İÇ HABERLER
okuma süresi: 13 dak.

Kuzey Kıbrıs'ta koçan krizi yolda

Kuzey Kıbrıs'ta koçan krizi yolda

Karşıyaka'da, Kulaksız Construction Ltd.'den ev satın alan yabancılar, yasal haklarının ortadan kaldırıldığı gerekçesiyle AİHM'ye gitti. Akfinans Bank hukukçusu Akan Kürşat, müteahhit firmayı suçlarken, Müteahhitler Birliği, yeni mağduriyetlerin doğabileceğine işaret etti.

Yayın Tarihi: 05/10/10 09:56
okuma süresi: 13 dak.
Kuzey Kıbrıs'ta koçan krizi yolda
A- A A+

ZORDA OLANLAR VAR… Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Soner Yetkili, 4-5 firmanın şu an için zor durumda olduğunu belirtti. Hatırlanacağı üzere Karşıyaka'da Kulaksız 5 Sitesi'nden ev alan birçok İngiliz mağdur olmuştu. Yetkili, "Ciddi mağduriyetler olabilir. Biz de bazılarının çözümü için aracı olmaya çalışıyoruz" dedi

MAĞDUR İNGİLİZLER AİHM'YE GİDECEK… Karşıyaka'da Kulaksız Construction Ltd.'nin yaptığı evlerden alan birçok İngiliz, şirketin kredi karşılığı ipotek verdiği evlerini kaybetti. Karşıyaka'da Kulaksız Construction Ltd.'nin yaptığı siteden ev alan ancak ipotek nedeniyle evleri Akfinans Bank tarafından el konan İngilizler, AİHM'ye başvurdu ve evlerinin tapusunu talep etti.

"BİZİM SUÇUMUZ YOK"… Akfinans Bank'ın avukatı Akan Kürşat, ev satın alan kişilerin mağdur edildiğini ancak bu durumu bankanın değil inşaat şirketinin yaptığına dikkat çekti. "Bunun üzerine açık artırma oldu. Mahkeme emrine uygun olarak da satışa çıkarıldı. Alıcı da çıkmadı zaten. Banka ele geçirdi denilmesi çok yanlış bir şey" diye konuşan Akan Kürşat, siteden ev alanların müteahhit firma tarafından mağdur edildiğini ifade etti.

"SORUN BANKALARDAN KAYNAKLANMIYOR"… Bankalar Birliği Başkanı Yunus Rahmioğlu da "Problem, müteahhitlerin taahhütlerini yerine getirmemesidir. Bu işleri bitirmezler ve bankalardan kredi alırlar. Sonra faizi yüksektir diye şikayet ediyorlar. Evi bitirmedikleri için başları belaya giriyor. Temel problem bu iken, sanki bu iş bankaların yarattığı bir problemmiş gibi yansıtılıyor" dedi.

Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Soner Yetkili, 4-5 müteahhit firmanın durumunun zor olduğunu ve yeni mağdurlar yaratabileceğine işaret etti. Bazı inşaat şirketleri bankalardan ipotek karşılığı aldığı kredileri ödemekte güçlük çekerken, bazıları da iki ortağın anlaşamaması nedeniyle ciddi sıkıntı içerisinde. Yetkili, bu durumda olan 4-5 firmanın olduğunu ve yeni mağdurlar yaratma olasılığı taşıdıklarını söyledi. Hatırlanacağı üzere Karşıyaka'da Kulaksız Construction Ltd.'nin yaptığı evlerden alan birçok İngiliz, şirketin kredi karşılığı ipotek verdiği evlerini kaybetti.

