Özgürgün'den UBP yönetimine: “Elçiliğin kapısını aşındırma, elçi senden randevu alsın, sana gelsin”
Kıbrıs Postası TV'ye özel açıklamalarda bulunan eski Başbakanlardan, UBP Milletvekili Hüseyin Özgürgün, ülke siyasetini bu noktaya Ersin Tatar'ın getirdiğini ifade etti. Özgürgün ayrıca, UBP Kurultayı'na yönelik müdahale iddiaları ve bazı isimlerin "Türkiye en çok beni sever" açıklamalarıyla ilgili "Elçiliğin kapısını aşındırma, elçi senden randevu alsın, sana gelsin” dedi.
Eski Başbakanlardan, UBP Lefkoşa Milletvekili Hüseyin Özgürgün, UBP’nin eski başkanlarından, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile UBP yönetiminin Whatsapp grubunda yaşadıkları tartışmanın basına yansımasının ardından ilk kez Kıbrıs Postası’na konuştu; Kıbrıs Postası TV’de, gazeteci Gökhan Altıner ile Levent Kutay’ın sorularını yanıtladı.
Sözlerine, “Özlettiğim için üzgünüm ama bu durumu özletenler açıklamalı” diyerek başlayan Özgürgün, “Kıbrıs’ta beni çok seven, özleyen insanlar olduğunu biliyorum ama şartlar biraz uzak, kalmamı gerektiriyor. Serzenişte bulunmasam konuşacak şey çok ama çok da sevmem böyle şeyler yapmayı. Kısa bir süre sonra, görüşürüz diye umut ediyorum” dedi.
“KKTC SİYASETİNDEKİ YANLIŞLAR 2018’DE BAŞLADI”
Yaşamına Türkiye’de devam eden Hüseyin Özgürgün, KKTC’deki mevcut siyaseti nasıl gözlemlediğine ilişkin soru üzerine, şöyle konuştu:
“Aslında olaylar, 2018 seçimleri sonrasında yapılan yanlışlar başladı ve yuvarlanarak bugüne kadar geldi. Sandık, 30 Milletvekili ile UBP – HP koalisyonu demişti. Ancak Kudret Bey’in inadı mı, tecrübesizliği mi diyelim; dörtlü koalisyon hükümeti kuruldu. Yanlışlar burada başladı, sonra her şey yanlış gitti. Dörtlü hükümet yanlıştı, ardından benim dokunulmazlığımın kaldırılması şartıyla kurulan UBP – HP Hükümeti, yanlıştı. Bu, partimin kendi kendine resmen bıçak sokması gibiydi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, neresinden bakarsanız bakın her yeri yanlış…”
“YANLIŞLARIN BAŞINDA ERSİN TATAR VAR… HP İLE HÜKÜMET KURMAK İÇİN DOKUNULMAZLIĞIMI KALDIRDI”
Yanlışlar sürecinin en başında, mevcut Cumhurbaşkanı; dönemin UBP Genel Başkanı Ersin Tatar’ın olduğunu savunan Özgürgün, “HP ile hükümet kurmak için dokunulmazlığımı kaldıran, Sayın Tatar’dır” dedi.
“2018’DEN BU YANA 3 KEZ SEÇİME GİDİLMELİYDİ”
Ocak 2018’deki seçimden sonra pek çok yanlış yapıldığını ve en büyük yanlışı da UBP’nin yaptığını ifade eden Özgürgün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu süreçte bana göre 3 kez erken seçime gidilmeliydi. İlki, Özersay, ‘Özgürgün’ün dokunulmazlığı kaldırılmadan hükümet kurmam’ dediği an UBP erken seçime gitmeliydi. Sonra, Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından seçime gidilmeliydi, gidilmedi. Ve şimdi, çok acil bir şekilde seçime gidilmesi gerekiyor. Partim kendini çok yıpratıyor. Kıbrıs Postası aracılığıyla ilk kez konuşuyorum; bu seçim 3 defa yenilenmeliydi. Sorunlar büyüyor, en büyük sorumlu da benim partim. Yıllarca vekillik yaptığım, genel sekreterlik ve genel başkanlığını yaptım partim, en büyük sorumlu.”
“BİRAN ÖNCE KURULTAYA GİDİLMELİ VE ERKEN SEÇİM YAPILMALI”
Yaklaşan UBP Kurultayı ile ilgili sorular üzerine konuşan Özgürgün, “UBP Kurultayı, partinin çok ciddi bir sorunu. İki aday ikinci tura kaldı, sonra çekildi ya da çektirildi. Bu nedenle UBP maalesef büyük bir töhmet altında. Halk da bunun farkında. Bunu bir özeleştiri olarak söylüyorum; bir an önce kurultaya gidilmeli ve erken seçim yapılmalı. İkisinin de acilen yapılması gerek” dedi.
“ÜZÜLEREK SÖYLEMEK ZORUNDAYIM… BU İŞLERİ BU NOKTAYA GETİREN ERSİN TATAR’DIR”
Kendisine UBP ile ilgili pek çok şikayet geldiğini, UBP’nin particilik anlamında sınıfta kaldığını savunan Özgürgün, “Bunu üzülerek, çok üzülerek söylemek zorundayım; bu işleri bu noktaya, mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanlışları getirdi. Bu yanlışlar derhal düzeltilmeli” şeklinde konuştu.
