2024’ün ekonomik zorlukları geride; 2025 için endişeler artıyor!
2025’in nasıl bir ekonomik tablo ortaya koyacağı belirsizliğini korurken, Türkiye’de ortaya konan mali-ekonomik hedeflerin ise KKTC’ye nasıl yansıyacak belirsiz... TL’de yüksek enflasyon, kamu bütçesindeki devasa açıklar yıl boyunca gündemdeki yerini koruyabilir...
2019-2020 yılları, Koronavirüs pandemisinden itibaren ekonomik tüm göstergeler bilhassa ülkemizde her yıl daha da kötüye gitti.
Turizmden, tarıma; eğitimden sağlığa genel tablo, pandemi öncesi yıllara bir türlü dönemedi.
Parasını katlayan “zengin” daha da zengin oldu, alım gücü düşük “fakir” ise daha da fakirleşti.
2024 yılı, 2022-2023’te olduğu gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) ekonomik zorluklar, artan hayat pahalılığı ve hane halkının alım gücündeki düşüşle geçti.
Küresel ekonomik dalgalanmaların yerel ekonomiye etkisi de hissedilirken, TL’de yüksek enflasyon, kamu bütçesindeki devasa açıklar ve döviz kurlarındaki oynaklık, yıl boyunca gündemde önemli yer tuttu.
Uzmanlar, 2025’in ekonomik anlamda 2024’ten daha zor bir yıl olabileceği değerlendirmesinde bulunuyor.
Bazı tespitlere göre 2013 yılında ivme kaybetmeye başlayan Türkiye ekonomisi, 2018’deki kur kriziyle birlikte Türk Lirası’nın hızla değer kaybedip enflasyonist baskılar artmasına tanıklık etmişti. Bu olumsuz tablo, 2020 yılında COVID-19 pandemisinin etkisiyle daha da derinleşti. Pandemi sürecinde küresel tedarik zincirlerinin bozulması, enerji ve gıda fiyatlarındaki artışlar ve küresel ekonomideki dalgalanmalar, Türkiye ekonomisindeki yapısal sorunları daha görünür hale getirdi.
Türk Lirası’nın değer kaybı hızlanırken enflasyon oranları da yükselmeye devam etti ve ekonomik istikrar daha kırılgan bir hale geldi.
Öte yandan 2024’te KKTC ile Türkiye ile imzalanan Mali protokollerdeki rakamların “gerçekleşme-miş oranları” ile de dikkati çekti.
2024 yılında gelir artırıcı önlemler alınamaması ve kamu harcamalarında denetimsiz büyüme, 2025’e devasa bir bütçe açığıyla girilmesine yol açtığı iddia ediliyor.
Gıda ve enerji başta olmak üzere temel ihtiyaç ürünlerindeki yüksek fiyat artışları, 2024’te KKTC halkının yaşam standardını ciddi şekilde etkiledi. Market alışverişlerinden faturalara kadar her alanda hissedilen hayat pahalılığı, asgari ücretli ve sabit gelirli vatandaşlar için 2024’ü ekonomik olarak dayanılmaz bir yıl haline getirdi.
Özel sektör çalışanları da yüksek işletme maliyetleri ve enflasyon nedeniyle iş güvencesizliğiyle karşı karşıya kaldı.
TÜRKİYE’DEKİ HEDEFLER KKTC’YE NASIL YANSIYACAK BELİRSİZ
Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan Orta Vadeli Program’a (OVP) göre, 2025 yıl sonu enflasyon tahminini %17,5 olarak belirlenmiş.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 2024’te yayınladığı son enflasyon raporunda ise 2025 için tahmin %21 seviyelerinde.
Ulusal kuruluşların tahminlerinin yanında bazı uluslararası kuruluşlar, daha yüksek oranlarda projeksiyonlar sunuyor. Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye'ye ilişkin 2024 yılı 4. Madde Konsültasyon Raporu'nda Türkiye’nin 2025 yılı enflasyon oranını %24 olarak öngörürken OECD’nin Economic Outlook raporu ise %30,7 tahmininde bulunuyor.
Türkiye’deki söz konusu mali ekonomik hedeflerin ise KKTC’ye nasıl yansıyacak henüz belirsiz…
SENDİKALAR VE SİVİL TOPLUM HAREKETLİ...
Cumhuriyet Meclisi’nden geçen 2025 bütçesi, 18 milyar TL’lik açık öngörüyor. Neredeyse tüm ekonomistler, bu açığın finanse edilmesi için ya borçlanmanın artırılacağı ya da yeni vergiler ve zamların gündeme geleceği uyarısında bulunuyor.
Öte yandan sendikalar ve sivil toplum örgütleri de ekonomik zorluklar karşısında hareketlenme içinde…
Bunun yanında hükümetin kamu çalışanları, emekliler ve sigorta emeklilerinin maaşlarındaki konsolide uygulamasını kaldırması halinde, HP ödeneğindeki bu değişikliğin 100 bin kişinin alım gücünü kaybetmesine yol açacağı iddia ediliyor.
Muhalefet, hükümetin Meclis’e gönderdiği hayat pahalılığını budayan yasayı eleştirerek, sigorta emeklilerinin maaşlarının azalacağını ve alım gücünü düşüren yasaların geri çekilmesi gerektiğini vurguluyor.
32 sendika, toplu iş sözleşmesi ve hayat pahalılığı artışıyla ilgili yasa değişikliklerine karşı geçtiğimiz hafta 2 günlük genel grev yaptı. Sendikalar ayrıca Meclis önünde de eylem yaptı.
Şimdilik bir uzlaşıya varıldığı açıklandı ancak sendikal hareketliliğin önümüzdeki yıl boyunca süreceğine kesin gözüyle bakılıyor.
2025: SEÇİM YILI EKONOMİK REFORMLARI GÖLGELİYOR
2025 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi, ekonomik reformlara ilişkin umutları şimdiden gölgeliyor.
Seçim döneminde hükümetlerin daha ürkek davranması, özellikle harcama disiplini ve yapısal reformlar konularında ciddi bir gecikmeye neden olabilir.
Özellikle kamu sektörü reformu ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele gibi konular, seçim nedeniyle gündemin gerisinde kalabilir.
UMUTSUZLUK VE ÇIKIŞ YOLLARI
Ekonomik sıkıntılar, KKTC’de bireylerin ve kurumların finansal dayanıklılığını zorlamaya devam ederken, uzmanlar çözüm önerileri konusunda karamsar.
Ancak tarım, turizm gibi sektörlerin stratejik planlamalarla yeniden yapılandırılması, ekonomik darboğazdan çıkış için hâlâ bir umut taşıyor. Özellikle yerli üretimin desteklenmesi ve vergi reformlarının hayata geçirilmesi, uzun vadeli çözümler arasında gösteriliyor.
2025’in nasıl bir ekonomik tablo ortaya koyacağı belirsizliğini korurken, halkın ve işletmelerin beklentisi, yapısal reformların cesurca hayata geçirilmesi ve ekonomik istikrarın sağlanması yönünde…
Yeni yıl, ekonomik umutların yeşereceği bir dönem mi olacak, yoksa 2024’teki krizlerin gölgesinde mi kalacak? Bu sorunun yanıtı, alınacak kararlarla şekillenecek.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.