Oğuzhan Hasipoğlu: BM, federasyonun ortak bir zemin olmadığını kabul etti
UBP Genel Sekreteri, Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, BM'nin federasyonun artık ortak bir zemin olmadığını kabul ettiğini savunarak, federasyonun çağ dışı kaldığı görüşünü ortaya koydu. Hasipoğlu, Türkiye ile Kıbrıs Türk halkının tek ses olarak çözüm sürecini ilerletmesi gerektiğini vurguladı.
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri, Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Gökhan Altıner'in Kıbrıs Postası TV'de hazırlayıp sunduğu 'Sabah Postası' isimli programa konuk oldu. Hasipoğlu, Kıbrıs sorunu ve bölgedeki gelişmelere dair önemli değerlendirmelerde bulunarak, federasyonun çağ dışı kaldığını savundu.
Hasipoğlu, Hakan Fidan’ın KKTC’ye gerçekleştirdiği ilk resmi ve kapsamlı ziyaretin önemine değinirken, Fidan’ın, Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız izolasyonları tespit etmesinin ve adadaki gerçeklerin göz ardı edilmemesi gerektiği yönündeki açıklamalarını desteklediğini belirtti. Fidan’ın çözüm önerilerinin de KKTC’nin egemenliğini savunduğunu ifade etti.
Hasipoğlu, “Bu adada iki ayrı egemen halk ve devlet vardır. UBP’nin içselleştirdiği bu pozisyonu Hakan Fidan ve Türkiye net bir biçimde desteklemiştir” dedi. Ayrıca, sınır kapılarının açılmasının ve enerji konusunda ortak çalışmaların iş birliğine dayandığını, bunun herkes için kazanç sağlayacağını ve iş birlikleri olmadan bir ortaklığın oluşturulamayacağını belirtti.
"BM'NİN PARAMETLERİ DEĞİŞİNCE, CTP'NİN DE Mİ GÖRÜŞLERİ DEĞİŞECEK?"
Anavatan Türkiye, Kıbrıs sorununda UBP ile tek ses olurken maalesef biz kendi içimizde tek ses olamıyoruz diyen Hasipoğlu, Erhürman'ın "Federasyon bizim için saplantı değil, bilgiye dayalı bir çözüm modelidir" açıklamalarının kafa karıştırıcı ve çelişkili olduğunu söyledi.
CTP'nin tüzüğünde dahi federasyon olduğunu belirten Hasipoğlu, Birleşmiş Milletler parametrelerine dayanan bilgileri, “BM’nin kararları değişince, CTP’nin de mi görüşleri değişecek, CTP'nin ideolojisi BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarına mı tabidir?”” şeklinde eleştirdi. Dolayısıyla Kıbrıs sorununda tek ses olunması gerektiği konusunda çağrıda bulunan Hasipoğlu, federasyonun artık geçerliliğini yitirdiğini ve bu nedenle federasyon savunuculuğunun sona ermesi gerektiğini ifade etti. “Federasyon artık çağdışı kalmış bir çözüm önerisidir” diyen Hasipoğlu, Kıbrıs sorununun çözümü için tek ses olmaları gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Birleşmiş Milletler (BM) parametrelerinin de bu doğrultuda değişmesi gerektiğine dikkat çekti.
"BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, FEDERASYONUN ORTAK BİR ZEMİN OLMADIĞINI KABUL ETTİ"
Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs konusunda artık federasyonu ortak zemin olarak görmediğini kabul ettiğini ve Guterres'in son raporunda federasyon kelimesinin geçmediğine işaret eden Hasipoğlu, Birleşmiş Milletler parametrelerinin Kosova örneğinde olduğu gibi değişmesi için tek ses olmamız gerektiğini belirtti.
Erhürman'ın açıklamalarına yeniden değinen Hasipoğlu, “Eğer federasyon saplantı değil bir bilgi ürünüyse, Kıbrıs sorunu için Türkiye'de olduğu gibi tek ses olup iki egemen devleti savunalım” dedi. Birleşmiş Milletler’in bağlayıcılığı konusunda soru işaretleri olduğunu belirten Hasipoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dünya 5’ten büyüktür" sözünü hatırlatarak, Filistin’deki soykırımı dahi tanıyamayan 5 ülkenin iradesine dayalı bir organizasyonun, adanın geleceği konusunda bağlayıcı olmasının yanlış olacağını vurguladı. Kofi Annan'ın, Annan referandumundan sonra Kıbrıs Türklerinin üzerindeki izolasyonları kaldırmasını talep eden raporun dahi reddedildiğini hatırlatan Hasipoğlu, “Kimse 30 sene önce ortaya koyulan parametrelerin bugünün gerçekliğine rağmen bir çözümü getireceğine inanmasın” dedi.
