikaları. Bunun orta yolu olmadığını yakın zamanda hepimiz göreceğiz.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.