Karşıyaka'da Kulaksız Construction Ltd.'nin yaptığı siteden ev alan ancak ipotek nedeniyle evleri Akfinans Bank tarafından el konan İngilizler, AİHM'ye başvurdu ve evlerinin tapusunu talep etti. Söz konusu inşaat şirketinden ev alan İngilizler, evlerine Akfinans Bank tarafından el konulmak istenmesi üzerine yargı yoluna gitmeye karar verdiklerini söyledi. Ancak, Akfinans Bank'ın avukatı Akan Kürşat, ev satın alan kişilerin mağdur edildiğini ancak bu durumu bankanın değil inşaat şirketinin yaptığına dikkat çekti. Bankalar Birliği Başkanı Yunus Rahmioğlu da yaptığı açıklamada, yaşanan sorunların bankalardan kaynaklanmadığını söyledi.

Yeni mağdurlar olabilir

Annan Planı'nın ardından altın çağını yaşayan inşaat sektörü, aradan geçen zaman içerisinde bugün büyük bir gerileme yaşamış durumda. Halen bugün binlerce ev müteahhitlerin elinde satılmayı bekliyor. Hal böyle olunca da ellerindeki evi satamayan müteahhitler aldıkları krediyi de ödeyemiyor ve haczediliyor. Kimi zaman da ipotekli evlerini satan birçok firmanın, borçlarını ödeyemediği için banka tarafından evlerine el konuyor. Hal böyle olunca evleri alanlar da mağdur oluyor.

"Yasal haklarımız ortadan kaldırılmaya çalışılıyor"

Karşıyaka'da Kulaksız Construction Ltd.'den ev alanlar yabancı hukukçulardan da görüş aldıklarına dikkat çekerek, "Edindiğimiz bilgilere göre bir borçlu bir taşınmaz malı ipoteğe vererek borç aldığı zaman sadece kendisine ait hakları ipotek sözleşmesine dahil edebilir. Taşınmaz malı ipoteğe verirken o mal üzerinde başka kişilerin evleri varsa bu evleri de ipoteğe dahil edip gasbetme yönüne gidemez" dedi.

Açıklamanın geri kalanı şöyle oldu: "Akfinans Bank Ltd. Kulaksız Construction Ltd. Şirketi'ne kredi vermiş ve ikisi arasında bir anlaşma gerçekleşmiştir. Bu anlaşma ile bizim yasal haklarımız ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Bu dünyada eşi ve benzeri görülmemiş bir haksızlıktır. Banka bizim haberimiz olmadan yapılan bir anlaşmaya dayanarak mahkemeye başvurmuş ve bize haber vermeden, savunma hakkı tanımadan bir satış emri almıştır. Daha sonra bu satış emrine bizim evlerimizin de dahil olduğunu iddia ederek, yasa dışı bir açık artırma gerçekleştirmiştir.

Banka kendi görüşüne göre evlerimizin sahibi olmuştur. Bu yasa dışı olaya karşı yasal haklarımızı aramaya karar vererek Av. Boysan Boyra'nın ofisine başvurduk. KKTC Yüksek İdare Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde dava açarak açık artırmanın iptali ve evlerimizin tapusunun bize verilmesini talep ettik."

"Bankanın araştırma yapması gerekiyordu"

"Edindiğimiz yasal bilgilere göre, ipotek karşılığı borç veren bir bankanın ipotek konusu olan arsa veya tarla üzerinde üçüncü kişilerin evleri veya sözleşmeye dayanan yasal hakları olup olmadığını araştırması ve hak sahiplerinin haklarına müdahale edemeyeceği bilinci içinde hareket etmesi gerekir. Bunun gibi, bir müteahhide ipotek karşılığı borç veren ve bu para ile müteahhidin evler yapıp üçüncü kişilere satacağını bilen bir bankanın daha sonra bundan haberi yokmuş gibi ev satın alanların haklarına müdahale etmeye çalışması yasal değildir. Çünkü ev sahiplerinin evler üzerinde yasal hakları doğmuştur ve bankaların bu haklara müdahale etmeye hakkı yoktur.