"İŞ BİRLİKLERİ İÇİN KAPSAMLI MÜZAKERELER ERSİN TATAR'IN ÖNERİSİDİR"
Yaklaşan gayri resmi zirveler hakkında da açıklamalarda bulunan Hasipoğlu, bu buluşmaların Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın önerisi olduğunu belirtti. Ocak ve Mart aylarında gerçekleşmesi beklenen zirveler hakkında olumlu sonuçlar beklediklerini ifade eden Hasipoğlu, enerji ve kıta sahanlığı için komiteler oluşturmak için teklif hazırladıklarını, ancak şimdiye kadar önerilen iki toplumlu komite fikirlerinin Rumlar tarafından reddedildiğini bildirdi.
Daha kapsamlı ve resmi müzakereler için öncesinde iki devletin iş birliği yapması gerektiğini belirten Hasipoğlu, iş birliği olmadan ortaklık kurulamayacağını, çözüm için iki devletin iş birliği yapmasının gerekli olduğunu söyledi. Ayrıca, doğal kaynakların federal yetki alanı olduğu konusunda uzlaşılsa da, Rumların adanın geleceği ve doğal kaynakları hakkında kendi başlarına kararlar aldığını ve bu durumun çözüm sürecini zorlaştırdığını belirtti.
Son olarak, Hasipoğlu, Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinin güçlenmesinin müzakerelere olumlu etkisi olacağını ifade etti. Crans Montana’daki süreçte Türkiye ile Yunanistan’ın ilişkilerinin iyi olduğunu ancak Rum zihniyetinin değişmediğini ve Crans Montana’da olduğu gibi masadan kalkabileceklerini belirtti.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Alexy Flemmings16/01/25 11:57
KONFEDERASYON KÖTÜDÜR: Konfederasyon := ORTAK BİR AMAÇ için bir araya gelmiş olan ve bağımsızlığını belirli ölçüde korurken bazı konularda işbirliği yapan egemen yapıların genellikle gevşek olan bir birliğidir. 1) ORTAK AMAÇ YOKSUNLUĞU: HALEN, okullarda ve kiliselerde "EN İYİ TÜRK, ÖLÜ TÜRK'TÜR" denilerek Türk düşmanlığı yapan, TEK amacı ENOSİS (Yunanistan'la birleşme) olan, TÜRK'e HER ZAMAN HER YERDE DÜŞMAN olan, 16 günlük Selden bebeği PARÇALAYARAK TOPRAĞA GÖMMÜŞ Rum'lardan oluşan, Kıbrıslı Türk bebekleri vahşice katleden Rumlara hiçbir ceza vermeyen, bunlara soruşturma dahi açmayan Rum Yönetimi ile KKTC'nin sahip olduğu HİÇBİR ORTAK AMAÇ YOKTUR! KAĞIT ÜZERİNDE Ortak Amaç tanımlansa bile, Rumlar bu ortak amacı hemen savsaklayıp TEK amaçları olan ENOSİS'e yönelmektedirler (1960'da, ORTAK AMAÇ, Rumlarca 3 yılda savsaklandı). Konfederasyon oluşsa bile, Rumlar, çocuklarını, "EN İYİ TÜRK, ÖLÜ TÜRK'TÜR" diyerek yetiştirmeye devam edecekler: 1960'da Federasyon oluştuğunda, Rumlar, çocuklarını, "EN İYİ TÜRK, ÖLÜ TÜRK'TÜR" diyerek yetiştirmeye devam ettiler! 2) KARAR ALMA ÇIKMAZLARI VE YÖNETİMDE BİRLİK EKSİKLİĞİ: Konfederal yapılar zayıf merkezi otoriteye sahip olduklarından KARAR ALMA SÜREÇLERİ YAVAŞ VE ETKİSİZdir. KKTC ile G.Kıbrıs arasında güvenlik, kaynakların (doğalgaz rezervleri, petrol) paylaşımı ve dağıtımı ve dış ilişkiler gibi önemli konularda anlaşmazlıklar yaşanıp konfederal organlarda HEMEN tıkanıklıklar oluşur. 