İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

Özel Kalem Müdürü Uğur Karagözlü, Denktaş’ı anlattı: Kimseye hayır diyemezdi… Kıbrıs konusu hariç

Özel Kalem Müdürü Uğur Karagözlü, Denktaş’ı anlattı: Kimseye hayır diyemezdi… Kıbrıs konusu hariç

KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile birlikte 12 yıl çalışan Özel Kalem Müdürü Uğur Karagözlü, Denktaş’ın yumuşak kalpli biri olduğunu, hayır diyemeyen bir kişiliğe sahip olduğunu ve Kıbrıs konusu hariç, kimseye hayır diyemediğini Kıbrıs Postası’na anlattı.

Yayın Tarihi: 15/01/23 10:45
Güncelleme Tarihi: 16/01/23 09:52
okuma süresi: 8 dak.
Özel Kalem Müdürü Uğur Karagözlü, Denktaş’ı anlattı: Kimseye hayır diyemezdi… Kıbrıs konusu hariç

Kıbrıs Postası Köşe Yazarı Levent Kutay, tarihe not düşen nitelikte bir röportaja imza attı… Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a en yakın isimlerden Özel Kalem Müdürü Uğur Karagözlü, görevdeki son yılları, kritik anları, sevinçleri, hüzünleri samimi sözlerle anlattı…  

Tarihi anlarda hep o vardı…  Uğur Karagözlü, Efsane Lider Denktaş’ı anlatıyor:

“KİMSEYE HAYIR DİYEMEZDİ… KIBRIS KONUSU HARİÇ”

Liderlerin yanında, görünmeyen kahramanlar vardır… Tarihi olaylara birlikte tanıklık ettikleri isimler… Üzüntü, sevinç, en kritik, tarihi anlar, zihinlerine kazınmıştır… Konuşmayı, çok sevmezler… Edindikleri deneyimin, benimsedikleri kültürün gereğidir bu… Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın son görev yıllarında Özel Kalem Müdürlüğü’nü yapmış Uğur Karagözlü de tanıklık ettiği dönemi çok fazla dile getirmeyi tercih etmeyen çok özel isimlerden birisi… Çok ısrar ettik… Kırmadı… Sadece Denktaş’a değil, hala tüm aileye en yakın bir dost Uğur Karagözlü…  Zaman zaman güldük… Ağladık… İlk defa bir röportajda ağladım… Çörek, hellim, espresso eşliğinde… Meslek Hayatım içerisinde, tarihe not denilebilecek nitelikte bu röportajın değeri hep ayrı olacak benim için… Keyifle okumanızı diliyorum…

İLK MESAİ GÜNÜ…                      

Özel Kalem Müdürü Güral Tanova izne çıkmıştı… Sen oturacaksın oraya dediler… Elim ayağım titredi… Denktaş’ın katı, ezen, biçen, gözünün yaşına bakmayan bir adam olarak bilirdim. Karşısına oturdum… Benden önce korumasına şunu sormuş, “Nerden buldular bu uyurgezeri” diye… (Kahkaha atıyoruz)… Ertesi gün Asil Nadir İngiltere’den kaçıp KKTC’ye geldi. İngiliz Gazeteciler KKTC’ye doldu… Herkes Denktaş’la görüşmek ister. İngiliz Yüksek Komiseri iade ister falan… O günlerde kendimi gösterdim sanırım… Ondan sonra CTP-DP Hükümeti, diğer önemli gelişmeler derken, yoğun çalıştık. Atamalar yapılırken, bana senin atama yazın ne oldu diye sordu… Bilmem efendim dedim… Söyle yazsınlar artık dedi… Dışarı çıkınca, sevinçten havaya sekerdim.

DENKTAŞ ÖNCELİKLE NASIL BİR İNSANDI?

Hayatta tanıdığım en yumuşak kalpli adamdı… Hayır demeyi bilmeyen bir adamdı… Kıbrıs konusu dışında… 12 sene yanında çalıştım. Bir defa fırçasını yedim. Usturuplu bir fırçaydı. Yerden göğe kadar hak etmiştim. Onun dışında bir kötü lafını işitmedim. Şahsıma, ya da başkasına tek kötü davranışını görmedim. 12 Yıl boyunca, bağırsın, çağırsın, sövsün saysın… ASLA…

KIBRIS KONUSUNDA İZLEDİĞİ POLİTİKA, KENDİ SİYASİ GÖRÜŞÜNÜN ISRARLI MIYDI YOKSA BUNU HALKIN İHTİYACI MI OLARAK BELİRLEMİŞTİ SİZCE?

Ablası vardı Neriman Hala… Denktaş’ın çocukluk anılarını anlatırdı. Evin bahçesinde ağaca tırmanırmış. Elinde tahta bir kılıçla düşmanlarla savaşırmış. Her çocuk, kendi doğduğu dönemin ürünü olur. Denktaş bir liderdi… Ve… Kendisine bir inanış anlayışı yaratmıştı. Denktaş’a inanan büyük insan grupları kitleler oluştu… Evet Denktaş, Kıbrıs Konusunda sağ görüşe inanırdı. Ama solcularla da çok iyi dostlukları vardı. Kıbrıs Sorunu işin içine girmediği sürece bence ne sağcı ne de solcuydu klasik anlamda… Kafatasçı milliyetçi hiçbir zaman olmadı… Onun kadar hoşgörülü birisini görmedim…

DENKTAŞ 2004 YILLARINDA ÇOK ZORLUKLAR YAŞADI. HAK ETMEDİĞİ SUÇLAMALAR GÖRDÜ. AZRAİL GÖREVE, VATAN HAİNİ GİBİ… NE HİSSETTİ SENCE?

