Ülkenin gündemi suç; yurttaş asayişten endişeli
Ekonomik daralma, nüfus yapısındaki kontrolsüz değişim gibi etkenler, toplumun huzurunu bozarak suç oranlarını artırıyor. Bu durumun yanı sıra cezaevlerinde kapasite sorunu yaşanıyor.
- “Ülkemizde, gelişmiş ülkelerde bile daha önce görülmemiş suçlar yaygınlaştı”
- “Yüksek cezalarla suçluların toplumdan uzak tutulması sağlanabilir”
- "Gerçek çözüm; Suçun kökenlerine inmek ve önleyici önlemler almak”
- “Hukuk sisteminin elindeki yetkilerin sınırlı olması, cezaevlerinde doluluk sorununu derinleştiriyor”
- “Hükümetin bürokratik süreçleri hızlandırmalı ve etkili önlemler almalı”
- "Cezaevlerindeki doluluk oranının artmasının temel nedeni bürokrasinin yetersizliğidir"
- “Polis örgütü yüzde 74 kapasıte ile çalışıyor”
- “Hükümet polis almıyor, toplum güvenliği için adım atmıyor”
- “Üniversiteler, insan kaçakçılığı mekanı olarak anılıyor”
Suç oranlarının artmasında çok çeşitli sebepler etken oluyor.
Ekonomik daralmadan, nüfus yapısının kontrolsüz bir şekilde değişimine kadar olan birçok neden suç oranlarının artmasına ve toplumun huzurunun bozulmasına sebep oluyor...
Geçmişle karşılaştırıldığı zaman ülkedeki suç oranları ve niteliklerinde ciddi şekilde artış ve farklılık gösteriyor.
2023’te Başsavcılığın 30 bin ceza davası açtığı bilgisi bizzat kurum temsilcileri tarafından Meclis kayıtlarına geçirildi.
Kıbrıs Postası'na konuşan hukukçular, uyuşturucu ticareti, insan kaçakçılığı, cinsel istismar, silah kaçakçılığı gibi organize suç yuvalanması ve örgütlenmesi ile ilgili çok ciddi bir destinasyon olduğunun altını çizdi.
Kıbrıs Postası'nın elde ettiği bilgiye göre, eski ve yeni cezaevinde toplam 921 mahkum bulunurken, eski cezaevinde 154, yeni cezaevinde ise 767 mahkum bulunuyor.
Bu mahkumların 202'si KKTC vatandaşı, 206'sı Türkiye vatandaşı, 107'si çift uyruklu hem KKTC hem TC, yabancı uyruklu mahkum sayısı ise 406 olarak kayıtlara geçti.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili, Avukat Ürün Solyalı ve Avukat Kaya Muhtaroğlu, ülkedeki suç oranları ve çeşitliliğindeki artış konusunda gelinen noktayı, ve bu alandaki eksiklikleri Kıbrıs Postası’na değerlendirdi.
AVUKAT MUHTAROĞLU: SOSYOLOJİK DEĞİŞİMLER VE GELİŞİMLER SUÇ TÜRLERİNİN ARTMASINA YOL AÇMAKTA
Avukat Kaya Muhtaroğlu, Kıbrıs'ta, suç oranlarının belirgin bir artış gösterdiğini, bu artışın arkasındaki sebepler incelendiğinde, hukuk ve sosyoloji biliminin ayrılamaz bir şekilde etkileşim halinde olduğunu vurguladı.
Yasaların toplum taleplerine göre şekillendiği gerçeğinin, Ceza Yasası örneğinde olduğu gibi diğer yasalar için de geçerli olduğunu söyleyen Avukat Kaya Muhtaroğlu şu ifadeleri kullandı;
“Buna örnek olarak, son zamanlarda Evlilik Dışı Doğan Çocuklar Yasası gibi düzenlemelerin, artan evlilik dışı doğum vakalarının dikkate alarak yapılmıştır. Sosyolojik değişimler ve gelişmeler, suç türlerinin ve yoğunluğunun artmasına yol açmaktadır.”
