İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

TDP Girne İlçe Başkanı Ayşe Öztabay: Yalan değil, gerçek söylemlerin kabul görmesi için çabalıyoruz

TDP Girne İlçe Başkanı Ayşe Öztabay: Yalan değil, gerçek söylemlerin kabul görmesi için çabalıyoruz

Kıbrıs Postası’na konuşan TDP Girne İlçe Başkanı Ayşe Öztabay, halk odaklı sosyal demokrasinin avuçlarımızın içinden kayıp gittiğini ifade ederek “Yalan değil, gerçek söylemlerin kabul görmesi için çabalıyoruz” dedi.

Yayın Tarihi: 24/08/24 13:00
okuma süresi: 6 dak.
TDP Girne İlçe Başkanı Ayşe Öztabay: Yalan değil, gerçek söylemlerin kabul görmesi için çabalıyoruz

Kıbrıs Postası’na konuşan Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Girne İlçe Başkanı, Avukat Ayşe Öztabay, toplumun ‘beyaz yalanlara’ kurban edildiğini, gençlerin örgüt başkanlarının torpil vaatleriyle aldatıldığını, geniş çaresizlik yaşadığımız bu günlerde tamamen, dedikodunun ve çaresizliğin etkisi altında olduğumuzu, karar mekanizmalarında hakikatin önemini yitirdiği anlattı.

Ayşe Öztabay, “Yalan değil, gerçek söylemlerin kabul görmesi için çabalıyoruz” dedi.

Kıbrıs Postası’na konuşan avukat siyasetçi Ayşe Öztabay, halk odaklı sosyal demokrasinin avuçlarımızın içinden kayıp gittiğini şu sözlerle anlattı;

“Ne olup bittiğini anlamakta zorlandığımız günlerden geçiyoruz! Bu ülkenin bir parçası olmak ve hukukçu kimliği taşıyarak bunlara şahitlik etmek ise başlı başına sorun! Olaylara hem sosyal hem hukuki olarak bakmak ise inanılmaz yorucu.

Siyasi kimliğimizle çıktığımız yayınlarda, her şey bir yana bilhassa hukuki aykırılıklara dikkat çekmek ve esasen sahip olduğumuz haklarımızı aktarmaya, sosyal hukuk devletinin gerekliliğini ifade etmeye çalışıyoruz.

Hukuksuz bir siyasetin toplumun zararına olacağını anlata anlata geçiyor hayatımız. Bana sorarsan temel başlangıç noktamız da tam olarak bu olmalı!

Anayasayı temel alarak taleplerimizin kaynağının sınırlarını çizmeye çalışıyoruz.

Benim gibi halk odaklı sosyal demokrasiyi savunan her aktivist, her siyasi de bu şekilde katkı koymaya çalışıyor. Sokakta bunun geri dönüşümünü alıyor muyuz? Evet, şahsen ben etkileşim olduğuna çok tanık oluyorum lakin gelelim gerçeğe!”

“SANDIKLAR KURULDUĞUNDA BAŞKA KAYGILAR DEVREYE GİRİYOR”

“Her ne kadar söylemlerimizin gerçekliğine inanılsa da sandıklar kurulduğunda başka kaygılar devreye giriyor. Rakipleriniz kendi elleriyle güçsüzleştirdikleri halka bu kez sizin sunduğunuz gerçekçi politikalar yerine hükümette olmanın verdiği ve eşitlikçi olmayan hatta fırsat eşitliği tanımayan imkânları sunmaya başlıyor! İktidarı olmasa da hükümet olanaklarını elinde tutan rakipleriniz işsizler arasından seçtiği kendi işsizine iş, aşsızlar arasından seçtiği kendi aşsızına aş vaadinde bulunuyor. Hem de bu işsizlik ve aşsızlık sorununu yaratan da kendisi değilmiş gibi! Devlet öz kaynakları ve devletin imkânlarını peşkeş çekilmeye başlandığı anda da başa geri dönüyorsunuz! Gerçeklikler, menfaatlere yeniliyor.”

“GENÇLER ÖRGÜT BAŞKANLARININ TORPİLİYLE ALDATILIYOR”

“Evet, bu toplum işsiz bırakıldı! Gençler örgüt başkanlarının dudakları arasındaki sırayla ve torpille aldatıldı! Evet, nüfus sayımı yapılmadığı için ihtiyaçları belirlenmedi ve ekonomiye yenik aileler yaratıldı! 

Güçsüzleştirilen kitleler bu vaatlere muhtaç bırakıldı! Bunlar da yaratılan gerçekler! Sürekli olarak bunların temizlenmesinin gerektiğini hukuki bir reformla denetlenmezsek daha da çaresiz kalacağız desek de ve çoğunluk bu söylemlerimize destek verse de bir noktaya varamıyoruz! Birçok insan akıl tutulması ifadesini kullanıyor ben de tam olarak post truth gerilimine maruz kaldığımızı düşünüyoruz. Post truth dönemi; aslında 2004’lü yıllardan beridir dikkat çekilen bir akıl oyunu... Bilimsel açıklama olarak hakikatin önemini yitirdiği, bireylerin karar verirken ya da bir konu hakkında kanaat getirirken doğrunun, nesnel gerçeklikler yerine duygularla, inançlarla belirlenmesidir!

Geniş geniş çaresizlik yaşadığımız bu günlerde tamamen duygularımızla baş başa bırakıldık! E kapılıyoruz tabi ki bu akıma! Kişisel duyguların, anlatılanın, dedikodunun ve çaresizliğin etkisi altındayız! Gerçeklik hala yerinde duruyor. Gerçek siyaset herkes içindir. Benim işsizim değil bizim işsizlerimiz içindir. Benim aşsızım için değil birimizin dahi aşsız olmaması içindir. Arsızlar için değil aşsızlar içindir!

“BİZ SİYASETTE YALAN DEĞİL GERÇEK SÖYLEMLERİN KABUL GÖRMESİ İÇİN ÇABA GÖSTERİYORUZ”

Matthew d'Ancona değindirmesinde politikayı takip eden hemen hemen herkes, hatta inandığı ideolojisinin en militanı bile, siyasette yalan olduğunu bir şekilde kabul eder der. Ancona bunun yeni bir durum değil, antik çağlardaki yönetimlerde de olduğunu söyler. Fakat Ancona için asıl şaşırtıcı olan ve post truth olan olgu, siyasetçilerin yalan atmasından ziyade halkın -bunu bilsin veya bilmesin- yalana olumlu yaklaşmasıdır. Diğer bir ifadeyle x partinin söylemleri yalan olsa ve bunu takipçileri bilse de halk arasında yaygın olan “beyaz yalan” gibi veya “vatan için yaptılar” gibi söylemler yalanın üstünü örtmektedir.

Bize dönecek olursak, biz siyasette yalan değil gerçek söylemlerin kabul görmesi için çaba gösteriyoruz. Yalan siyasetin sonuçlarının bu denli yüzümüze vurduğu bu denli su yüzüne çıktığı başka bir dönem anımsamıyorum. Gerçekçi politikalarla kazanan eninde sonunda halkın bütünüdür. Geldiğimiz noktada siyasetçi kadar halka da düşen görevler de vardır. Yaşadıklarımızın hepimizi yorduğu bu noktada, umutlarımız ve mücadeleci ruhumuzu yeniden yükseltmenin tam zamanıdır diye düşünüyorum… Çünkü unutmayalım ki aslında bizden beklenen kabullenmek ve yenilmektir. Ne münasebet!”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.