Evet vatan haini diye çemberlere asılan pankartları torunları okudu… Bunları da yaşadı… O dönemde Denktaş benim gözümde bir o kadar daya büyüdü… (gözleri doldu)… Referandumda kaybedeceğini biliyordu ama tek başına mücadeleden vazgeçmedi. O günlerde çok ses çıkarmadı ama kurduğu çalıştığı, didindiği her şeyin patır patır yıkıldığına tanık oluyor olmasına rağmen, inancını hiç yitirmedi… Annan Planı’na onay verilmesini isteyen bazı Sivil toplum örgütlerinin kendisini ziyaretlerinde bile, sinirlendiği anlarda, belli etmeden odasına geçer, soluklanır geri dönerdi.

PEKİ, İSTESE AKINTIYA KARŞI KÜREK ÇEKMEZ, KAHRAMAN OLAMAZ MIYDI?

Olurdu… Bal gibi de kahraman olurdu… ama 3-5 günlüğüne… Bir dönem daha seçimi garantilerdi. Ama o adama yürekten inanmadığı bir şeyi yaptıramazdın… Kıbrıs Konusunda ama… diğer konularda yaptırabilirdin…

ZAMANIN ONU HAKLI ÇIKARDIĞINI SÖYEYEBİLİR MİYİZ?

Evet… Denktaş’ı, Annan Planı döneminde kendisine söylenen şeyler gerçekten çok üzdü… Ağlayabilirim… ( Ağlıyor)… Hak etmezdi… Kıbrıs Türkü, Denktaş’ın cenazesi gibi cenaze görmedi… Görmeyecek de… (Ben de ağlamaya başlıyorum…)

BEN DENKTAŞ’I CHURCHİLL’E BENZETİRDİM… (HANGİ YÖNÜNÜ?)

Mücadelesini, ağırlığını, kıvrak zekasını, konuşma kabiliyetini… Denktaş da halkını, Churchill gibi, korkunç bir savaşa hazırlamıştı…  Denktaş’ın bu halk için anlamını öğrenmek için sürgünden dönüşünde nasıl karşılandığına bakarsanız anlarsınız… Beynime kazınmıştır… Denktaş, hak ettiği saygıyı, cenazesi için toplanan mahşeri kalabalıkla gördü. Öyle bir cenaze başka olmaz… Hele ağlayan bir kadın vardı Girne Kapısı’nda… Asla unutamam… Mesela, bugün de zamanında küfür edenler bile özlemle saygıyla anıyoruz diyorlar hiçbir beklenti olmadan… (Gülüyoruz)

RAUF DENKTAŞ’IN KAYBI…

En büyük yarası sanırım Raif’ti… Denktaş, şakacıydı, esprili idi… Senenin bir günü hariç… Raif’in ölüm yıldönümü… Olamaz böyle bir gün…  Başkanlık içerisindeki havayı bıçakla kesebilirdin her o günün yıldönümü… Çok derin bir yaraydı… Denktaş’ın kafasında, Raif’in ölümüyle ilgili soru işaretleri hep vardı….

DENKTAŞ’IN EN BÜYÜK KORKUSU…

“Halkı, kurduğum devletten soğutacaklar…” Bunu kulaklarımla duydum. Yönetsel yanlışlarla ilgili bunu söylerdi… (Tam o anda sirenler çalıyor... Duygulanıyor… Uzun uzun iç çekiyor)

DENKTAŞ’IN EN BÜYÜK BAŞARILARINDAN BİRİ…

Türkiye Halkı’nın gözünde de bir kahraman oluşudur… Büyük kahramandı… Ben bile bunun kaymağını hala yiyorum… Ben asla yapmam ama  Türkiye’ye gittiğimde, bir dükkana girdiğimde, arkadaşım beni tanıtır tanıtmaz hala akan sular duruyor. Bir Kıbrıslı Türk olarak onunla gurur duyuyorum.

YIPRANMIŞTI…

Son dönemde yıpranmıştı. Çok uzun süre görevde kalmıştı… Ama son dönemde duyduğu bazı sözler ve tavırları asla haketmedi…

HAKLI ÇIKMIŞ… BU BENİ ÇOK MUTLU EDİYOR…

Tanık olduğum en mükemmel olaylardan biri, Annan Planı’nın mimarı Sir David Hannay ile diyaloğudur. Denktaş, sürecin referandumla biteceğini çok iyi biliyordu. Bunu engellemek istiyordu. Hanney ile nasıl dövüştüler? Sonuçta, büyük güçler müdahil olunca, sonuç ortada… Denktaş çözümün önünde tek engel gibi gösterildi. Şimdi de çıkıp haklıymış deniliyor. Bu da beni çok mutlu ediyor.

MAKARİOS BİLMEDEN İYİLİK YAPTI…

Makarios, Denktaş’ı sürgün edince, bilmeden iyilik yaptı. Denktaş, sürgünde iken Türkiye ile çok iyi ilişkiler kurdu. Siyasetini, bunun üzerine inşa etti.

DEMİREL İLE DOST, ECEVİT İLE SAYGILI…

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş, Türkiye Eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel ile çok iyi bir dosttu. Belden aşağı şakalar, fıkralar dahi konuşur, gülüşürdü. 1974 Dönemi Başbakanı Ecevit ile karşılıklı büyük saygı ve sevgi vardı. Ecevit’in, Denktaş’a büyük saygısı vardı… Demirel ile dostluk farklıydı…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.