Araştırma: İş insanlarının yüzde 88’i KKTC’de rüşvet ve yolsuzluk olduğunu düşünüyor
‘Kuzey Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı: 2020 Raporu’ yayınladı. Rapora göre, KKTC’de yolsuzluk yaygın ve ciddi bir sorun... Ankete katılan iş insanlarının yüzde 88’i KKTC’de rüşvet ve yolsuzluk olduğunu düşünüyor.
‘Kuzey Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı: 2020 Raporu’ Ömer Gökçekuş ve Sertaç Sonan tarafından hazırlanarak, sunuldu. Düşünce kuruluşu Friedrich Ebert Vakfı tarafından desteklenen raporun tanıtım toplantısı Rüstem Kitabevi’nde düzenlendi.
Bu doğrultuda, önceki yıllarda da olduğu gibi, TI-CPI metodolojisini temel alarak ortaya çıkarılan ve Kuzey Kıbrıs’a özel sorularla genişletilen anket, telefonda görüşme yöntemiyle Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) üyesi firmalarda yönetici pozisyonunda bulunan 351 katılımcıya uygulandı. Anket sonuçlarının hem güven düzeyi hem de hata payı yüzde 5 olarak açıklandı.
İş insanları ve uzmanların sorulara verdiği yanıtlar bir araya getirildiği zaman, KKTC’nin TI-CPI 2020 skoru 100 üzerinden 36 olarak hesaplandı. 2021 yılının başında Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından yayınlanan 2020 yılına ait listedeki 180 ülkenin ortalaması olan 43’ün altındadır ve KKTC’yi 104’üncü sıraya yerleştiriyor.
YÜZDE 88’İ KKTC’DE RÜŞVET VE YOLSUZLUK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR
Ankete göre, Kıbrıs’ın kuzeyinde yolsuzluğun yaygın olduğu ve ciddi bir sorun olduğu belirtilirken, ankete katılan iş insanlarının yüzde 88’i KKTC’de rüşvet ve yolsuzluk olduğunu düşünüyor. Öte yandan yüzde 58’i ise yolsuzluğun ‘çok ciddi bir sorun’ olduğu kanaatinde.
YOLSUZLUK EN FAZLA KAMUYA AİT TAŞINMAZLARIN KULLANDIRILMASINDA GERÇEKLEŞİYOR
Ülkedeki yolsuzluğun en fazla kamuya ait taşınmazların kullandırılmasın gerçekleştiğini de ortaya koyan anket, katılımcılara göre ‘rüşvet ya da el altından fazladan ödeme yapmanın’ en yaygın olduğu üç işlem şu şekilde sıralandı:
Katılımcıların yüzde 55’i ‘kamuya ait arazi ve binaların tahsisi ve kiralanması’ işlemlerinde rüşvetin çok yaygın olduğunu düşünmekte, bunu ‘teşvikler’ (yüzde 46) ve ‘kamu ihaleleri ve izinler’ (yüzde 45) takip etmekte.
Rüşvetin en az olduğu alanlarsa şunlar:
Katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 53) ‘devletten elektrik, su ve telefon gibi hizmetleri alırken’ rüşvetin hiç olmadığını söyledi. Bunu ‘yargı kararlarını etkilemek’ (yüzde 44) ve ‘belediye hizmetleri (yüzde 33) takip etti.
YAKLAŞIK OLARAK HER 10 İŞ İNSANINDAN BİRİ SON BİR YILDA FİİLEN RÜŞVET VERDİ
Yaklaşık olarak her 10 iş insanından biri son bir yılda fiilen rüşvet verdiğini de gözler önüne seren ankette, bu yıl ilk kez sorulan ‘son bir yıl içerisinde yukarıdaki hizmetlerden herhangi birini almak için ilgili yetkiliye rüşvet ya da hediye vermeniz ya da bir iyilik yapmanız gerekti mi?’ sorusuna katılımcıların yüzde 12’si ‘evet’ cevabı verdi.
KAMU KAYNAKLARI SİYASETÇİLER VE ÜST DÜZEY MEMURLAR TARAFINDAN İSTİSMAR EDİLİYOR
Kamu kaynaklarının siyasetçiler ve üst düzey memurlar tarafından istismar edildiğini de aktaran ankette, katılanların yüzde 57’si kamu kaynaklarının bakanlar/yetkililer tarafından kişisel ya da partisel amaçlarla ‘çok yaygın’ şekilde kötüye kullanıldığını düşünülmekte.
Siyasetçiler (yüzde 55) yolsuzluğun ‘çok yaygın’ olduğu grup olarak görülmekte; onları üst kademelerdeki memurlar (yüzde 46) takip ediyor. Ankete katılan iş insanlarının sadece yüzde 23’ü alt kademelerdeki memurlar arasında yolsuzluğun ‘çok yaygın’ olduğu düşüncesine sahip.
