Lefkoşa'nın eski ve yeni mahalle ile sokak isimleri haritada toplandı

Lefkoşa'nın eski ve yeni mahalle, sokak isimleri ile tarihi kültürel detayları, "Lefkoşa Surlariçi'nde Osmanlı Türk İzleri" adlı bir haritada toplandı.

Harita ve Fotogrametri Mühendisi, eski Harita Dairesi Müdürü Halil Giray'ın 1915 ve 1927 tarihli İngiliz tapu haritaları ile eski ve yeni baskı Türk ve Rum haritalarından derleyerek çizdiği, eski ve yeni sokak isimleri yanında cami, mescit, türbe ve şehit mezarlarının da halen mevcut olanlarla birlikte gösterildiği 1878-2010 yıllarını kapsayan harita, basılarak Kıbrıs Türk halkına armağan edildi.
Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı'nın desteğiyle Devlet Matbaası'nda 4 bin adet basılan 1/3500 ölçeğindeki harita, Ahmet Alemdar tarafından baskıya hazırlandı.
Harita ve Fotogrametri Mühendisi, eski Harita Dairesi Müdürü Halil Giray, haritayı hazırlama gerekçeleri yanında kentin tarihi geçmişiyle ilgili bilgiler de aktardı.
OSMANLI FETHİYLE YÖNETİM MERKEZİ LEFKOŞA'DA İSKAN ÇALIŞMALARI...
9 Eylül 1570 tarihinde Lefkoşa ve 1 Ağustos 1571 günü de Mağusa'nın Osmanlı ordusu tarafından fethedilmesi ve tüm Kıbrıs adasının Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altına girmesinden hemen sonra, savaşın neden olduğu tahribatın giderilmesi için Osmanlı yönetimince çalışmalar başlatıldığını, bu çerçevede Venedik idaresinde olduğu gibi yönetim merkezi olarak seçilen Lefkoşa'da da büyük bir tamir ve imar faaliyeti ile birlikte iskan çalışmasına hız verildiğini hatırlatan Giray, şunları anlattı:
"Öncelikle sivil ve asker görevliler ile ailelerine Lefkoşa Surlariçi'nde bulunan ve savaş sırasında veya sonrasında Ada'yı terkeden veyahut savaşta ölen Venedikli yönetici ve asillere ait olan binalar, saraylar tahsis edilmiş; buna paralel olarak da Anadolu'dan getirtilen Türk aileler boş evlere yerleştirilmiştir. Ayrıca, savaştan önce Venedikliler tarafından şehirden sürülen ve dağlara sığınan Rumların az bir bölümüne de şehre dönme izni verilmiş ve bunlar Surlariçi'nin özellikle güney bölümündeki evlerine oturtulmuştur."
LEFKOŞA SURLARİÇİ'NDE OSMANLI-TÜRK KİMLİĞİ
O tarihte şehrin yerleşim alanının tamamına yakını surlar içinde bulunduğu ve bunun büyük bölümünde de Türk aileler ikamet ettiğinden Lefkoşa Surlariçi'nin tamamen bir Osmanlı-Türk kimliğine büründüğünü anlatan Giray, Türkçe isim taşıyan ve sonradan sayısı 13'e ulaşan mahalleler oluşturulduğunu, her mahalleye mevcut binalardan yararlanarak veya yeni binalar inşa edilerek bir cami veya mescit ile bir medrese veya okul, ayrıca bir çeşmenin mutlaka yapıldığını kaydetti.
Giray, bunlara ilaveten bazı mahallelere han, hamam, sağlık merkezi gibi tesislerin de yapıldığını, sokak isimlerinin hemen hemen tamamına Türkçe isimler konduğunu, savaş sırasında şehit düşen komutan ve bir kısım askerlerin şehit düştükleri yerlere mezar veya türbe inşa edildiğini, çeşitli sanat dallarında çalışanlar için de özellikle Baf kapısı ile Mağusa kapısı arasında ayrı ayrı çarşılar oluşturulduğunu anlattı.
