Sosyal medya fenomenlerine "doğruluk" ve "şeffaflık" uyarısı!
Medya Etik Kurulu Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Öğüç, sosyal medya fenomenlerinin toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini belirterek, doğruluğu teyit edilmemiş bilgilerin paylaşılmasının ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Öğüç, fenomenlerin paylaşımlarında doğruluk, zarar vermeme ve şeffaflık ilkelerine uymaları gerektiğini vurguladı.
- "Doğruluk teyit edilmeden yapılan paylaşımlar, toplumu yanıltma anlamına gelir"
- "Sosyal medya fenomenleri doğru bilgiye saygı göstermeli ve etik ilkelere dikkat etmeli"
- "Yanlış bilgilerin yayılmasını engellemek için dijital okuryazarlık eğitimi önemli"
- "Dijital okuryazarlık eğitimi, Kıbrıs’ın kuzeyindeki eğitim sisteminde eksik"
- "Görülen her bilgiye inanmak yerine kaynağını sorgulamak önemli"
- "Kıbrıs’ta doğrulama platformu eksikliği, bilgi kirliliğiyle mücadelede ciddi bir boşluk yaratıyor"
Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından yapılan bir ankete ilişkin yayımlanan rapora göre, 45 ülkeden en az 1000 takipçisi bulunan 500 sosyal medya fenomeninin yüzde 62'si, içeriklerini doğruluğunu teyit etmeden paylaştığını ortaya koyarken, Kıbrıs Postası’na özel açıklamalarda bulunan Medya Etik Kurulu (MEK) Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Öğüç, sosyal medya fenomenlerinin büyük takipçi kitlelerine hitap ettiğini ve bu durumun onların toplumsal sorumluluklarını artırdığını belirtti. Çağdaş Öğüç, “Fenomenlerin doğruluğunu sorgulamadan içerik paylaşmaları, toplumsal güveni ciddi şekilde sarsabilir. Bu kişilerin, bilgi kirliliğini engellemek adına daha dikkatli ve sorumlu davranmaları gerekmektedir” şeklinde uyarıda bulundu. Öğüç, sosyal medya fenomenlerinin geniş takipçi ağlarıyla büyük bir etki gücüne sahip olduğunu, bu nedenle paylaşımlarının doğruluğunu teyit etmelerinin önem taşıdığını vurgulandı.
"DOĞRULUK TEYİT EDİLMEDEN YAPILAN PAYLAŞIMLAR, TOPLUMU YANILTMA ANLAMINA GELİR"
Öğüç, sosyal medya fenomenlerinin paylaşım yaparken üç temel ilkeye dikkat etmeleri gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi: "Doğruluk, zarar vermeme ve şeffaflık. Bir fenomen, paylaştığı içeriğin doğruluğunu teyit etmeden kamuoyuna sunuyorsa, bu sadece bireysel bir hata değil, aynı zamanda toplumu yanıltma anlamına da gelir. Zarar vermeme ilkesi ise burada çok kritik bir noktadır; yanlış bilgiler, bireylerin yanlış kararlar almasına sebebiyet verebilir."
"SOSYAL MEDYA FENOMENLERİ DOĞRU BİLGİYE SAYGI GÖSTERMELİ VE ETİK İLKELERE DİKKAT ETMELİ"
Sosyal medya fenomeni ve içerik üreticilerinin etik davranışlarının sadece kendi takipçileriyle değil, toplumsal bilgi ekosistemiyle de doğrudan bağlantılı olduğunu belirten Öğüç, doğru bilgiye erişim hakkının herkes için geçerli olduğunu vurguladı. "Bilginin hızla yayıldığı bu çağda, fenomenlerin bu hakka saygı göstermesi şarttır" diyen Öğüç, fenomenlerin paylaşım yaparken doğruluk, zarar vermeme ve şeffaflık ilkelerine dikkat etmeleri gerektiğini ifade etti.
ÖĞÜÇ, FENOMENLERİN ETİK SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMELERİ GEREKTİĞİNİ VURGULADI
Öğüç, fenomenlerin paylaştıkları bilgilerin kaynağını açıkça belirtmeleri, doğrulama süreçlerini şeffaf bir şekilde ortaya koymaları ve gerektiğinde hatalarını kabul ederek düzeltici içerikler paylaşmalarının etik bir zorunluluk olduğunu söyledi. Öğüç ayrıca, bu etik sorumlulukları yerine getirmeyen fenomenlerin davranışlarının yalnızca bireyleri değil, toplumsal iletişim kültürünü de olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti.
"YANLIŞ BİLGİLERİN YAYILMASINI ENGELLEMEK İÇİN DİJİTAL OKURYAZARLIK EĞİTİMİ ÖNEMLİ"
Dijital ekosistemde sağlıklı bir bilgi dolaşımının sağlanabilmesi için fenomenlerin sosyal medyadaki güçlerini toplumu aydınlatmak ve bilinçlendirmek amacıyla kullanmalarının önemini vurgulayan Öğüç, bu rolün bir tercih değil, ahlaki bir yükümlülük olduğunu belirtti. Yanlış bilgilerin yayılmasını engellemek için toplumun dijital okuryazarlık seviyesinin artırılması gerektiğini belirten Öğüç, günümüzde bilgiye ulaşmanın kolaylaştığını ancak doğru bilgiye ulaşmanın aynı derecede karmaşık hale geldiğini vurguladı. Öğüç, bireylerin internette karşılaştıkları her bilgiyi eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmeleri, kaynağını sorgulamaları ve doğruluğunu teyit etmeleri gerektiğini söyledi. Bu yetkinliğin kendiliğinden gelişen bir beceri olmadığını, sistematik bir eğitimle kazandırılması gerektiğini ifade eden Öğüç, özellikle erken yaşlardan itibaren bireylerde bu bilincin oluşturulmasının önemine değindi.