YOLSUZLUĞU ENGELLEYECEK KURUMSAL ALTYAPI ZAYIF
İş insanları arasında, ‘kamu kaynaklarının tahsisi ve kullanımını düzenleyen ve hesap verebilirliği sağlayan kesin prosedürler’ bulunmadığını düşünenlerin oranı yüzde 65 olarak belirlendi. ‘Kamu maliyesinin idaresini denetleyebilecek nitelikte bağımsız kurumlar’ olmadığını düşünenlerin oranıysa yüzde 67’ye ulaştı. Kesin prosedürler olduğunu düşünenlerinse sadece yüzde 21’i bunların istismarı engellemekte ‘çok etkili’ olduğunu düşünmekte.
Benzer şekilde, bağımsız mali denetim kurumları bulunduğunu düşünenlerin sadece yüzde 19’u bu kurumların yolsuzluğu engellemekte ‘çok etkili’ olduğuna inanmakta.
Ankete katılan iş insanlarının yargının siyasi iktidar sahiplerini yargılayabilecek kadar bağımsızlığa sahip olduğuna olan inançları da güçlü değil: ‘Kamu kaynaklarını istismar eden bakanları/yetkilileri yargılayacak güce sahip bağımsız bir yargı var mı’ sorusuna ‘evet’ cevabı verenlerin oranı yüzde 26’dır. ‘Evet’ cevabı verenlerin içindeyse sadece yüzde 24’lük bir kesim yargının siyasi iktidara sahip olanların yolsuzluk yapmasını engellemekte ‘çok etkili’ olduğunu düşünmekte.
YOLSUZLUĞU CAYDIRMASI BEKLENENLER BAŞARILI DEĞİL
‘Yolsuzluk ve usulsüzlüklerle mücadele etmesi ya da bunları ifşa etmesi gereken kurumlar sizce bu işte ne kadar başarılıdır/etkilidir?’ sorusuna ‘son derece başarılı/etkili’ cevabı verenlerin oranının çok düşük olduğu da belirtildi.
En etkili bulunan, katılımcıların yüzde 41’i tarafından çok başarılı bulunan sosyal medyadır; ikinci sırada polis (yüzde 31), üçüncü sıradaysa yüzde 29 ile mahkemeler yer alıyor. Sıralamanın en sonundaysa katılımcıların yüzde 62’sinin hiç başarılı bulmadığı Meclis ve Başbakanlık Denetleme Kurulu bulunmakta; onları yüzde 55’le Sayıştay takip ediyor.
YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE HÜKÜMET YÜZDE 65 ÇOK BAŞARISIZ
Katılımcılara yolsuzlukla mücadele konusunda özel olarak hükümeti ne kadar başarılı buldukları da soruldu.
Ankete katılanların sadece yüzde 9’u hükümeti bu konuda ‘çok başarılı’ bulurken yüzde 65’i ‘çok başarısız’ bulduğunu ifade etti.
DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILAN VEKİLLERİN CAYDIRI CEZA ALACAĞI DÜŞÜNÜLMÜYOR
‘Son 2 yıl içerisinde haklarındaki yolsuzluk suçlamalarından ötürü iki milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmış’ olduğu hatırlatılıp, katılımcılara, ‘dokunulmazlıkları kaldırılan ve yargılanmalarının önü açılan iki milletvekilinin hukuki süreç sonunda caydırıcı bir ceza alacağını’ düşünüp düşünmedikleri de soruldu. Katılımcıların yüzde 81’i bu milletvekillerinin caydırıcı bir ceza almayacaklarını düşündüklerini ifade ederken, sadece yüzde 8’lik bir kesim mahkeme süreci sonunda caydırıcı bir cezanın verileceğine kesin bir inanç belirtti.
SEÇİMLERDE MADDİ MENFAAT VAAT EDİLMESİ ÇOK YAYGIN
Son olarak, katılımcılara siyasal yolsuzluk konusunda da bir soru soruldu. Verilen yanıtlar ülkemizde ‘seçmenlere belirli bir şekilde oy kullanmaları için para ödenmesi ya da özel bir menfaat vaat edilmesinin’ olağan bir şey olduğunu ortaya koymakta. Katılımcıların, yüzde 70’i bunun ‘sıklıkla’ ya da ‘çok sık’ gerçekleştiğini ifade etti. 2019 yılında benzer bir soruyu farklı bir çalışma için halka sorulduğunda bu cevabı verenlerin oranı yüzde 52 düzeyinde çıkmıştı.
Ekli dosyayı görüntüle
Kuzey Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı: 2020 Raporu
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.