Seri katil teriminin Amerika'da 1960'larda ortaya çıktığını hatırlatan Muhtaroğlu, bu suçların Kıbrıs'ta da görülmeye başladığını ifade ederek, eskiye oranla trafik kazalarındaki ölüm vakaları ve cinsel suçlar gibi nadir görülen suçların da arttığını vurguladı.
Avukat Kaya Muhtaroğlu, bu artışlarda toplumunun daha önce suskun kaldığı suçları daha fazla dile getirilmesi ve raporlanmasının etkili olduğunu kaydetti.
“ÜLKEMİZDE, GELİŞMİŞ ÜLKELERDE BİLE DAHA ÖNCE GÖRÜLMEMİŞ SUÇLAR YAYGINLAŞTI”
Nüfus artışının, sosyolojik değişimler ve teknolojik ilerlemeler de suçların çeşitlenmesine ve artmasına katkıda bulunduğunun altını çizen Avukat Kaya Muhtaroğlu, özellikle internetin yaygınlaşmasıyla birlikte sanal suçlar, kara para aklama ve sanal bahislerin daha sık görülmeye başladığını belirterek, “Ülkemizde, gelişmiş ülkelerde bile daha önce görülmemiş suçlar yaygınlaştı.” ifadelerini kullandı.
Toplumların gelişimi ve eğitim düzeyinin artmasıyla suç oranlarının azalmasının beklendiğini söyleyen Avukat Kaya Muhtaroğlu, “Örneğin, Doğu Bloğu ülkeleri Norveç, Finlandiya ve Danimarka gibi ülkelerde, suç oranlarının düşük olduğu örneklerdir. Ancak, Kıbrıs gibi ülkelerde toplumsal ve sosyolojik gelişmelerin, suçların çeşitliliği ve vahametinin artmasına neden olması muhtemeldir. Bu nedenle, suçla mücadelede devam eden çabaların yanı sıra, toplumun genel gelişimine odaklanmak da önemlidir.” dedi.
“YÜKSEK CEZALARLA SUÇLULARIN TOPLUMDAN UZAK TUTULMASI SAĞLANABİLİR”
Suç önleme stratejileri arasında caydırıcı cezaların etkili olup olmadığı konusunun tartışmaya açık olduğunu belirten Avukat Kaya Muhtaroğlu, yüksek cezalarla suçluların toplumdan uzak tutulabileceğini öne sürdü. Muhtaroğlu, “Ancak bu yaklaşımın suç işleme eğilimini gerçekten azaltıp azaltmadığı konusunda kesin bir bilgi yoktur.” diye konuştu.
Sosyologların ve uzman görüşlerinin bu konuda önemli olduğunu söyleyen Avukat Kaya Muhtaroğlu, suçun kökenlerini anlamak ve suç işlemeyi önlemek için eğitim ve sosyal desteğin önemli olacağını belirterek, “Özellikle genç yaşlarda başlayarak, bireylerin suça teşvik edilmeden eğitilmesi ve topluma kazandırılması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
"GERÇEK ÇÖZÜM; SUÇUN KÖKENLERİNE İNMEK VE ÖNLEYİCİ ÖNLEMLER ALMAK”
Suç işleyen bireyler için verilen cezaların, toplumun korunması açısından bir önemi olması yanı sıra, ıslah ve topluma geri dönüş için bir fırsat olabileceğini vurgulayan Muhtaroğlu, gerçek çözümün ancak, suçun kökenlerine inerek ve önleyici önlemler alınarak çözülebileceğini kaydetti.
İdeal olanın, bireylerin suç işlemeye eğilimli hale gelmeden önce erken yaşlarda sağlam bir eğitim alması olduğunu söyleyen Avukat Kaya Muhtaroğlu, bu nedenle suçla mücadelede sadece cezalarla değil, aynı zamanda eğitim ve sosyal destekle de ilgilenmenin önemli olduğunu bu yaklaşımın etkinliği ve uygulanabilirliği konusunda daha fazla araştırılması gerektiğini söyledi.