“TATAR, HP’NİN ŞARTI KARŞISINDA ERKEN SEÇİME GİTMELİYDİ”
Yanlışların, Ersin Tatar ile başladığını ifade eden Özgürgün, “Sayın Tatar, kurultayda kazandıktan sonra kendisini tebrik edip çekildim, bundan sonra yanında duracağımı, bunun benim görevim olduğunu söyledim. Meclis’te de desteğimi verdim. Ülkem ve partim adına bir sorumluluğum var. Ardından –benim dokunulmazlığımın kaldırılması şartıyla kurulan- hükümete – bunu da sonradan öğreniyoruz - güvenoyu verdim. Tatar bunu kabul etmemeli ve hemen erken seçime gitmeliydi. Tatar bu işin başıdır” dedi.
ERTUĞRULOĞLU YAŞADIĞI TARTIŞMA… “YETER ARTIK BU PARTİYE YAPILAN MÜDAHALELER”
Tahsin Ertuğruloğlu ile UBP’nin Whatsapp grubunda yaşadığı ve basına yansıyan tartışmasına ilişkin soru üzerine konuşan Özgügün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dün bardak taştı. Tahsin Bey diyor ki kurultaya tek adayla gidilmeli. Yeter artık bu partiye müdahaleler. Parti yıprandı, sıkıldı. Bana gelen telefonları sizlere dinletsem inanamazsınız. Halen daha müdahale ediliyor, ‘kurultaya tek adayla gidilsin’ deniyor. Partiyi bırakın artık rahatlasın. Kurultaysa kurultay, seçimse seçim. Hem ülkenin, hem partinin önünü açın.”
“KİMSE BENİM ADIMI KULLANARAK SİYASET YAPMASIN”
Kendisinin adını kullanarak siyaset yapanlar olduğuna dikkat çeken Özgürgü, “Benim adımı kimse kullanmasın. Ben potansiyelim olduğunu biliyorum. Ama potansiyelimi yönlendirmiyorum. Benimle anılan ve devlete istihdam edilen arkadaşlarım var. Onlar ülke adına çalışmalı. Çünkü devlet bürokratıdırlar” şeklinde konuştu.
“ELÇİLİĞİN KAPISINI AŞINDIRMA, ELÇİ SENDEN RANDEVU ALSIN, SANA GELSİN”
UBP Kurultayına Ankara’nın müdahale ettiği yönündeki iddialara ilişkin konuşan Özgürgün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’yi (kurultaya) neden karıştırıyorlar anlamıyorum. ‘Türkiye bana yakın, Türkiye beni seviyor’ gibi laflarla nasıl siyaset yapıyorsunuz, onu anlamıyorum. Bu siyaseti yapanlara UBP tabanı itibar etmesin. Böyle konuşanlara itibar etmeyin. Sen siyasetini doğru konular üzerine yap, severse sevsin, sevmezse sevmesin. Elçiliğin kapısını aşındırma, elçi senden randevu alsın, sana gelsin. Eğer kapıyı aşındırırsan, halk sana tepki gösterir. Türkiye ile beraber hareket edin ama bunu insanların gözüne sokmayın.”
GERİ DÖNECEK Mİ? “ADİL YARGILANACAĞIMI DÜŞÜNMÜYORUM”
KKTC’ye geri dönüp dönmeyeceğine ilişkin soruları da yanıtlayan Özgürgün, şöyle devam etti:
“Ben dokunulmazlık meselesini farklı değerlendiriyor, kişisel alıyorum. Benim tepkim Meclis’e ve partime. Dokunulmazlık hakkını veren halktır. Bu yüzden büyük bir tepki koydum. Aslında mevcut Meclis’i de itibarlı olarak görmüyorum. Ancak siyaset, bu işi bırakmalı, kararı halk vermeli. Bir vekil cinayet işlememişse, birine tecavüz etmemişse, siyasi polemiklerle bunu (dokunulmazlığı) kaldıramazsın. Ülkeye gelemez duruma düştüm, neden? Çünkü yargı, savcılık etki altında. Siyasi güdülerle karar vermek zorunda kalabilirler. Böylesi bir şekilde yargılanmayı kabul etmiyorum, karşıyım. Polemiklerin içine girmek istemiyorum. Bu yüzden ülkede yokum. Yargının etki altında kalacağını net görüyorum. Hep dedikodularla yürütülecek bu süreç yaşanacak. Hem beni, hem de partimi yıpratacak. Günün sonunda yargı da yıpranacak. Kimseyi küçük görmüyorum ama Özgürgün konu olduğunda iş başka olur.”
“İADE-İ İTİBAR MESELESİNDEN DOLAYI, MİLLETVEKİLİ ADAYI OLMA GİBİ BİR DÜŞÜNCEM VAR”
Son olarak, Milletvekilliğine yeniden aday olup olmayacağına ilişkin soru üzerine konuşan Özgürgün, “Bu konuda bir düşüncem var. İade-i itibar noktasında bir düşünce… Bunu partim yapamadı, halk yapar mı diye düşünüyorum. Hiçbir makam veya görev almam. Verirseler reddederim. Ancak dediğim gibi, iade-i itibar meselesinden dolayı, Milletvekili adayı olma gibi bir düşüncem var” dedi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.