3) KIBRIS TÜRK'ÜNÜN ULUSAL KİMLİĞİNİN BOZULMASI: Konfederal düzenlemeler, Kıbrıs Türk'ünün değerlerine ve kültürüne zarar verip Kıbrıs Türk'ünün ulusal kimliğini bozar. 4) KKTC'NİN HUKUK SİSTEMİ İŞLEMEZ HALE GELİR: Konfederasyonun hukuk düzenlemeleri, KKTC'nin kendi hukuk sistemiyle MUTLAKA çatışır ve KKTC'NİN YASAL DÜZENLEMELERİ KKTC'DE UYGULANAMAZ HALE GELİR. KKTC ile G.Kıbrıs Cumhuriyeti hukukları arasındaki yasal çatışmalar, ticaret ve mülkiyet haklarını ve vatandaşlık haklarını etkileyip belirsizlikler yaratır ve adaleti engeller. 5) KKTC EKONOMİSİ BAŞKALARININ KONTROLÜNE GEÇER: Farklı ekonomik sistemler, politikalar veya ekonomik gelişmişlik düzeyleri bileşen devletlerde eşitsizliği ve gerilimleri artırır. G.Kıbrıs dışarıdan daha fazla destek aldığından ve Konfederasyon durumunda da daha fazla destek almaya devam etmeyeceğinin hiçbir garantisi olmadığından, KKTC ve G.Kıbrıs arasındaki ekonomik fark, KKTC'nin ekonomik istikrarsızlığına ve Kıbrıs Türkleri arasında hoşnutsuzluğa yol açar. Halihazırda, KKTC, VERGİ ADALETİ sağlayarak ve AKILCI GELİŞMECİ EKONOMİ POLİTİKASI izleyerek kendi vatandaşları arasındaki gelir dağılımındaki eşitsizliği istediği an kendi başına en aza indirebilir. 6) KKTC'NİN DIŞ AKTÖRLERCE ETKİLENEBİLİRLİĞİ ARTAR: KONFEDERASYONLAR, kırılganlıkları nedeniyle DIŞ AKTÖRLERİN ETKİSİNE DAHA AÇIKtırlar ve dış aktörlerce kolayca etkilenirler. Uluslararası aktörlerin rolü, çatışma ortamları oluşturur ve KKTC'nin iç yönetimini zorlaştırır. 7) KKTC'NİN GÜVENLİĞİ KALMAZ: Konfederasyon, birleşik savunma ve güvenlik stratejileri oluşturamaz. Sağlam güvenlik çerçevesi olmayan konfederasyonda da dış tehditler, iç çatışmalar veya uluslararası anlaşmazlıklar, belirsizlikler oluşturur. 8 ) KKTC'NİN DIŞ POLİTİKASI YÖNETİLEMEZ: Konfederasyonda, KKTC, G.Kıbrıs'ın engellemeleri nedeniyle, KENDİSİNE UYGUN DIŞ POLİTİKA İZLEYEMEZ. 9) KKTC'NİN YÖNETİMİ VERİMSİZLEŞİR VE MALİYETLER ARTAR: Konfederasyon, ayrı kurumları koruma gerekliliği nedeniyle karmaşık yönetim sistemlerine ve artan maliyetlere neden olur. Çift hükümet yapılarının, hizmetlerin ve bürokrasinin sürdürülmesi, kamu maliyesini baskılar. 10) FEDERASYONLARDA/KONFEDERASYONLARDA MERKEZİ HÜKÜMETİN KURULMASI HER ZAMAN SORUN OLMUŞTUR: ZORLA DELİ GÖMLEĞİ (FEDERASYON) GİYDİRİLEN BELÇİKA'da Flaman halkı, Valon halkıyla anlaşamadığından, Belçika'da ülkeyi yönetecek bir hükümetin bile kurulamaması (HÜKÜMETSİZLİK) hayatın normali oldu: Belçika'da HÜKÜMETSİZ geçen günler: 1979: 107 gün; 1988: 148 gün; 2007: 194 gün; 2019: 653 gün (2 YILA YAKIN); 2024: 197 gün(22.11.2024 itibarıyla) VE HALEN HÜKÜMETSİZ! ZORLA DELİ GÖMLEĞİ (FEDERASYON) GİYDİRİLEN BELÇİKA, 1830'dan beri, yaklaşık 200 YILDIR, BEDEL ÖDÜYOR! KKTC'de, HALİHAZIRDA, halkın seçtiği parti HEMEN HEMEN AYNI GÜN HÜKÜMET OLUYOR! Konfederasyon'da, Merkezi Hükümetin kurulamaması durumunda, İstikrarsızlıklar, KKTC'ye de OTOMATİKMEN yansır. 