İÇ HABERLER
okuma süresi: 5 dak.

DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü yazısı

DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü yazısı

DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Rojjin Mamuk, 20 Haziran Dünya Mülteciler günü dolayısıyla bir yazı kaleme aldı.

Yayın Tarihi: 21/06/22 16:31
okuma süresi: 5 dak.
DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü yazısı

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Rojjin Mamuk, 20 Haziran Dünya Mülteciler günü dolayısıyla “20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde Mülteci Kadınların Sağlık Sorunlarına Bakış” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yrd. Doç. Dr. Mamuk, söz konusu yazısında şu ifadelere yer verdi:

“Uluslararası hukuka göre mülteciler; eziyet, çatışma, saldırı veya toplum huzurunu ciddi şekilde bozan diğer durumlarda, geldikleri ülkelerin dışında bulunan ve bunun sonucu olarak da ‘uluslararası koruma’ talebinde bulunan kişiler olarak tanımlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre, 2021 yılında yukarıda verilen tanımı karşılayan yaklaşık 89.3 milyon kişi bulunmaktadır. Bu kişilerin 53.2 milyonu kendi ülkeleri içerisinde, 27.1 milyonu mülteci ve 4.6 milyonu sığınmacı statüsüyle yerinden edilmiştir. Global göçmen nüfusunun neredeyse yarısının kadınlardan oluştuğu gerçeği ve yine geçtiğimiz yıl tüm mülteci nüfusunun yaklaşık 36.5 milyonunu çocukların oluşturduğu göz önüne alındığında mültecilerin yaklaşık yarısının kadın olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır.

Kadın ve erkeğin biyolojik farklılığı, onların farklı sağlık sorunlarıyla karşılaşmasının da temelini oluşturmaktadır. Özellikle kadınların fizyolojileri gereği aylık menstrual kanamaları, gebelik, doğum, lohusalık ve emzirme gibi üreme yüklerinin çok daha fazla olması cinsiyete özgü hayatı tehdit edecek durumlarla karşılaşma ihtimallerini erkeğe oranla kat ve kat arttırmaktadır. Fizyolojilerinin yanı sıra pek çok toplumda sosyal statülerinin düşük olması ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin getirdiği ayrımcılık, küçük yaş evlilikleri, şiddet, istismar, tecavüz vb. pek çok hukuki ve sosyal sorun kadın sağlığını daha da riskli hale getirmektedir. Yerleşik popülasyondaki kadınlar için bile bu riskler söz konusuyken mülteciler gibi kırılgan gruplarda sorunlar daha derinden hissedilmektedir. Yapılan araştırmalar mülteci statüsündeki kadınların anemi, istenmeyen gebelik, sağlıksız düşük, gebelik döneminde sağlık hizmetlerine erişememe, sağlıksız ortamda doğum yapma, yetersiz lohusalık bakımı alma, kanama, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, jinekolojik enfeksiyonlar, şiddet, istismar ve tecavüze daha çok maruz kaldıklarını göstermektedir. Ayrıca göçmenlere özgü olan köklerinden koparılma sendromu, sosyal izolasyon, uyku bozuklukları ve post travmatik stres sendromu gibi ruhsal sorunların oranları mülteci kadınlar arasında oldukça yüksek seyretmektedir. Mülteci çocuklar için de yetersiz beslenme, kötü hijyen koşulları, yetersiz bağışıklanma, cinsel istismar, tecavüz, sosyal izolasyon ve eğitim olanaklarından mahrum kalma gibi nedenlerden doğan önemli sağlık sorunları bulunmaktadır.

Yukarıda açıklandığı gibi mülteci kadın ve onlara bağımlı çocuk nüfusu azımsanmayacak oranda fazladır ve bu sayı her geçen gün katlanmaktadır. Sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanmamaları ise hem kendi sağlıklarını, hem de bulundukları toplumların genel sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle mülteci kadın ve çocuk sağlığı global bir sağlık sorunudur. Bu noktada mülteci kadın ve çocuklarının sağlığının korunup geliştirilmesi için öncelikle İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1948), Çocuk Hakları Deklarasyonu (1989), Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi (CEDAW), Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı (1994), Dünya Kadın Konferansı (1995), Anne ve Yenidoğan Hakları Barselona Deklarasyonu (2001)  gibi uluslararası sözleşmelerin konuya yönelik maddelerinin işletilmesi gerekmektedir. Bunlara ek olarak sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin bu konuda sorumluluk alması ve projeler yürütmesi oldukça önemlidir.  20 Haziran Dünya Mülteciler Günü bu bağlamda konuya yönelik toplumsal farkındalığı arttırmayı ve mültecilerin durumunu insanlara daha iyi anlatabilmeyi hedefleyen sembolik bir gündür. Kimsenin doğduğu topraklardan kopmak zorunda olmadığı bir dünyada yaşamamız dileğiyle.”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.