İsrail askerleri "insani araya" rağmen Gazze'de 3 Filistinliyi öldürdü

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, Gazze Şeridi'nde "silahlı olduğunu" ileri sürdüğü 3 Filistinlinin "insani arayı" ihlal ettiğini savundu.

Hagari, "İsrail askerlerine tehdit oluşturduğu" iddiasında bulunduğu 3 Filistinlinin öldürüldüğünü söyledi.

Saldırıya ilişkin Filistinli gruplardan henüz açıklama yapılmadı.

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, İsrail'in günler öncesinde zorla boşaltması nedeniyle ancak "insani ara"da girilebilen Nasr Çocuk Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde çürümüş bebek cesetleri bulunduğuna ilişkin sosyal medyada yayılan görüntüler hakkında AA muhabirine açıklama yaptı.

Kudra, İsrail'in Nasr Çocuk Hastanesi'nde kalan bebekleri sağlık ekiplerinin dışarı çıkarmasına izin vermemesi sonucunda 5 bebeğin tek başına yoğun bakım ünitesinde kaderlerine terk edildiğini belirtti.

Sözcü Kudra, şunları söyledi:

"İsrail güçleri hastaneyi ilk bastığı andan itibaren bebeklerin yoğun bakım ünitesinden çıkarılmasını reddetti. Biz yaşam destek ünitesinde çocukların bulunduğunu bildirdik ancak sağlık personelini ve orada bulunanları zorla dışarı çıkardılar ve 'Biz gerekeni yapacağız.' dediler."

Durumu BM yetkililerine ilettiklerini ancak herhangi bir müdahale olmadığını, BM'den İsrail'in insani kuruluşlarla her türlü koordinasyonu reddettiği cevabını aldıklarını aktaran Kudra, "Çocuklar haftalar önce İsrail ordusunun hastaneye saldırmasından hemen sonra öldü ve bu, insani arada ortaya çıktı." dedi.

Gazze Sağlık Bakanlığının AA'ya yaptığı açıklama, Dubai merkezli yayın yapan Meşhed TV muhabirinin Gazze kentindeki Nasr Çocuk Hastanesi yoğun bakım ünitesinde çürümüş bebekleri görüntülediği videonun sosyal medyada çokça paylaşılmasının ardından geldi.

Meşhed TV'nin haberinde, Nasr Çocuk Hastanesi'ne "insani ara"da girilebildiği ve İsrail'in zorla boşalttığı hastanenin yoğun bakım ünitesinde terk edilen çürümüş bebek cesetlerinin bulunduğu aktarılmıştı.

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü de sosyal medya hesabından Nasr Çocuk Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde çekilen bir fotoğrafı paylaştı.

Paylaşımda, "İsrail ordusunun, Nasr Hastanesi'ndeki 5 bebeğin ölümündeki sorumluluğuna ilişkin uluslararası soruşturma yapılması" çağrısında bulunuldu.

İsrail ordusu, Gazze'deki çatışmalara "insani ara" verilmesinden önce, Şifa Hastanesi, Nasr Çocuk Hastanesi, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastaneleri ile Filistin Kızılayına bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini vurmuştu. Saldırılarda yüzlerce kişi ölmüş ve yaralanmıştı. İsrail güçleri bu hastanelerden bir kısmını da zorla boşaltmıştı.

Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, "İşgalci İsrail'in, Batı Şeria'da işgal altındaki topraklarımızda yerleşim yerlerini genişletme teklifi, topraklarımıza, halkımıza ve kutsallarımıza yönelik Siyonist saldırganlığın bir devamıdır." ifadesi kullanıldı.

Aşırı sağcı İsrailli Bakan Smotrich'in önerisinin, yasa dışı yerleşim yerlerini reddeden ve suç sayan uluslararası hukukun hiçe sayılması olarak değerlendirildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"İşgal hükümetinin topraklarımızdaki yerleşim projelerini genişletmeye devam etmesinin önüne geçilebilmesi için güçlü ve ciddi uluslararası duruş gerekmektedir. İsrail'in bu politikası ateşe benzin dökmek mahiyetindedir."

Açıklamada, İsrail'in yerleşim birimlerini genişletme çabalarının Filistin halkının kararlılığı ve direnişi karşısında başarısız olacağı vurgulandı.

İsrail hükümeti, 27 Kasım'da Gazze’deki saldırıları için 8 milyar dolarlık ek bütçeyi onaylamıştı.

Filistin topraklarında yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesini destekleyen aşırı sağcı Maliye Bakanı Smotrich de Gazze’deki çatışmaların yüksek maliyetine rağmen yerleşim yerleri için yüz milyonlarca şekelin bütçeye eklenmesinde ısrar etmişti.

İsrailli sivil toplum kuruluşu Peace Now (Şimdi Barış), hükümetin hazırladığı 8 milyar dolarlık ek "savaş bütçesinde", Yahudi yerleşim yerlerine fon ayrılmasını eleştirmişti.

Yerleşim karşıtı sivil toplum kuruluşu, İsrail hükümetinin, Gazze'ye yönelik saldırlar devam ederken işgal altındaki Batı Şeria’daki yerleşim birimlerine para aktarmasını "gece hırsızlığı" olarak yorumlamıştı.