Kudret Özersay: “Hükümetin göstereceği irade savcılık ve polisin soruşturmayı nereye kadar götüreceğini belirleyecek”

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, “Toplumsal bir yara olan, demokrasi ve insan hakları açısından ülkenin alnında kara bir leke olan Kutlu Adalı cinayetinin aydınlatılması için yeni bir çabaya ihtiyaç olduğu aşikardır” diyerek Başbakan Ersin Tatar’a ve hükümete çağrıda bulundu. Mecliste yaptığı konuşmada Özersay, soruşturmanın polis ve savcılık tarafından sonuna kadar götürülebilmesi için hükümetin irade ortaya koyarak soruşturmanın önünü açacakları mesajı vermesinin şart olduğunu, 25 yıl önce görev yapan kişilerin bugünlerde yaptıkları açıklamaların bu gerekliliğe işaret ettiğini belirtti.

HP lideri şöyle konuştu:

Sayın Başbakan’a ve hükümete bir çağrıda bulunmak istiyorum. Sayın Başbakan ülkede polisin ve Başsavcılık’ın konuyu ciddiyetle ele alıp sonuçlandırmak için adım atması sizin göstereceğiniz siyasi duruş ve iradeyle birebir bağlantılıdır. Siz savcılığa ve polise müdahale edeceksiniz diye değil. Konuyu yakından takip dosyayı olması gerektiği gibi ileriye taşırsanız, ‘Takoz koymayacağız, önünü açacağız’ mesajı verirseniz savcılık ve polis harekete geçer. En üst makamlarda, siyasi konumlarda olanlar ‘Soruşturma durduruldu, devam ettirmeyin denildi’ şeklinde açıklamalar yapıyor. Bunları diyenler kim? Eğer bir ülkede polise veya savcılığa ‘Bunu boşuna ileriye götürmeyin, zaten tamamına erdirmeyeceğiz’ mesajı verirseniz, ‘Siyasi olarak nereye kadar giderse gitsin biz bu iradeye sahibiz’ demezseniz memleketteki kötü örnekler nedeniyle polis ve savcılık da bir yere kadar gider ve sonuca ulaşamayız. Bu resim içerisinde teknik olarak ifade almaktan, Türkiye’yle adli iş birliği yapmaktan bağımsız; şu an ihtiyaç hükümetin siyasi irade ortaya koyduğunu söyleyip soruşturma nereye varırsa varsın arkasında duracağız mesajı vermesidir. Talebimiz budur. Başbakan’ın ‘Nereden bir telefon ya da mesaj gelirse gelsin biz soruşturmanın arkasında duracağız’ dediğini duymak istiyoruz. Sonuç almak ancak bu şekilde mümkün olacaktır.”

“İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN CİNAYET TARİHİNDEKİ ÜLKEYE GİRİŞ-ÇIKIŞ KAYITLARINI TALEP ETTİK”

“Polis Genel Müdürlüğü’ne dosyanın yeniden açılması, canlandırılması için bir çağrıda bulunduk. Çünkü gelişmeler bu adımın atılmasını gerekli kılmıştır” diyen Özersay, konuya ilişkin tartışmanın ekseninin başka bir yöne kaydığını söyleyerek uyarıda bulundu. Özersay şöyle konuştu: “Gerek Türkiye medyasında gerek KKTC medyasında eksen kayıyor. Neden? Çünkü bu konuda açıklama yapanlar, isimleri geçenler aslında cinayete dair açıklama yapmıyorlar. Başarısız olan cinayet teşebbüsüne dair açıklama yapıyorlar. Tabii ki anlamı vardır ama esas konuşmamız gereken cinayet günü yapılmış olanlar ve bağlantılı kişilerdir. Bu tartışmanın eksenini cinayet gününe oturtmak gerektiği için İçişleri Bakanlığı’na ve Polis Genel Müdürlüğü’ne birer dilekçe daha verdik. İsmi geçenlerin cinayet günü ülkede bulunup bulunmadıklarını öğrenmek amacıyla ülkeye giriş-çıkış muhaceret kayıtlarını talep ettik. Soruşturmayı yapacak olan biz değiliz, kendimizi polisin yerine koymuyoruz fakat konunun doğru bir eksene oturması için böyle bir adım attık.”

“ARAŞTIRMA KOMİTESİ KURULMASI KONUNUN GÜNDEMDE KALMASI VE BASKI UNSURU OLMASI AÇISINDAN OLUMLUDUR”

Yeni gelişmeler, itirafçılar, yeni tarihler, yeni bilgiler, yeni mekan isimleri gibi pek çok detayın ortaya çıkması nedeniyle soruşturmanın ileriye götürülmesi için yeni bir adım atılmasını gerekli olduğunun altını çizen Kudret Özersay, parti olarak kapatılan dosyanın yeniden açılması ve canlandırılması yönünde zaten bir adım atmış durumda olduklarını hatırlatarak mecliste bir araştırma komitesi kurulması yaklaşımının doğru ve önemli bir adım olduğunu aktardı. Özersay, daha önce kurulan ve sonuç elde edemeyen iki komitenin yaptıklarından ders çıkararak bugün daha kararlı ve sonuç odaklı hareket edilmesi gerektiğini ifade etti.

“GEÇMİŞTE KURULUP SONUÇSUZ KALAN KOMİTELER GİBİ OLMAMALI”

Özersay şöyle konuştu: “Daha önce kurulan araştırma komiteleri toplantılar yaparak kurumlarımızdan bazı belgeler talep etmiş ancak yanıt alamamıştır. Meclisin komiteleri taleplerinin karşılığını bulamamıştır. Sonrasında toplantıların dahi yapılamamasıyla sonuçsuz kalmıştır. Bu sabah itibariyle meclis yetkilileri önceki komitelerin gizli tutanaklarını meclis çatısı altında okuyabileceğimiz bilgisini verdiler. Yargılamayı yapacak ve cezayı verecek olan her ne kadar mahkemelerse de komitelerin çalışmaları sonucunda hazırlayacağı ciddi raporlar savcılık ve polis süreçlerini destekleyici unsur olarak kullanılabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nde Susurluk olayıyla ilgili olarak Meclis Araştırma Komitesi’nin hazırlamış olduğu raporlar mahkeme aşamasında da kullanılmıştır. Bu bağlamda bir komite kurulmasının olumlu bir katkısı olabilir. Ancak geçmişten ders çıkarmamız gerekir. Daha önce kurulan iki komite gibi kurulacak ve iki toplantı yapıp bir sonuç çıkmayacak ve rapor hazırlanmayacaksa, talep edilen belgelerin gelmesi konusunda ısrarcı olunmayacaksa, bu sürece yardımı dokunacak bir hal almayacaksa hiç yapmayalım. Madem ki kararlılık öne çıkıyor o zaman bu komiteyi kuralım ve iyi çalışsın. Konunun kamuoyunun ve hükümetin gündeminde kalması için baskı unsuru olması açısından da komitenin kurulmasının bir önemi vardır. O nedenle de destekliyoruz.”