Ölülerin gömülmesi için üç kale kapısının hemen dışında mezarlık yerleri ayrıldığını ve şimdi Büyük Han diye bilinen Alanyalılar Hanı'nın da hemen fetih sonrası inşa edilerek halkın hizmetine sunulduğunu anlatan Giray, şunları aktardı:
HRİSTİYAN-RUM KİMLİĞİNE DÖNÜŞTÜRÜLME ÇALIŞMALARI
"1878 yılına kadar Osmanlı-Türk kimliğinde yaşamını sürdüren Lefkoşa Surlariçi, bu tarihten itibaren İngilizlerin ve sonradan Rumların planlı ve sinsi girişimleri ile eski kimliğinden uzaklaştırılmaya ve Hristiyan-Rum kimliğine dönüştürülmeye çalışılmıştır.
Bu çerçevede yol genişletme iddiaları ile bazı mescitler, şehit mezarları ve Müslüman mezarlıkları yıkılıp kaldırılmış, çeşitli bahanelerle Türkçe mahalle ve sokak isimleri değiştirilerek yerlerine Hristiyan azizlerin veya Türklere karşı savaşan Elen kahramanlarının isimleri konmuştur."
Kendisinin, 1933-1951 yılları arasında, büyük bir Türk mahallesi olan Ömerye'de doğup büyüdüğü, evlerinin çevresinde Osmanlı'dan kalma cami, türbe, hamam ve fetih sırasında şehit olanların mezarlarını da içeren bir Türk mezarlığı bulunmasına rağmen sokak isimlerinin tamamının küçük bir sokak olan Galip Sokak hariç Rumca olduğunu örnek gösteren Giray, "Kimse bize eskiden bu isimlerin Türkçe olduğunu söylemedi, belki de bilmiyorlardı . Bu nedenle biz gençler bunların böyle olduğuna inanarak, çok sonralara kadar maalesef bu konu üzerinde durmak gereğini de duymadık" şeklinde konuştu.
Giray, eski Kıbrıs haritaları üzerinde yaptığı çalışmalar neticesinde bu haritayı hazırlama kararını nasıl verdiğini şu sözlerle anlattı:
İNGİLİZLERİN 1915 TARİHLİ TAPU PLANLARINDA SOKAK İSİMLERİ TÜRKÇE
"Yıllar sonra, eski tarihli Kıbrıs haritaları üzerinde yaptığım bir çalışma sırasında İngilizlerin 1900 yıllarında başlattıkları kadastral harita çalışmaları kapsamında hazırladıkları Lefkoşa Surlariçi ile ilgili eski, özellikle 1915 tarihli tapu planlarını inceleyip de Ömerye mahallesinin olduğu gibi diğer birçok mahallenin de sokak isimlerinin tamamına yakınının Türkçe olduğunu ve bu isimlerin 1915 yılında dahi bu şekilde kullanıldığını görünce, bunların ve ayrıca İngiliz ve Rumlar tarafından yol genişletme veya başka bahanelerle ortadan kaldırdıkları veya bizlerin sahip çıkamamamız nedeniyle yitirdiğimiz cami, mescit, türbe ve şehit mezarlarının da yine eski haritalardan tespit edilerek halen mevcut olanlarla birlikte bir harita üzerinde gösterilmesinin gerekli ve yararlı olacağına inanarak, böyle bir haritayı hazırlamaya karar vermiştim. İşte, 'Lefkoşa Surlariçi 1878-2010' haritası bu gaye ile hazırlanmıştır.
İleride bu haritadan da yararlanılarak daha detaylı çalışmaların yapılması ve özellikle gençlerimizin bilgilendirilerek geçmişimizle kurmamız gereken bağın hep sağlam kalması gerekir."
TAK
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.