Sunat Atun: "Muhalefetin gayesi Meclis’i kilitlemek..."
UBP Milletvekili Sunat Atun, Ad-Hoc Komitesi tartışmalarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, muhalefeti eleştirerek, "Burada muhalefetin gayesi Meclis’i kilitlemek, bir kaos ortamına sokmak ve muhalefet olarak kaostan beslenmeye çalışmaktır" dedi.
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Sunat Atun BRT’de 14. Saat programına katılarak, siyasi gündemle ilgili soruları yanıtladı.
Atun, önümüzdeki hafta adalet temelinde Meclis’te UBP’nin komitelerdeki üye sayısının 4’e çıkmasını talep edeceklerini söyledi.
İşte UBP Milletvekili Sunat Atun’un söylediklerinden öne çıkan başlıklar:
“ÇOĞUNLUĞUMUZ OLMALI, ADALET BUNU EMREDER”
“Meclis’te belirgin bir aritmetik vardır. Ve Meclis İç Tüzüğü de bu aritmetik ağırlığına göre partilerin gruplarının komitelerde nasıl temsil edileceğini zaten ortaya koyuyor. 7 üyeli Ekonomi komitesinin 4’ü bizim ancak Hukuk ve İdari komitelerinde üye sayımız 3 muhalefetin de 3 olması esasında adil bir dağılıma işaret etmiyor. Seçim tarihinin belirlenmesi ile Seçim ve Halkoylaması Yasasına ilişkin onun da tekrar elden geçirilmesine ilişkin Ad-Hoc Komite önerimiz vardır… Biz Meclis İç tüzüğünün öngördüğü grupların milletvekili sayısına oranla sahip olmaları gereken sayıyı talep edeceğiz Meclis’ten. Dolayısıyla UBP hem Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi’nde hem de İdari ve Sosyal İşler Komitesi’nde 4 çoğunluğunu almak durumundadır. Adalet bunu emreder."
“MUHALEFETİN GAYESİ KAOSTAN BESLENMEYE ÇALIŞMAK”
“Gerek Anayasa hükmü gerekse İç Tüzük hükmü grupların komitelerde Meclis’teki sayılarının ağırlandırılarak komitede oranının yansıtılmasını öngörüyor. Ek bir maddede bir ikinci fıkrada da şunu düzenliyor. Ad-Hoc Komite kurulacaksa grubu bulunmayan diğer partiler de 1’er temsilci verir. Katıldığım toplantıda şunu önerdim. Bu dengeyi biz adalet ve eşitlik temelinde eğer sağlamak istiyorsak. O zaman UBP 3 yerine 6, CTP 2 yerine 4, Halkın Partisi 1 yerine 2 vekil koysun bu sefer 3 vekili olan 1 temsilci vermiş olacak.6 vekili olan da 2 temsilci vermiş olacak. Tam adil ve dengeli eşitlikli bir temsiliyet olur. Bunu ortaya koyduk. Bunu da muhalefet reddetti. Çünkü burada gaye yapıcı bir şekilde bir ortak yol aramak değil.
Burada muhalefetin gayesi Meclis’i kilitlemek, bir kaos ortamına sokmak ve muhalefet olarak kaostan beslenmeye çalışmak. Hedefleri gereksiz tartışmalara ülkeyi sokmak. Muhalefet olarak bundan istifade etmeye çalışmak. Bu çok sığ bir siyasettir. Biz zaten ihtiyaç duyulan orta yolu biz kendilerine önerdik.Tam da ihtiyaç duydukları, talep ettikleri şekilde bir formül ortaya koyduk. Kabul etmiyorlarsa biz de İç Tüzükteki hükümlerin çalıştırılmasını ve komitelerdeki sayıların nasıl oluşturulmasını emrediyorsa biz Meclis’ten bunu talep edeceğiz. Önümüzdeki haftalarda tartışmalar ülkemizin siyasi gündemini belirleyecek olan konu seçim tarihi olacak."
“MUHALEFET OY KAZANIMININ PEŞİNDEDİR”
“Artık seçim zamanı yakınlara gelmek üzere. Seçim zamanı yakınlara gelmek üzere ise her türlü fırsatı kullanıp, her şekilde bu ülkeye bedel ödetip, her türlü oy kazanımının peşindedir muhalefet. Bence halka bu yüzlerini göstermiş oldular."