“HUKUK SİSTEMİNİN ELİNDEKİ YETKİLERİN SINIRLI OLMASI, CEZAEVLERİNDE DOLULUK SORUNUNU DERİNLEŞTİRİYOR”
Kıbrıs'ta cezaevlerinin doluluk oranlarının giderek arttığını, bu durumun ardında yatan temel sorunların ise hükümet politikaları ve bürokrasinin yetersizliği olduğunun belirtildiğini vurgulayan Kaya Muhtaroğlu, “Hukuk sisteminin elindeki yetkilerin sınırlı olması, cezaevlerinde doluluk sorununu daha da derinleştiriyor.” dedi.
Mahkemelerin cezai yaptırımlar konusunda kısıtlı yetkilere sahip olmasının, ceza davalarında uygulanabilecek seçenekleri sınırladığını belirten Avukat Kaya Muhtaroğlu, Avrupa'daki gibi alternatif yaptırımların (örneğin kamu hizmeti) mahkemelerde bulunmamasından dolayı hapis cezalarının daha sık uygulanmasına neden olduğunu söyledi.
Cezaevlerindeki doluluk sorununu artırmaya sebep olabilecek faktörler ile ilgili de konuşan Avukat Kaya Muhtaroğlu, bunun sebebinin yabancı uyruklu suçluların deport edilme süreçlerinin uzunluğundan olduğunu kaydetti.
Muhtaroğlu, anayasal olarak ceza süresi dolan bir kişinin serbest bırakılması gerekirken, deport işlemlerinin uzun sürmesi nedeniyle bu kişilerin cezaevlerinde kalmaya devam ettiğini belirtti.
“HÜKÜMETİN BÜROKRATİK SÜREÇLERİ HIZLANDIRMALI VE ETKİLİ ÖNLEMLER ALMALI”
Bu durumun, cezaevlerinin yanı sıra yurtlarda da aşırı doluluk yaşanmasına yol açtığını belirten Avukat Kaya Muhtaroğlu, “Hükümetin bürokratik süreçleri hızlandırılmalı ve etkili önlemler alınmalı” dedi.
"CEZAEVLERİNDEKİ DOLULUK ORANININ ARTMASININ TEMEL NEDENİ BÜROKRASİNİN YETERSİZLİĞİDİR
Cezaevlerindeki doluluk oranının artmasındaki temel nedenin suç oranlarının yüksek olmasının yanı sıra, kontrolsüz nüfus artışı ve bürokrasinin yetersizliği olduğunu vurgulayan Avukat Kaya Muhtaroğlu, bu noktada suç oranlarının azaltılması ve cezaevlerindeki doluluk sorununun çözülmesi için, hem yasal düzenlemelerin hem de etkili politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
Ürün Solyalı: RESMİ BELGEYİ SAHTELEME VE İKAMET İZİNSİZ BULUNMA SUÇLARINDA ÇOK CİDDİ ARTIŞLAR VAR
CTP Milletvekili, Avukat Ürün Solyalı da, Yüksek Mahkeme’nin yayınladığı raporlara göre bakıldığı zaman uyuşturucu madde kullanımı, cinsel istismar ve özellikle çocuk istismarı, müstahdem tarafından sirkat, resmi belgeyi sahteleme ve ikamet izinsiz bulunma suçlarında çok ciddi artışlar olduğunu vurguladı.
“POLİS ÖRGÜTÜ YÜZDE 74 KAPASITE İLE ÇALIŞIYOR”
Polis sayısının 3 bin olması gerekirken 2 bin 280 civarında olduğunu söyleyen Avukat Ürün Solyalı, “Polis örgütü yüzde 74 kapasite ile çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Avukat Ürün Solyalı, yerleşim yerlerinin doğru şekilde aydınlatılması, sokak devriyelerinin, gezici karakolların ve denetim yapan birimlerin sayılarının arttırılmasının ise zorunluluk olduğunu kaydetti.
