BİLİM & TEKNOLOJİ
okuma süresi: 4 dak.

Uranüs’ün tuhaflıklarının gizemi çözüldü

Uranüs’ün tuhaflıklarının gizemi çözüldü

Japon astronomlar Uranüs'ün tuhaflıklarının gizemini çözdü. 27 uydusu ve halkalarıyla birlikte yörünge düzlemine dik hareket eden buz devi gezegenin geçmişinde Dünyadakinden farklı bir çarpışma yatıyor olabilir.

Yayın Tarihi: 08/04/20 12:02
okuma süresi: 4 dak.
Uranüs’ün tuhaflıklarının gizemi çözüldü

Bilim insanları sıradışı özellikleriyle uzun süredir akılları kurcalayan buz devi Uranüs gezegeninin sırını çözdü.

Astronomlar Güneş Sistemi’ndeki tüm gezegenler aynı düzlemde döndüğü için hepsinin kendi etrafında dönen ortak bir toz ve gaz bulutundan oluştuğunu düşünüyor. Yedinci gezegen Uranüs’ün de Güneş etrafındaki yörüngesi aynı düzlemde bulunuyor ancak diğer tüm gezegenler aynı zamanda kendi etrafındaki dönüşünü bu eksene paralel gerçekleştirirken Uranüs’ün eksen eğikliği 98 dereceye kadar çıkıyor.

Bu, Uranüs kendi etrafındaki bir dönüşünü yaklaşık 17 saatte tamamlasa da bildiğimiz anlamda gece gündüz döngüsü yaşanmadığı anlamına geliyor.

Dahası gaz ve tozdan oluşan gezegenin yalnızca kendisi değil etrafında dönen halkaları ve 27 doğal uydusu da Uranüs etrafındaki dönüşlerini gezegenlerin yörünge düzlemine eğimli biçimde gerçekleştiriyor.

EurekAlert’te yayımlanan habere göre, Tokyo Teknoloji Enstitüsü’nden profesör Shigeru Ida’nın öncülüğündeki araştırma ekibi buz devinin bu sıradışı özelliklerinin nasıl ortaya çıkmış olabileceğini açıklamayı başardı.

Yeni araştırmaya göre, Güneş Sistemi’nin erken zamanlarında Dünya’nın 1 ile 3 katı arasında kütleye sahip küçük bir donmuş gezegen genç Uranüs’e çarparak hem yörünge düzlemine dik dönmeye başlamasını hem de gaz devinden bir miktar kütlenin yörüngeye saçılmasıyla halkalarını ortaya çıkmasını sağladı.

Başka bir gökcisminin Uranüs’e çarparak beklenmedik özellikleri ortaya çıkarması düşüncesi yeni olmasa da, Japon araştırma ekibi bu sonuca gezegenlerin etrafındaki uyduların oluşumunu bilgisayar ortamında yeniden canlandırmak için ürettikleri yazılım aracılığıyla ulaştı.

Araştırmacılar bir gezegenin etrafında dönen ve boyut, yörünge, kimyasal bileşimi gibi özellikleri farklı olan uydularının gezegenin nasıl ortaya çıktığını anlamakta kullanılabileceğini düşünüyor.

Bilim insanları bu tür çarpışmaların her gezenin geçmişinde bir şekilde kendine yer bulduğunu düşünüyor. Örneğin, daha önce yapılan araştırmalar, Dünya’nın uydusu Ay’ın 4,5 milyar yıl önce gezegenimize Mars boyutunda bir kütlenin çarpması sonucunda oluştuğunu Dünya ve Ay’dan farklı maddelerin oranlarına dayanarak güçlü kanıtlarla göstermişti.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.