11) YÖNETİLEMEMEZLİK VE YÜRÜTÜLEMEMEZLİK DURUMUNDA KKTC'NİN KONFEDERASYONDAN AYRILAMAYABİLİR: Konfederasyonlarda, TEKRARLAYAN İSTİKRARSIZLIK RİSKLERİ vardır. KKTC Konfederasyon'da kendisini dezavantajlı hissettiğinde, gerilimler tırmanır ve Konfederasyon'dan ayrılmak istediğinde KAĞIT ÜZERİNDEKİ AYRILMA HAKKINA SAYGI GÖSTERİLMEZ (1960'da Kıbrıslı Türklerin KAĞIT ÜZERİNDEKİ AYRI BELEDİYE HAKKINA BİLE SAYGI GÖSTERİLMEDİ) ve İstikrarsızlık geri çevrilemez hale gelip kalıcı hale gelir. Mevcut durumda, KKTC, sahip olduğu devasa potansiyelini kullanır kullanmaz hemen gelişme gösterip istikrarsızlıktan kurtulabiliyor ve hızlıca gelişebiliyor. 12) KKTC'YE UZUN VADELİ BAĞLILIĞA İŞTAHSIZLIK: Konfederal ilişkiler, GEÇİCİ veya KOLAYCA GERİ DÖNDÜRÜLEBİLİR (dünyadaki Federasyonlar ve Konfederasyonlar sürekli olarak dağılmaktadır; dünyada SADECE PARÇALANMA vardır) olduğundan KKTC ile derin entegrasyon ve işbirliği düşünenlerin istekliliği azalmaktadır. 13) FEDERASYON/KONFEDERASYON KÖTÜ OLDUĞUNDAN DÜNYADA FEDERASYONLAR/KONFEDERASYONLAR SÜREKLİ PARÇALANMAKTADIR. DÜNYADA BİRLEŞME YOK! DÜNYADA YALNIZCA AYRIŞMA (PARTITION) VAR! SOVYETLER BİRLİĞİ (FEDERASYON): 15 YENİ ÜLKE YUGOSLAVYA (FEDERASYON): 5 YENİ ÜLKE SIRBİSTAN-KARADAĞ (KONFEDERASYON): 2 YENİ ÜLKE (AYNI IRKLI, AYNI DİNLİ, AYNI DİLLİ DE AYRIŞTI) SIRBİSTAN: 2 YENİ ÜLKE (Kosova!) Marşal Adaları, Mikronezya Karolin Adaları, Palau (ABD’den (FEDERASYON) ayrıldılar!) ÇEKOSLOVAKYA (FEDERASYON): 2 YENİ ÜLKE Güney Afrika: 2 YENİ ÜLKE (NAMİBYA) Etiyopya: 2 YENİ ÜLKE (ERİTRE) Endonezya: 2 YENİ ÜLKE (TİMOR-LESTE) Gürcistan: 3 YENİ ÜLKE (ABAZYA, GÜNEY OSETYA) Sudan: 2 YENİ ÜLKE (GÜNEY SUDAN) Kıbrıs: 2 YENİ ÜLKE (KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ) Federasyonların, Konfederasyonların, Devletlerin AYRIŞMASI HİÇ BİTMEYECEK: Trinistra, Filistin, Batı Sahara, Grönland, Quebec, Wallonia, Flanders, Katalonya, Bask, Padova, Kuzey İrlanda, İskoçya, Somaliland, Putland,... KONFEDERASYONLAR HEMENCECİK YIKILDILAR: Peru-Bolivya KONFEDERASYONU (1836-1839): HEMEN YIKILDI. Amerika KONFEDERE Devletleri (1861-1865): Amerikan İç Savaşı’nda ABD'ye yenilip HEMEN YIKILDI. Kıbrıs Cumhuriyeti (FEDERE ÖZELLİKLERE SAHİP; 1960-1963): HEMEN YIKILDI Senegambiya KONFEDERASYONU (1982-1989): HEMEN YIKILDI. SIRBİSTAN-KARADAĞ KONFEDERASYONU (2003-2006): HEMEN YIKILDI.