“HÜKÜMET POLİS ALMIYOR, TOPLUM GÜVENLİĞİ İÇİN ADIM ATMIYOR”
“600’e yakın yandaş münhalsiz ve sınavsız bir şekilde geçici işçi olarak istihdam eden hükümet polis almıyor, toplum güvenliği için adım atmıyor” diye konuşan Avukat Ürün Solyalı, iç güvenlik yönetimi ile ilgili özel bir masa kurulması gerektiğini kaydetti.
Özellikle alım gücünün rahatlaması, eğitimin doğru şekilde verilmesi, koruyucu önlemlerin sosyal devlet şemsiyesi altında alınmasının suçla mücadelede önemli bir adım olduğunun altını çizen Avukat Ürün Solyalı, şöyle konuştu:
“Bilimden ve istatistikten uzak bir politika kurgulanamaz. Nüfusunu bilmeyen bir yapı güvenlik tedbirlerini de doru şekilde düzenleyemez. Kurumlarımızda veri toplanmadığı, istatistik çalışmaları da buna bağlı yapılamadığı için suçu önlemek için cezaların arttırılmasından umut bekleniyor. Yalnız başına cezaların arttırılması suçu önlemez.”
Cezaevleri kapasitesinin üzerine çıkmış bir durumda olması nedeniyle yurtlara yerleştirilen mahkumlar konusunu da ele alan Avukat Ürün Solyalı, tutuklu ve mahkum sayısının 625 kapasite ile tasarlanan yeni cezaevinin iki katına yakın olduğunu belirterek, "Bu durum sağlıklı koşulları yaratmadığı gibi güvenlik tehditi de yaratıyor" dedi.
Özellikle KKTC vatandaşı olmayıp tutuklu bulunan mahkum sayısının takriben yüzde 72 olduğunu öne süren Avukat Ürün Solyalı, ülkede suçu önleme politikası ve kurumsallaşmış mekanizmaların olmaması sebebiyle maliyetin ciddi harcamalar ve insan hakkı ihlallerini birlikte getirdiğine dikkat çekti.
Son bir yıl içerisinde, suça karıştığı için ihraç edilen kişi sayısının bin 700 olduğunu açıklayan Avukat Ürün Solyalı, bu kimselerin uçak bedelleri ve diğer giderlerinin vatandaş tarafından ödendiğini söyledi.
Ülkede ikamet izinsiz bulunma oranlarında artış olması, ve bu artışın önüne nasıl geçileceği hakkında da konuşan Avukat Ürün Solyalı, yükseköğretim alanının denetimsiz kalmasının çok büyük sorunlar yarattığını belirtti.
“ÜNİVERSİTELER, İNSAN KAÇAKÇILIĞI MEKANI OLARAK ANILIYOR”
Yükseköğretimin doğru yönetilmesi halinde hem ekonomik hem de niteliksel gelişmeye katkıda bulunabilecek olan üniversitelerin, uluslararası raporlarda insan kaçakçılığı mekanı olarak anıldığını söyleyen Avukat Ürün Solyalı, mahkeme kararlarında görüldüğü gibi bazı üniversitelerin derslere katılmayan öğrencilere vize imkanı sağladığını kaydetti.
KKTC’de üniversitelerde kayıtlı 110 bin üzerinde yükseköğretim öğrencisi bulunduğunu belirten Ürün Solyalı, 45 bin öğrencinin Türkiye vatandaşı, üçüncü ülkelerden ise 52 bin öğrenci olduğunu vurguladı.
Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve polisin, derse devam etmeyen, okula yazılmış olup farklı amaçlar için adaya gelen veya getirilen kişilerin, suça karışmadan tespit edilebilmesi için, derse devamlılığı kontrol eden bir altyapının tekrar hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Solyalı, ülkede ikamet izinsiz yaşayan kişilerin denetimi açısından, ülkeye giren kimselerin, vize günlerinin bittiğini gösteren ve adresinin tespit edilebileceği teknolojik altyapının ivedilikle İçişleri Bakanlığı’nda kurulması gerektiğinin altını çizdi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.