"DİJİTAL OKURYAZARLIK EĞİTİMİ, KIBRIS’IN KUZEYİNDEKİ EĞİTİM SİSTEMİNDE EKSİK"
Öğüç, Kıbrıs’ın kuzeyindeki eğitim sisteminde dijital ve medya okuryazarlığı eğitiminin eksikliğine dikkat çekerek, bu alandaki en büyük eksikliklerden birinin dijital okuryazarlık derslerinin eğitim sistemine entegre edilmemesi olduğunu söyledi. Çocuklar ve gençlerin her gün dijital içeriğe maruz kaldığını ancak bu bilgileri nasıl analiz edeceklerini ve doğruluğunu nasıl kontrol edeceklerini öğrenme fırsatı bulamadığını vurgulayan Öğüç, dijital okuryazarlık derslerinin sadece teknolojik araçların kullanımını değil, aynı zamanda bilgiyi analiz etme, eleştirel düşünme ve doğrulama yöntemlerini de içermesi gerektiğini ifade etti.
Ayrıca, dijital okuryazarlık eğitimlerinin etkili olabilmesi için öğretmenlerin bu konuda donanımlı hale getirilmesi gerektiğini belirten Öğüç, öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimlerle dijital okuryazarlık becerilerinin kazandırılmasını ve bu bilincin öğrencilere aktarılmasını önerdi. Ebeveynlerin de dijital okuryazarlık konusunda bilinçlendirilmesinin, çocukların dijital dünyadaki davranışlarını yönlendirmede önemli bir rol oynayacağını ekledi.
"GÖRÜLEN HER BİLGİYE İNANMAK YERİNE KAYNAĞINI SORGULAMAK ÖNEMLİ"
Öğüç, sosyal medyada yanlış bilgiyle mücadele etmek için bireylerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelerinin temel bir adım olduğunu söyledi. Görülen her bilgiye inanmak yerine, kaynağını sorgulamanın ve bilgiyi farklı kaynaklardan doğrulamanın önemine dikkat çeken Öğüç, şunları söyledi:
"Öncelikle, eleştirel düşünceyi geliştirmek bu konuda temel bir adımdır. Görülen her bilgiye inanmak yerine, "Bu bilginin kaynağı nedir?", "Kim paylaştı?", "Bu bilgi başka bir yerde doğrulanmış mı?" gibi sorular sormak önemlidir. Özellikle kriz anlarında veya önemli bir olay sırasında bilgi paylaşmadan önce bir süre beklemek ve haberi farklı kaynaklardan kontrol etmek de kritik bir önlemdir. İlk paylaşılan bilgiler genellikle eksik ya da hatalı olabilir, bu yüzden paylaşmadan önce güvenilir kaynaklardan doğrulama yapmak gerekir. Sosyal medya algoritmalarının genellikle etkileşim odaklı çalıştığını ve duygu yüklü ya da çarpıcı içeriklerin daha hızlı yayıldığını akılda tutmak önemlidir. Bu mekanizmanın farkında olarak, içerikleri daha eleştirel bir gözle değerlendirmek ve doğruluğundan emin olmadığınız içeriklere etkileşimde bulunmamak da önem arz eder."
Sosyal medya kullanıcılarının doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmalarını sağlamak için önerilerde bulunan Öğüç, "Algoritmalar genellikle kullanıcıların sık etkileşimde bulunduğu içerikleri öne çıkarır. Bu yüzden, güvenilir haber kaynaklarını ve doğrulama platformlarını takip etmek, onlarla etkileşime girmek; algoritmanın bireylere sunacağı içeriklerin daha sağlıklı hale gelmesini sağlar. Bilimsel, akademik veya doğrulanmış bilgiler paylaşan hesaplara ağırlık vererek, sosyal medya platformlarındaki bilgi akışı daha güvenilir hale getirilebilir” açıklamasında bulundu.
"KIBRIS’TA DOĞRULAMA PLATFORMU EKSİKLİĞİ, BİLGİ KİRLİLİĞİYLE MÜCADELEDE CİDDİ BİR BOŞLUK YARATIYOR"
“Bağımsız doğrulama platformlarının finansal ve teknik kapasiteleri artırılmalı, daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmaları sağlanmalıdır” vurgusunda bulunan Öğüç, Kıbrıs’ta teyit yapan bir doğrulama platformunun olmaması, sosyal medya ve internet ortamında bilgi kirliliğiyle mücadelede ciddi bir boşluk yarattığının altını çizdi ve “Öncelikli olarak buna benzer bir platformun oluşturulması, sorunu çözmese de ileriye yönelik bir adım olarak sayılabilir” dedi.
Öğüç, açıklamasına şu ifadelerle sonlandırdı:
"Bu platformun başarılı ve güvenilir olabilmesi için bazı temel özellikleri taşıması gereklidir. Öncelikle, tam bağımsızlık ilkesi benimsenmelidir. Platformun tarafsız kalabilmesi, herhangi bir siyasi, ticari veya ideolojik etkiden uzak durmasıyla mümkün olur. Bunun için uluslararası medya destek fonları, sivil toplum kuruluşları gibi bağımsız finansörlerden destek alınması gereklidir. Platformun Kıbrıs’ın yerel dinamiklerine uyum sağlaması da kritik bir gerekliliktir. Kıbrıs’ın kültürel çeşitliliği ve çok dilli yapısı göz önüne alındığında, doğrulama platformunun hem Türkçe hem de Yunanca içerik sunması, daha geniş bir kesime hitap etmesini sağlayacaktır. Bunun yanında, platformun şeffaf ve erişilebilir bir yapıya sahip olması da önemlidir."
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.