İzbul: "Elde veri olmadan sağlıkta sistem kurulamaz"
Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 222 milyon 432 bin 150 TL olarak öngörülen Sağlık Bakanlığı 2013 Bütçesi'ni bu sabah görüşmeye başladı.
ABBAS SINAY
Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerinde ilk sözü CTP-BG Girne Milletvekili Abbas Sınay aldı.
Sınay, ülkene kanser hastalarının sayısının her geçen gün arttığı, ülkenin ve özellikle Lefkoşa'nın pislikten geçilmez halde geldiği bir ortamda Sağlık Bakanlığı bütçesinin görüşülmekte olduğunu belirtti.
Her geçen gün artan kanser hastalığının tedavisinin zor ve masraflı olduğunu, insanların kanser dahil sağlık sorularına Türkiye veya Güney Kıbrıs'ta çözüm aradığını ifade eden Sınay, doktor ve hemşirelere yönelik saldırılardan duyduğu endişeyi dile getirdi.
Acil servis hizmetlerinin, uzman acil servis doktorları tarafından verilmediği sürece sorun yaşanmaya devam edileceğini kaydeden Sınay, bu kadar çok doktor olan bir ülkede, yeterli miktarda uzman acil servis hekimi yetiştirilmemesin anlaşılamaz olduğunu söyledi.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği'nin insan sağlına verdiği önem nedeniyle Taşkınköyde çeşmelerden lağım suyu akmasını gündeme getirmesine karşın, Sağlık Bakanlığı'nın Tabipler Birliği'ne yönelik olarak "Sizin göreviniz değil" açıklaması yaptığını ileri süren Sınay, bunun kabul edilemez olduğuna işaret etti.
Sınay, sağlıkta mutlaka otomasyona geçilmesi ve istatistik birimin oluşturulması gereğine işaret etti.
Çalışma izinleri için sağlık raporu verilirken bunun karşılığı bir para alındığını, toplanan paranın Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 10'u kadar olduğunu ileri süren Sınay, bu paranın nereye harcandığını bilmek istediğini söyledi.
Abbas Sınay, her alanda ama özellikle sağlıkta sürekli eğitimin önemine işaret ederek, "Ben, yılda bir doktora yurtdışı konferansa katılma olanağı sağlarım" diyerek sürekli eğitim yapılamayacağını ileri sürdü.
Sınay, sağlıkta sürekli eğitim için Sağlık Bakanlığı ile Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği'nin birlikte gerekli adımları atarak gerçek anlamada sürekli eğitim programları çıkarması gerektiğini belirterek "Sağlıkta gerçekten bir düzen, bir sistem getirilmez, bu sistem aynen sürdürülmeye çalışılırsa bu sistemi yürütmek mümkün değildir" dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin hekimlerin ikinci iş yapmasını düzenleyen yasayı iptal ettiğini, ancak Sağlık Bakanlığı'nın Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'yle protokol imzalayarak, devlet doktorlarının öğleden sonra Tıp Fakültesi Hastanesi'nde çalışma imkanı yarattığını savunan Sınay, mahkeme kararı ortada dururken böyle bir protokolün kabul edilemez olduğunu kaydetti.
Abbas Sınay, ülkede Genel Sağlık Sigortası Yasası yapılmadığı sürece ülkede Sağlığa sağlıklı bir çözüm ve sistem getirilemeyeceğini ileri sürdü.
Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğulu'nun yaptığı ilk icraatın tüm hastalara saat dağıtmak oluğunu söyleyen Sınay, üzerinde hastaların bayramını kutlayan ve bakanın ismi yazan saatlerden bir örneği Komite'ye gösterdi.
Hasipoğlu'nun ikinci icraatının hırsızlıktan sabıkalı bir kişiyi usta başı yapmak olduğunu ileri süren Abbas Sınay, Hasipoğlu'nun sağlıkta adım atmasını beklemediğini söyledi.
ARABACIOĞLU
Demokrat Parti (DP) Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu ise, sağlığa bireyler üzerinden değil, sistem üzerinden bakmak gerektiğine işaret etti.
Bir hekimin çok uzun süren bir eğitimden sonra hayata atılma durumuna geldiğini anlatan Arabacıoğlu, bu nedenle hekime sıradan kamu görevlisi olarak bakmamak gerektiğini söyledi.
Yapılması gerekenin tam veya yarı zamanlı çalışma seçeneğinin doktorlara sunulması olduğunu kaydeden Arabacıoğlu, sağlığın her zaman sistem ağırlıklı olarak konuşulması gerektiğine işaret etti.
Mustafa Arabacıoğlu, Sağlık Bakanlığı'na ait Hemşire Yüksek Okulu'nun YDÜ'ye devredilmesi konusuna da değinen Arabacıoğlu, bu devir sırasında devletin kaynaklarının ilgili kuruma aktarıldığını savunarak Sayıştay ve Savcılığın bu konuda inceleme yapmasını istedi.
Arabacıoğlu, Sağlık Bakanlığı'nın hastalara bayram hediyesi verebileceğini ancak üzerine Bakan ismi yazılmasının kabul edilemeyeceğini kaydetti.
Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu'nun devlet aleyhine çalışan protokolleri iptal etmesini olumlu bulduğunu vurgulayan Arabacıoğlu, Hasipoğlu'na teşekkür ederek "Kim isterse olsun, bu ülkede kimsenin kimseye imtiyaz sağlama hakkı yoktur" dedi.
YDÜ ile Bakanlık arasında imzalanan bir başka protokolle devlet hastanesi doktorlarının saat 15.30'dan sonra eğitim amacıyla üniversite hastanesine gitmesinin öngörüldüğünü ifade eden Arabacıoğlu, bunun anlamının da bu kuruma imtiyaz dağıtmak olduğunu söyledi.
Arabacıoğlu "Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu'nda olan bir doktor, hastayı üniversiteye gönderecek, arkasında da kendisi gidip orada hastaya bakarak, tetkiklerini yaptırarak şirkete para kazandırması kabul edilemezdir" şeklinde konuştu.
İZBUL
CTP-BG milletvekili Salih İzbul da yaptığı konuşmada, sistemin oluşturulması için gerekli verilerin bulunmadığını, yapılan sayımın sonuçlarının da ortada olmadığını ifade ederek, veriler olmadan sistemi oturtmanın mümkün olmayacağını söyledi.
Bugüne kadar CTP-BG döneminin sürekli eleştirildiğini ifade eden İzbul, bunun olumlu olduğunu çünkü en azından o dönemde sistem kurmaya yönelik bir çaba ve çalışma olduğunu anlattı.
İzbul, yapılan çalışmaların içeriği konusuna değinmeyeceğini, içeriğin yanlış, eksik olabileceğini ancak ortada sistem kurmaya yönelik bir çaba bulunduğunu söyledi.
İnsanların sağlığının devletin yükümlülüğünde olduğunu, kendisini de konuya bu açıdan bakıldığına işaret eden İzbul, sistemin bugünkü gibi devam etmesi durumunda gelecek yılöç komiteye gelip konuşma yapmayacağını, bugün de son ikazlarını yaptığını belirtti.
Hastanede yapılanlarla ilgili olarak methiye düzemeyeceğini, bir genel hastanede kalp ameliyatı yapılmasının haber değeri olmadığını savunan İzbul, bunlar yapılıyor diye haber yapılmasının reklamdan başka bir anlam ifade etmediğini söyledi.
Ülkenin başkentinin sağlıksız bir ortamda bulunduğuna işaret eden İzbul, böyle bir durumda sağlık konuşmayı da aslında anlamsız bulduğunu kaydetti.
EMİROĞLULARI
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili Mustafa Emiroğluları ise konuşmasında, Sağlık Bakanlığı'na ayrılan bütçenin önemli bir miktar olduğunu, doğru yerlerde, doğru şekilde kullanılmasının anlamlı sonuçlar yaratacağını söyledi.
YDÜ konusuna değinerek, bu kuruma bir şekilde menfaat sağlanmasının anlaşılır ve kabul edilir olmadığı görüşünü dile getiren Emiroğluları, devlet hastanesinde 5 TL'ye mal olacak aynı tedavinin, YDÜ Hastanesi'nde 5 bin TL'ye kadar çıkabildiğini savundu.
Bu nedenle özellikle ülke yönetiminde bulunanların yakınlarının sürekli YDÜ Hastanesi'ne yönlendirilerek faturaların devlete gönderilmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Emiroğluları, YDÜ Hastanesi'nin mali sıkıntıda olduğu duyumlarını aldıklarını söyledi.
Emiroğluları, ülkede tıp fakültesi kurulurken ilgili tüm meslek örgütlerinin buna karşı çıktığını hatırlatarak, gelinen aşamada bu karşı çıkışın ne kadar haklı olduğunun ortayı çıktığını ileri sürdü.
Ülkede sağlığın bozanların doktorlar olduğunu savunan Emiroğluları, Türkiye'de AK Parti'nin başarısının sağlıkta eşitliği bozmaması olduğunu ifade ederek, sağlıkta vatandaşa yönelik eşitliğin Türkiye'deki hükümetin başarısını gösterdiğini söyledi.
Emiroğluları, Türkiye'de her 20 kilometreye bir acil servis merkezi kurulmanın hedeflendiğine de işaret ederek, bunun sağlıktaki başarıyı gösterdiğini kaydetti.
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) kalp krizi nedeniyle duran kalplerin yüzde 80'inin geriye getirildiğini anlatan Emiroğluları, "Ben bu oranın bizde ne olduğunu merak ediyorum" dedi.
MRI cihazının alınamayacak kadar pahalı cihaz olmadığını kaydeden Emiroğluları, "50 trilyonluk hastane yaptık ama içine 1 trilyonluk MRI cihazı koyamadık" diye konuştu.
Başkent Lefkoşa'nın çöp birikimleri nedeniyle salgın hastalıkla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Emiroğluları, bu soruna kökten çözüm getirilmesini istedi.
Emiroğluları, ülkenin gençlerinin nerede eğitim yaptığını bilmediğini ifade ederek, böyle bir devlet politikasının olamayacağını ileri sürdü.
TAK
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.