İÇ HABERLER
okuma süresi: 5 dak.

Aslı Murat: Şiddeti normalleştirmek ölüm getirir!

Aslı Murat: Şiddeti normalleştirmek ölüm getirir!

Avukat Aslı Murat, Dipkarpaz’da 16 yaşında hayata veda eden Arda Sünmez ölümüne işaret ederek, şiddeti normalleştirmenin ölüm getirdiğini söyledi.

Yayın Tarihi: 09/08/24 15:56
okuma süresi: 5 dak.
Aslı Murat: Şiddeti normalleştirmek ölüm getirir!

Avukat Aslı Murat, Dipkarpaz’da 16 yaşında hayatını kaybeden Arda Sünmez ile ilgili sosyal medya hesabından yazılı açıklama yaptı.

"Arda Sünmez’in çocuk yaşta ölümü, hepimizi aslında yıllardır çözül(e)meyen sorun yumağı ile yüzleştirdi” ifadelerini kullanan Aslı Murat, şiddete müdahale etmeme ve onu normalleştirmenin, kol kırılsın yen içinde kalsın mentalitesinin, çok ciddi mağduriyetlere neden olabileceğin idrak edilmesi gerektiğini söyledi.

Çocuk hakları ihlalleri açısından ağırlıklı olarak istismar meselesi gündeme gelirken, çocuğa yönelik fiziksel şiddetin boyutları ve ihmalinin çok fazla konuşulmadığına vurgu yapan Murat, “Ev içi şiddet her zaman çocuklar üzerinden değerlendirilmese bile, hepimiz biliyoruz ki, çocuklar bu olayların hem doğrudan hem de dolaylı mağduru oluyorlar” dedi.

Murat’ın açıklamasının tamamı şöyle:

“Şiddeti Normalleştirmek Ölüm Getirir

Arda Sünmez’in çocuk yaşta ölümü, hepimizi aslında yıllardır çözül(e)meyen sorun yumağı ile yüzleştirdi. Artık şiddete müdahale etmeme ve onu normalleştirmenin, kol kırılsın yen içinde kalsın mentalitesinin, çok ciddi mağduriyetlere neden olabileceğini idrak etmek zorundayız.

Çocuk hakları ihlalleri açısından ağırlıklı olarak istismar meselesi gündeme gelirken, çocuğa yönelik fiziksel şiddetin boyutları ve ihmal çok fazla konuşulmuyor. Ev içi şiddet her zaman çocuklar üzerinden değerlendirilmese bile, hepimiz biliyoruz ki, çocuklar bu olayların hem doğrudan hem de dolaylı mağduru oluyorlar.

Mevzuatımızın parçası olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin yaşandığı bir evde bulunan ve bu şiddete tanıklık eden çocukların korunması ve desteklenmesi anlamında devletlere görevler yükler. Buna göre; çocuk tanıkların haklarına ve ihtiyaçlarına yönelik sosyal güçlenmeyi sağlayıcı çalışmaların yapılması ve yaşlarına uygun psiko-sosyal danışmanlığın verilmesi gerekir.

TOCED Yasası da kadrosundaki personel aracılığıyla, çocuklara psikolojik destek vermek için görevlendirilmiştir. Ama devlet ne İstanbul Sözleşmesi’ndeki yükümlülüklerini yerine getirmekte ne de TOCED’e bir müdür ve tüm birimler için personel atayarak tam teşekküllü çalışma yapılmasına imkan sağlamaktadır. Maalesef çocukların yaşam hakkına saygılı ve haklarını koruyan, sağlıklı ve eğitimli bireyler olarak yetişmelerine zemin yaratacak bir idareye sahip değiliz.

Çocuk diye tabir edilen kişilerin yaş kriteri hususunda da yasalarda kafa karışıklığı vardır. Halbuki 18 yaşın altındaki herkes çocuktur. Çağdışı kalmış ve en son 2006 yılında değiştirilmiş Çocuklar Yasası, himaye altına alınacak çocuğun 16 yaşından küçük olması gerektiğini söyler. Yani 16-18 yaş arası olanlara dair ciddi bir yasal boşluk vardır.

Sosyal Hizmetler Dairesi’nin, Yenierenköy ve Mehmetçik Bürolarında personel yok.

Çocukların şiddete maruz kalmadan, kendini koruyan ve güçlendiren bir ortamda büyüme hakları vardır. Özellikle şiddete tanıklık etmek ve ayrıca doğrudan şiddete maruz kalmak, çocuğun beden ve ruh sağlığını ciddi şekilde etkilemekte ve sosyal gelişimini engellemektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde, bu alanda icraat ortaya koyacak olan Sosyal Hizmetler Dairesi’nin, Yenierenköy ve Mehmetçik Bürolarında personel yoktur. Arda’nın o bölgelerde yaşıyor olmasını bu yönü ile de değerlendirmek gerekir. Keza bu gibi durumlarda, özellikle önceden şiddet geçmişi olan evlerin düzenli ve sistematik şekilde takip edilmesi elzemdir.

Polis Teşkilatı’nın o bölge özelinde feodal ilişkilerin etkisi altında olduğunu söylemek mümkün. Mesela aynı özellikte bir olay Lefkoşa’da yaşandığında farklı muamele, İskele - Karpaz tarafında yaşandığında farklı muameleye tabi tutulabilmektedir. Bu noktadaki en önemli eksikliklerden biri de, çocuk hakları konusunda özellikle eğitilmiş personelin ve çocuklarla dair konularla ilgilenecek özel bir birimin Polis Teşkilatı içinde olmayışıdır. Ev içinde şiddete maruz kalan bir çocuk olduğunda, adli şubenin niteliği yeterli değildir.

Eğitim kurumlarındaki öğretmenler ve doktorların, çocuğa yönelik şiddetin fark ve tespit edilmesindeki önemi büyüktür. Bu noktada kamu ve özel hastanelerde, eğitim kurumlarında çalışanlara güvence sağlanarak, çocuk istismar ve ihmaline ilişkin polise bilgi verme zorunluluğu getirilmelidir.”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.