Öncelikle sözleşmelerin uygulanması, ev sahiplerinin evlerinin koçanlarını almaları ve bankanın geriye kalan taşınmaz üzerinden alacağını almaya çalışması gerekir. Çünkü ipotek verenin mal üzerindeki hakkı bu kadardır. Tüm dünyada ve AB de uygulama böyle olduğu halde KKTC'de bazı bankaların bu kurala uygun hareket etmemesi büyük güvensizlik yaratmış ve inşaat sektörünün çökmesine neden olmuştur. Ülke ekonomisi ve tüm KKTC halkı bundan zarar görmüştür."

"Biriktirdiğimiz parayı evlerimize yatırdık"

"KKTC'de tatil evi alarak KKTC ekonomisine katkıda bulunduğumuzu düşünüyoruz. Sevdiğimiz Kıbrıs Türk halkı ile birlikte kardeşçe yaşamak istiyoruz. Evlerimizi almak için büyük masraflara girdik. Hayatımız boyunca biriktirdiğimiz tüm parayı evlerimize yatırdık. Şimdi hiçbir kusurlu davranışımız olmadığı halde her şeyimizi yitirme ve sokağa atılma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış bulunuyoruz.

Yaptığımız yasal araştırmalar gösteriyor ki dünyada ve özellikle Avrupa Birliği'nde KKTC'deki uygulamaya benzer bir uygulama yoktur. Böyle bir uygulama insan hakları ihlalidir. Bazı AB ülkeleri daha da ileri gitmekte ve bir bankanın ipotek koyduğu bir taşınmaz mal üzerinde evler yapılmasına ve yeni hak sahipleri doğmasına razı olduktan sonra bu evleri gasbetmeye çalışmasını hırsızlık olarak nitelemektedirler.

Yaptığımız yasal araştırmalara göre, bir bankanın ipotek koyduğu bir mal üzerine üçüncü kişilerin ev sahibi olmasına razı olması veya ev sahibi olmalarına göz yumması ve daha sonra bu evleri gasbetmeye çalışması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da çok ciddi bir insan hakları ihlali olarak görülmekte ve böyle hareket eden bankalara karşı kapatılma dahil ciddi cezalar verilmektedir. Kamuoyuna duyururuz ki bizim Akfinans Bank Ltd. veya benzer uygulama içinde olan diğer bankaların kapatılması gibi bir talebimiz yoktur.

KKTC veya herhangi bir devletten tazminat talebimiz de yoktur. Talebimiz sadece yasalara tamamen uygun hareket etmiş olan ve yasal yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmiş olan bizlerin evlerimizin sahibi olduğumuzun teyit edilmesi, irademiz dışında başka kişilerin yaptıkları anlaşmalarla evlerimizin ellerimizden alınamayacağının saptanması ve hakkımız olan tapuların bize verilmesidir. Eğer KKTC yasaları farklı bir uygulamaya izin veriyorsa, bu yasaların insan haklarına aykırı olduğunun saptanması ve geçmişe dönük olarak iptal edilmesidir."

Kürşat: "Mağdur eden taraf şirkettir"

"Banka şirkete kredi verdi. Bu konuda Girne Mahkemesi'nde 2164/2006 sayılı bir dava açıldı" diye konuşmasına başlayan Avukat Kürşat, davanın 2006'da açıldığını ve 2008'de de hükme bağlandığını söyledi. Kürşat mahkemenin, bu ipotekli malların satılmasını ve böylece borçların ödenmesi yönünde hüküm verdiğini belirtti. "Bunun üzerine açık artırma oldu. Mahkeme emrine uygun olarak da satışa çıkarıldı. Alıcı da çıkmadı zaten. Banka ele geçirdi kelimesi çok yanlış bir şey" diye konuşan Akan Kürşat, siteden ev alanların müteahhit firma tarafından mağdur edildiğini ifade etti.

