Kırsal kesim arsalarını satanların sözleşmeleri iptal ediliyor... Erhürman: Takipçisi olacağız

Cumhuriyetçi Halk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, İçişleri Bakanlığı’nın ‘satış yoluyla veya devredilme yöntemiyle’ elden çıkarılan kırsal kesim arsalarının hak sahipliği belgelerinin ve sözleşmelerinin iptal edileceğini açıklaması üzerine sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.

CTP Genel Başkanı Erhürman, açıklamasında bu işin sonuna kadar destektiçisi olduğunu, aynı zamanda da verilen sözün takipçisi olacaklarını vurguladı.

Erhürman, altyapısı tamamlanmadan yeni kırsal kesim arazisi dağıtılmaması ve özellikle seçimler yaklaştığında yeni kırsal kesim arazisi dağıtımının gündeme getirilmemesinin önemini vurguladı.

Tufan Erhürman’ın açıklaması şu şekilde:

“İçişleri Bakanlığı, ‘satış yoluyla veya devredilme yöntemiyle’ elden çıkarılan kırsal kesim arsalarının hak sahipliği belgelerinin ve varsa sözleşmelerinin iptal edileceğini açıkladı.

Sonuna kadar destekliyoruz ve bu sözün takipçisi olacağız.

Kırsal kesim arsaları, turizm, sanayi ve yükseköğretim için tahsis edilen arsalar, ağıllarla ilgili tahsisler ve daha pek çoğu bugüne kadar siyasi istismar kapılarının en önemlileri arasında yer aldı.

Seçim dönemlerinde yoğunlaşan 'dağıtımlar', pek çok noktada 'hava parası' veya benzer isimler altında haksız rant elde etme aracına dönüştü.

Bu konuda dörtlü hükumet döneminde attığımız, özellikle turizm, yükseköğretim ve sanayi alanlarındaki adımlara benzer her adımı hem sonuna kadar destekleyecek, hem de takipçisi olacağız.

Bu arada, bu adımın arzu edilen sonucu verebilmesi için, kırsal kesim arsası konusunda hak sahibi gençlerin ihtiyacı olan alt yapı yatırımlarının bir an önce gerçekleşmesi gereğini de atlamamak lazım.

Bir de, alt yapısı tamamlanmadan yeni kırsal kesim arazisi dağıtılmaması ve özellikle yeni siyasi istismar kapıları açılarak seçim yaklaştı diye yeni kırsal kesim arazisi dağıtımının gündeme getirilmemesi önemli tabii!

Dedim ya, destekçisi ama aynı zamanda takipçisiyiz. Boş ve süslü bir söz olarak kalmasına izin vermeyeceğiz...”