“KIB-TEK’LE İLGİLİ RAPOR 1 AYLIK SÜREDE TAMAMLANACAK”
Kıb-Tek Araştırma Komitesi’nde çalışmaların sona gelindiğini de söyleyen Atun, “1 aylık süre içerisinde rapor tamamlanır. Çünkü bayağı bir toplantı yaptık. Daha en az iki toplantı daha yapılması gerekiyor. Ben de komite başkan yardımcısı da tutanakları en baştan okuyoruz. En fazla en az iki yada 3 toplantı içinde rapor hazırlanmış olacak. Bir takım saptamalar var. Bizim orada görevimiz belgelere dayandırılmış tespitleri ortaya koymak. Komiteden tarafsız bir rapor elbette çıkacak” dedi.
“ESNAF SAHİPSİZ KALDI”
"Şu anda esnafın en büyük sorunu sahipsiz kalmasıdır.Bunun da temel nedeni esasında Sayın Arıklı’dan kaynaklanmıyor. Bunun temel sebebi bu hükümetin kuruluşunda hem UBP-HP koalisyon kuruluşunda hemde 4’lü koalisyonun kuruluşunda yatıyor. Çünkü ekonomi alanında, esnaf zanaatkarlar alanında, sanayici alanında, ihracat alanında birtakımgüçlü programlar yapıp, yürütebilmeniz için önce elinizde güçlü bir program hazırlanması lazım. Biz bunu yapardık. Son üç dönemdir, programsız gidiliyor. Ve bu yapıldıktan sonra da elinizde bunu gerçekleştirecek enstrümanlar olması lazım. Bu programları o enstrümanlar üzerine bina edersiniz. Bunlar da bütünlüklülük gerektirir. Bu bütünlükleri sağlayan bileşenlerinden biri KOBİGEM, bir diğeri Para Kambiyo Dairesi ve Kalkınma Bankasıdır….4’lü koalisyon ile birlikte bu bileşenlerin tamamı dağıldı… Dolayısıyla şuanda kurumlar arası bütünlüklülük yok. Şuanda sil baştan hükümetin yada bakanlığın oluşumunda bir yapısal dönüşüm gerekiyor."
“MENFAATLERİMİZİ KORUYABİLECEK TEK ÇÖZÜM İKİ DEVLETLİ BİR ÇÖZÜME ULAŞMAK”
“Cenevre’nin gündemi tarafların Kıbrıs konusunda kalıcı bir çözüme varılmasına ilişkin olarak bir zemin bulunup bulunmamasını görmek diye BM’nin Cenevre Merkezi açıkladı. Bence burada belirgin olan mesele şu; biz orada ne buluruz, ne yaparız, ortama bir bakalım diye değil ne elde etmek istediğimizi ve temel siyasetimizin, argümanımızın ne olduğunun kararlılığında gidiyoruz. En önemli nokta bu. 60 yıldır ortak bir devlet üzerine ömürler, nesiller geçiyor. Ve bundan tek mağdur olan taraf Kıbrıs Türk Halkıdır. Kıbrıs Türk toplumudur… Burada doğru olan, yürütülebilir olacak olan ve bizim menfaatlerimizi koruyabilecek tek çözüm iki devletli olacak bir çözüme ulaşmak."
“CENEVRE’YE BİR KANADIMIZ EĞİK ŞEKİLDE GİDİYORUZ”
Haftasonu gerçekleşen Cenevre toplantısına destek etkinliği ile ilgili bir soruya ise Sunat Atun, “Vatandaşlar demokratik hakkını kullandı. Ama gönül neyi isterdi. Tüm halkın kendi liderinin en azından liderinin pozisyonunu bozmayacak bir noktada olması gerektiği idi. Çünkü Cenevre’ye Güney Kıbrıs Lideri tam bir toplumsal destek bütünlüğü içerisinde gidiyor. Ama biz bir kanadımız bir tarafımız eğik bir şekilde gidiyoruz.Bu bence olmamalıydı. Çünkü zaten çözüm istemeyen bir lider görüşmelere en baştan gitmeyi reddeder. Ama biz ne diyoruz; madem bir sorun var bu sorunu çözelim. Ama 60 yıldır denenen bugüne kadar sonuç veremediğine göre ve bunu da küçük rötuşlar yaparak elde edemeyeceğimize göre o zaman yeni birmodel ortaya koymak gerekiyor. Yeni modeli görüşmek gerekiyor. O da fiili durumdur. Fiili durumda iki devlet vardır. İki devletin birlikte ne yapabileceğini ortaya koyalım" yanıtını verdi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.