Kürşat sözlerini şöyle sürdürdü: "Onlardan böyle bir ipotek olduğunu saklayan inşaat şirketidir. Belki de söylemiştir. Onu bilmiyoruz. Bu insanlar ipotek olduğunu 2008'de öğrendiklerini açıkladılar. Aslında çok daha önceden de bilirlerdi. Gayrimenkul satın almak için yabancılar Bakanlar Kurulu'na müracaatta bulunur. O aşamada da İçişleri Bakanlığı bilgi verir ve malın üzerinde ipotek var, kabul ediyor musunuz der. Neticede ya bu ipotek gizlendi ya da bilirlerdi ve çözülecek diye beklediler. Mağduriyetlerini giderici merci şirketti. AİHM'ye müracaat prosedürü bellidir. Yani iç hukukun tüketilmesi gerekir.

Bugüne kadar 3-4 tane dava ettiler ve davalarında ısrarcı olmayıp geri çektiler. Dolayısıyla, daha iç hukuk da tüketilmedi. Büyük ihtimalle, uzmanı da olmamakla birlikte, bunların davalarının görüşülmesi bile kabul edilmeyecek. Bankayı suçlamaları yanlış. Banka mahkeme emri aldı ve mahkemeden onaylandı. Bütün suçlamalara uğrayan banka oldu. Elbette ki bu insanlar kendilerini mağdur hissediyor. Ama çaresi bankada değil."

Yetkili: "Şirketin büyük suçu var"

Soner Yetkili, bu tür olaylar nedeniyle piyasanın oldukça kötü etkilendiğini ifade ederek, "Çözebileceğimiz konularda yardımcı olmaya çalışıyoruz" dedi. Siteden ev alan insanların yüzde yüz haklı olduğu gibi, Akfinans Bank'ın da haklı olduğuna dikkat çeken Yetkili, "Paralarını istiyorlar. Burada orta bir yol bulunması lazım. Bu kadar kolay değil bunları çözmek" dedi. Banka faiz oranlarının yüksek olduğunu ve bunların üzerine gidilmesi gerektiğinin altını çizen Yetkili, faiz oranlarının bir şekilde kontrol altına alınması gerektiğini söyledi. Yetkili sözlerini şöyle sürdürdü: "Müteahhitte büyük bir suç var.

Senelerce giden bir dava sonucunda herhangi bir anlaşmaya yanaşmadı ve bu noktalara geldi. Burada alıcıların tek suçu alacakları müteahhidi iyi araştırmamak oldu. Avukatlara da çok büyük görevler düşüyor. Sözleşmeleri ve takibi yaparken dikkatli olmaları lazım. Biz Home Buyers Pressure Grup ile yakın temas halindeyiz. En azından çözülebilecek konuları çözersek bizim için o kadar iyi. En büyük zararı gören kesim de müteahhitlerdir. Bizlere güven azalıyor. O yüzden bunları çözmeye çalışıyoruz."

"Bu durumda olanlar var"

Yetkili, kredisini ödeyemeyen ya da ortakların birbirleriyle anlaşamadığı 4 ya da 5 firma daha olduğuna dikkat çekti. "Daha ortada banka satışı yok" diye konuşan Yetkili ancak ortakların anlaşamadığı şirketlerin olduğunu ve bunların Kulaksız Construction Ltd.'nin durumuna gitme olasılıkları olduğunu söyledi. Yetkili ayrıca, "Ciddi mağduriyetler olabilir. Biz de bazılarının çözümü için aracı olmaya çalışıyoruz" dedi.

Rahmioğlu: "Bunun nedeni bankalar değil"

Yunus Rahmioğlu, "Bu tip durumlar muhakkak var. Müteahhitler bankaların müşterileridir" diyerek, yaşanılan sıkıntıların bankalardan kaynaklanmadığını söyledi. Rahmioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Problem müteahhitlerin taahhütlerini yerine getirmemesidir. Bu işleri bitirmezler ve bankalardan kredi alırlar. Sonra faizi yüksektir diye şikayet ediyorlar. Evi bitirmedikleri için başları belaya giriyor. Temel problem bu iken, sanki bu iş bankaların yarattığı bir problemmiş gibi yansıtılıyor. Bu tamamen müteahhitlerin taahhütlerini yerine getirmemesinden kaynaklanıyor. Konu bankaların aldığı faizler değildir."

Aral Moral - Havadis

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.